Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3848 E. 2020/3947 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/3848
KARAR NO: 2020/3947
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 19/06/2018
NUMARASI: 2016/386 Esas – 2018/795 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 19/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 26/07/2010 tarihinde Tekirdağ’da meydana gelen trafik kazası sonucunda davacıların murisi …’nın vefat ettiğini, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, müteveffanın ise yolcu konumunda olup herhangi bir müterafik kusuru bulunmadığını, bahsi geçen araç bir otobüs olmasına rağmen araca ilişkin olay tarihinde geçerli bir karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu ferdi kaza koltuk sigorta poliçesi mevcut olmadığını, … Yönetmeliği uyarınca kazaya karışan vasıtanın karayolu taşımacılığı zorunlu ferdi kaza koltuk sigortasınını bulunmaması halinde ödemesi gereken tazminatın … tarafından ödenmesi gerektiğini belirterek fazlaya dair talep ve dava hakları şimdilik saklı kalmak kaydıyla … için 1.250 TL, … için 1.250 TL olmak üzere toplam 2.500 TL ferdi kaza koltuk sigortasından doğan tazminatın 17/03/2016 temerrüt tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davanın reddini savunmuştur. Mahkeme tarafından yapılan yargılamada; “davanın reddine” karar verilmiş, bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; söz konusu kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü kusurlu ve sorumlu olduğunu, müteveffa ise yolcu konumunda olup, herhangi bir müterafik kusuru bulunmadığını ancak bahsi geçen araç bir otobüs olmasına rağmen araca ilişkin olay tarihinde geçerli bir Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Ferdi Kaza Koltuk Sigorta Poliçesi mevcut olmadığını, … Yönetmeliği uyarınca kazaya karışan vasıtanın karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu ferdi kaza koltuk sigortasının bulunmaması halinde ödenmesi gereken tazminat … tarafından ödenmediğini, yerel mahkemeye sunulan delillerinin görmezlikten gelindiğini, Hazine Müsteşarlığından görüş alınmasının hukuki olmadığını, Hazine Müsteşarlığı Genelgesi’nin mahkemeleri bağlamayacağı Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortasının, yolculuğun başlangıcından bitişine kadar, otobüsün içinde veya dışında, otobüs hareket halinde iken veya değilken, yolculuk sırasında veya bekleme, duraklama ve mola yerlerinde karşılaşılabilecek her türlü kazalara karşı, sigortalılar (yolcular, sürücüler ve yardımcılar) yararına taşımacı tarafından yaptırılması zorunlu bir kaza (can) sigortası olup, kazanın oluşunda taşımacının ya da sürücü ve yardımcılarının bir kusurları bulunmasa bile, ölümlerde sigorta poliçesinde yazılı tutarın tamamı, bir zarar (destekten yoksunluk) hesabı yapılmaksızın, ölen kişinin mirasçılarına eksiksiz ve kesintisiz olarak yaralanmalarda beden gücü kayıp oranına göre zarar gören kişilere ödendiğini, Hazine Müsteşarlığı’nca çıkarılan 2010/8 Sayılı genelge ile yetkisinin aşıldığını, TBMM’nin bu konuda tavsiye kararı bulunduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, zorunlu koltuk ferdi kaza sigortasının bulunmayan aracın karıştığı trafik kazası neticesinde meydana gelen destekten yoksun kalma zararının tazmini istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13/1 maddesine göre; Bakanlar Kurulu, kamu yararı açısından gerekli gördüğü hallerde zorunlu sigortalar ihdas edebilir. Sigorta şirketleri, 20 nci maddenin ikinci fıkrasının (b) bendi ile üçüncü fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla faaliyet gösterdiği sigorta branşlarının kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamaz. Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası 25/02/2004 tarih, 25384 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2004/6789 nolu Bakanlar Kurulu Kararı ile ihdas edilmiş olup, 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu hükümleri çerçevesinde yolcu taşımacılığı yapan taşımacıların, yurtiçi ve uluslararası yolcu taşımalarında görevlendirecekleri sürücüler ile bunların yardımcıları ve taşıyacakları yolcular için “Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası” yaptırmak zorunda oldukları belirtilmiş, Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yaptırma mecburiyeti ile ilgili muafiyet ve istisnaların ise Ulaştırma Bakanlığı’nca belirleneceği açıklanmıştır. Daha sonra 13/11/2009 tarih, 27405 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2009/15545 nolu Bakanlar Kurulu kararı ile 2004/6789 sayılı kararda değişiklik yapılmış ve Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yaptırma mecburiyeti ile ilgili muafiyet ve istisnaları belirleme yetkisi Ulaştırma Bakanlığı’nın görüşü alınmak suretiyle Hazine Müsteşarlığı’na verilmiştir. Karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası yaptırma mecburiyeti ile ilgili muafiyet ve istisnalara ilişkin Hazine Müsteşarlığı’nın çıkardığı 28.06.2010 tarihli genelgede ise “01.07.2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, ticari amaçla yapılmayan taşımaların 4925 Sayılı Kanunun 2.maddesinin 2.fıkrası ile kanun kapsamı dışında bırakılan taşımalar ile yine aynı kanunun 2.maddesinin 3.fıkrasıyla düzenlenmesi ilgili mahalli idarelere bırakılan il sınırları içerisindeki taşımalar ile 100 km’ye kadar olan şehirlerarası taşımaların karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası kapsamı dışında olduğu kararlaştırılmıştır” ifadesine yer verilmiştir. Somut olayın incelenmesine göre, kazanın Tekirdağ İli ile Muratlı İlçesi arasında il içi taşıma esnasında meydana geldiği hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık yoktur. Davaya konu kaza, Hazine Müsteşarlığı’nın 01.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren genelgesinden sonra, 26/07/2010 tarihinde gerçekleşmiş olup, bu tarihte il içi taşımalarda “Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası” yaptırma mecburiyeti bulunmadığından davalının sorumluluğu doğmayacağından İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur (Aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/14851 E.- 2019/2733 K.sayılı kararı). Bu nedenlerle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK.’nın 346/2. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren bir hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 19/11/2020