Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3836 E. 2020/3932 K. 13.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/3836
KARAR NO : 2020/3932
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 26/12/2017
NUMARASI : 2016/923 Esas – 2017/1205 Karar
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 13/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan davalıya ait … plakalı aracın 05/02/2016 tarihinde sürücü ve … yönetimindeyken kaza yaptığını, kaza sonucu sigortalının başvurusu üzerine aracın hasarı ile ilgili 29.153,22 TL ödeme yapıldığını, bunun yanı sıra onarım işçiliği nedeni ile 4.366,00 TL’lik yansıtma faturası düzenlendiğini, ancak bu sırada davalı şirketin rent a car işi yaptığının tespit edilmesi nedeni ile fatura bedelinin ödenmediğini, davalı şirketin … sayfasında rent a car işi ile uğraştığının bildirildiğini, taraflar arasında düzenlenen poliçede bu nedenle hasar bedelinin %80’nin sigortalı tarafından karşılanmak üzere müşterek sigorta uygulanacağının düzenlendiğini, bu durumda fazladan 22.440,00 TL ödeme yapıldığını ancak kazaya karışan diğer araç sigortasından 07/06/2016 tarihinde 7.300,00 TL’nin tahsil edilmesi nedeniyle bakiye 15.140,00 TL’nin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre 04/03/2016 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının davasının reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı firmanın rent a car işi (araç kiralama ) yaptığını bununda poliçe genel şartlarına aykırılık teşkil ettiğini, aracın rent a car firması adına kayıtlı olup kaza yapan kişinin firma yetkilisi veya elamanı olmadığından aracın kiraya verilmediğinin iddia edilmesinin mümkün olmadığını, bilirkişilerin aradığı kiralama sözleşmesinin müvekkilinin elinde olmasının da söz konusu olamayacağını buna rağmen yerel mahkemenin davayı reddetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.HMK’ nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, kasko sigorta sözleşmesi kapsamında davacı sigortacının sigortalısına yaptığı ödemenin istirdadı isteminden ibarettir. Taraflar arasında düzenlenen kasko sigorta poliçesinin kullanım şekli istisnası bölümünde “günlük veya kısa yahut uzun süreli olarak kiralanan araçlarda meydana gelen tüm hasarlar için aksi açıkça kararlaştırılmış ve gereken ek prim de ödenmemiş ise her hasarda hasar bedelinin %80’i sigortalı tarafından karşılanmak üzere müşterek sigorta uygulanacaktır ” düzenlemesine yer verilerek aracın kiralamada kullanılması halinde oluşacak zararların %80’i teminat kapsamı dışında bırakılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 1409. maddesi uyarınca sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. HMK.’nın 190. Maddesi gereğince ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkan tarafa aittir. Belirtilen düzenlemeler karşısında somut olaya bakıldığında aracın günlük veya uzun süreli kiralamada kullanıldığı ve bu kapsamda poliçedeki müşterek sigorta hükümlerinin uygulanacağını kanıtlama yükü davacıdadır. Davacı sigorta şirketi vekili tarafından davacının aracının rent a car işinde kullanıldığı hususunu ispat bakımından, şirketleri tarafından yaptırılan araştırma sonucu internet sitesi ve facebook sayfası bulunduğunu dayanak göstermiş dava konusu aracın da kiralık kullanıldığına ilişkin başka herhangi bir delil sunulmamıştır. Bu durumda poliçedeki müşterek sigorta hükmünün somut olay bakımından uygulama yeri bulunmadığı anlaşılmakla mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.13/11/2020