Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3821 E. 2020/3905 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/3821
KARAR NO: 2020/3905
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 01/03/2018
NUMARASI: 2014/377 Esas – 2018/259 Karar
ASIL DAVADA;
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
DAVA TARİHİ: 27/04/2012
BİRLEŞEN
İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2014/1290 ESAS VE 2014/375 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA TARİHİ: 14.11.2014
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 11/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’in yönetimindeki … plakalı aracın çarpması sonucunda davacının yaralandığını, hemşire olan davacının aynı gün iş görüşmesi yaptığını ve aylık 1.500,00 TL maaş ile işe başlayacağını, maddi zarara uğradığını, manevi yönden acı ve üzüntü duyduğunu, kazaya karışan aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi temin eden davalı …’ nin de zarardan sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; olayda davacının kusurlu olduğunu, kazaya karışan aracının Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi bulunduğunu, sigorta kayıtlarının araştırılması gerektiğini, sadece davacı iddiası ile tazminat hesabı yapılmasının yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kayıtlarında, kazaya karışan … plakalı aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesine rastlanmadığından husumet itirazlarının bulunduğunu, müvekkilinin sorumlu olabilmesi için kazaya karışan aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile müvekkiline sigortalı olduğunun kanıtlanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ltd.Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın, kaza tarihinde uzun süreli olmak üzere … Ltd.Şti’in tasarrufunda olup sürücü …’in de bu şirketin çalışanı olduğunu, müvekkilinin işleten olmadığını, bu nedenle husumet yönünden davanın reddinin gerektiğini, olayda davacının kusuru bulunduğunu, kazaya karışan aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesinin … sigorta a.ş, nezdinde bulunduğunu, yine aracın … Sigorta A.Ş tarafından yapılan maksimum ticari kasko sigortası bulunduğunu, davanın bu sebeple … Sigorta AŞ. ne yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili birleşen davada vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; … 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/377 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, açılan davada davalı olarak; sürücü, aracın maliki ve aracın sigorta şirketi gösterildiğini ancak açılan davada davalı olan … Sigorta A.Ş. tarafından verilen cevap dilekçesinde; kazanın meydana geldiği tarihte aracın kendileri tarafından değil … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalandığının bildirildiğini beyanla davalının sigorta limitleri ile sınırlı olmak üzere şimdilik 40.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tarihinde dava dışı …’in sevk ve idaresindeki …. Ltd. Şti adına tescilli … plakalı araç için müvekkili şirketçe 06.05.2010- 06.05.2011 tarihleri arasında … poliçe numarası ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olduğunu, bu dosyayla ilgili olarak müvekkili şirkete başvuru yapılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile asıl davada … Sigorta dışındaki tüm davalılar bakımından maddi tazminat taleplerini 41.421,07 TL, birleşen davada davalı … AŞ yönünden maddi tazminat taleplerini 41.421,07 TL’ye yükseltmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “2014/377 Sayılı asıl dava yönünden davalılar … Ltd. Şti. Hakkındaki dava, davacı tarafça takip edilmediğinden adı geçen davalılar yönünden davanın açılmamış sayılmasına, 2014/377 Esas sayılı asıl davadaki maddi tazminat isteminin davalı … yönünden, birleşen … 18. ATM. 2014/1290 Esas sayılı davada ise davalı … yönünden maddi tazminat isteminin kabulü ile; 41.421,07-TL maddi tazminatın tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde davalı … yönünden kaza tarihi olan 10/05/2010, birleşen dosya davalısı yönünden ise dava tarihi olan 14/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte adı geçen davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, Asıl davada davalı … yönünden talep edilen manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile; Takdiren 5.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 10/05/2010’dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … AŞ vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Birleşen dosyada davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın 2010 yılında meydana geldiğini davacının ise 2009 yılına ait diplomayı dosyaya sunduğunu, diploma tescil edilmesinden sonra yaklaşık 15 ay geçmiş olmasına rağmen davacının hemşire olarak çalışmadığını, dava dilekçesinde ise kaza nedeni ile işe başlayamadığının belirtildiğini ve ibraz edilen tek maaş bordrosunun 2012 yılının Haziran ayına ait olduğunu, kazadan yaklaşık 2 yıl sonra işe başlayan davacının sadece bir aya ait maaş bordrosu sunduğunu, davacının her ne kadar hemşire olsa ve buna ilişkin belge almış olsa da fiili olarak hemşirelik yapmadığını, kaza tarihi ile dosya karara çıkana kadar geçen yaklaşık 8 yıllık süre zarfında nerelerde çalıştığına dair dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığını, davacının gelirinin hemşire ücreti üzerinden hesaplanmasının hakkaniyete aykırı olup asgari ücretten hesaplanması gerektiğini, bilirkişi raporunda 2012 yılı Haziran ayının aylık net ücreti belli iken davacının Haziran 2012 yılındaki emsal ücret üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminatı istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre, kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 10/05/2010 tarihinde davalı …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın yaya olan davacıya çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edildiği, … plaka sayılı aracın birleşen dava da davalı …’ye kaza tarihini kapsar şekilde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunduğu, hükme esas alınan İTÜ öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan kusur raporuna göre davacı yayanın %25, davalı sürücü …’in %75 kusurlu olduğu, alınan maluliyet raporuna göre davacının bu kaza nedeniyle %5,1 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağının, iyileşme süresinin 10/05/2010 tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, İlk Derece Mahkemesince davacının yüksekokul mezunu olması nedeniyle asgari ücretin üzerinde gelir elde ettiği ve edeceği kabul edilmesinde, emsal ücret araştırması da yapılarak hükme esas alınan aktüer bilirkişi ek raporunda mesleği hemşire olan ve kaza tarihinde çalışmayan davacının kaza tarihinde bir hemşirenin aylık alabileceği emsal ücret üzerinden ve kaza tarihine göre uygun yöntemle belirlenen tazminata hükmedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. Bu nedenlerle; birleşen davada davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Birleşen dosyada davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 2.732,40 TL harçtan peşin alınan 684,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.048,40 TL harcın birleşen dosyada davalı … AŞ’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.11/11/2020