Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3847 E. 2020/3946 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/3847
KARAR NO : 2020/3946
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 30/01/2018
NUMARASI : 2017/430 Esas – 2018/52 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 19/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;…
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12/06/2013 tarihinde Ümraniye Alemdağ caddesi Oral sokak yanı kavşak mevkiinde müvekkiline ait Üsküdar -dudullu minübüs hattına kayıtlı yolcu taşımacağılı yapan … plakalı … yönetimindeki aracın Tepeüstü istikametinde seyrederken karşı şeritte seyir eden … plakalı … yönetimindeki araçla kazanın meydana geldiği, buna ilişkin 18/06/2013 tarihinde … Anadolu 14. Sulh Hukuk mahkemesinde tespit davası açtıklarını ve 2013/59 değişik iş sayılı dosya kapsamında keşif yapıldığını, dilekçe ekinde bilirkişi raporunu da dosyamıza sunduklarını,bilirkişi raporuna göre … plakalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu bulunduğunu , araçta 3.260,38 TL hasar 5 günlük onarım süresince 2.000 TL kazanç kaybı olduğunun takdir olunduğunu, toplamda 5.744,23 TL zararı olduğunu beyanla, kaza sonrası meydana gelen zararlarının tazminini talep etmiştir. Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Kaza tespit tutanağının yasaya aykırı olduğunu, B sınıf ehliyet sahibi bir sürücünün ticari nitelikteki 6 tekerlek kullanamayacağını, müvekkilinin Oral sokağa her daim açık olan yolun kapalı bulunması üzerine, mecburen Alemdağ caddesi üzerinden dönüş yapmak durumunda kaldığını, o sırada karşı yönden gelen minübüs sürücüsünün hızlı şekilde yola devam ettiğini ve müvekkiline çarptığını, bilirkişi raporunu hazırlayanın makine mühendisi olduğunu, trafik kazası kusur durumunda uzmanlığı bulunmadığını, kaza nedeniyle müvekkilin servis aracının 21 günde tamir edildiği, bu müddet içinde araç tamir ve onarımı için toplam 12,500 TL masrafta bulunduğunu, zor durumda kaldığını, aracının satmak zorunda olduğunu, önceki değerinde satamadığını belirterek HMK 107. maddesine göre belirlenerek değer kaybını, hasar ve kazanç kaybını talep etmiştir. Mahkeme tarafından yapılan yargılamada; ” asıl dava yönünden: asıl davanın kabulü ile, 5.260,38 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karşı dava yönünden: karşı davanın reddine” karar verilmiş, bu karara karşı davalı-karşı davacı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davalı-karşı davacı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu kazada polis kaza tespit raporunda kusur %50 olarak taraflar arasında paylaştırıldığını, sonrasında davacı-karşı davalı tarafından kendilerinin gıyabında yaptırılan kusur ve hasar tespit dosyasında davacıya %75 müvekkiline %25 oranında kusur verildiğini, kendilerinin gıyabında yapılan kusur oranı ve hasar tespitine yasal süresi içinde itirazlarını dosyaya sunduklarını, davacının kendilerinin gıyabında başvurduğu tespit raporuna karşı hiçbir itirazlarının olmadığını, en az %25 oranında kusur davacı yönünden kesinleştiğini, bu işlerden sonra davacı ve müvekkil tarafından dava açılarak yargılama yapıldığını ancak yargılamının yapıldığı mahkemelerin aldırdığı raporlarda müvekkilinin %100 kusurlu kabul edildiğini, bunu kabul etmelerinin mümkün olmadığını, bilirkişi raporu eksik hatalı ve denetime elverişli olmadığını, mahkemece yedek parça ve işçilik meblağının yüksek belirlendiği raporlar doğrultusunda karar vermesini hukuka aykırı bulmadıklarını, bu meblağların fahiş hesaplandığını, bir diğer husus da davacı minibüsün kazancına dair aylık 6.000-tl afaki olduğunu, bu konuda minibüsün bağlı olduğu vergi dairesi’ne bildirdiği rakamlara göre hesaplama yapılması gerektiğini, bu kazancın kdvsi dahi hesaplanmadığını, bilirkişi tarafından bu kayıtlar (vergi) incelenmeksizin rastgele bir meblağ belirlenmesi ve yerel mahkemenin’de buna uymasının usule ve yasaya aykırı olduğunu, en az %50 kusurlu olan davacı -karşı davalının dayanaksız ve haksız davasının reddine, karşı davamızın kabulüne karar verilmesi gerekirken yerel mahkeme tarafından müvekkilinin %100 kusurlu kabul edilmesi, yüksek fahiş zarar hesaplarının kabulüne karar verilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava ve karşı davanın trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Mahkemece hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 07/11/2016 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen kusur değerlendirilmesinin, dosya kapsamında alınan 30/003/2016 tarihli 3 kişilik bilirkişi heyet raporu ile örtüştüğü, kazanın oluşuna ve dosya içeriğine uygun olduğu nedenle hükme esas alınmasında bir usulsüzlük yoktur. Davalı vekilinin kusura yönelik istinaf itirazları yerinde değildir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda davaya konu hasara uğrayan … plakalı minibüsün hasar tespitinin hasara konu parçaların kaza ayrıntılı değerlendirilmesi yapılmadan, kazanç kaybı yönünden makul süre tespitinin dayanakları açıklanmadan ve davacının yapması gerekli zorunlu giderler (yakıt masrafı v.s.) tenzil edilmeden kazanç kaybının hesaplanması doğru olmamıştır.Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken olarak kullanım şekline ve günlük kazancına ilişkin davacıya ait ticari defter, vergi ve maliye kayıtlarının temin edilmesi, minibüsün günlük kazancı tespit edildikten sonra bilirkişiden aracının hasar kalemlerine ilişkin ayrıntılı değerlendirme yapılarak hasar tespiti yapılması, aracın modeli, yaşı, kaza sonucu meydana gelen hasar durumu, km’si, kullanım tarzı v.s. de göz önünde bulundurularak aracın onarımı için makul sürenin tespit edilmesi, bu süre içinde davacının yapması gerekli zorunlu giderler (yakıt masrafı v.s.) tenzil edilerek kazanç kaybının belirlenmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davalı-karşı davacı … vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı-karşı davacı … vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı-karşı davacı … vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/11/2020