Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3814 E. 2019/361 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/3814
KARAR NO : 2019/361
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 20/02/2018
NUMARASI : 2017/73 Esas 2018/170 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/03/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı …’nın malik ve işleteni olduğu … aracın, temlik veren…’in işleteni olduğu …. plakalı araca çarparak hasara sebebiyet verdiği, kaza sonrası bağımsız eksperden alınan raporda hasar bedelinin 2.100,00 TL olarak tespit edildiği, sigorta şirketine başvuru üzerine 1.155,00 TL ödeme yapıldığını bakiye 1.323,00 TL’nin ödenmediğini, …’in şirketten olan alacağını davacı …’a devir ve temlik ettiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 250,00 TL değer kaybı ve 250,00 TL bakiye hasar bedelinin 14.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Talebin zaman aşımına uğradığını, davacının dava tarihinden önce sigorta şirketine başvuruda bulunmadığını, kusur durumlarının tespiti için dosyanın ATK’ya sevkinin ardından bilirkişi raporu alınması gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun sigorta poliçesindeki limit ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, temerrüt tarihinin kaza tarihi değil delillerin tümünün müvekkili şirkete tebliğ tarihinden itibaren 8 iş günü sonra başlayacağını bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın aktif husumet ehliyeti ve hukuki yarar yokluğundan dolayı 6100 sayılı HMK’nın 114/1-(d), (h) ve 115/2.maddesi gereğince usulden reddine” karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Dava konusu alacağın temliki sözleşmesinin sigortacılık faaliyeti olarak değerlendirilmesinin hukuki açıdan son derece yanlış olduğunu, dosyada mübrez alacağın temliki sözleşmesi ile bir risk sigortalanmadığını, müstakbel bir alacak değil, hali hazırda var olan bir alacağın temlik edildiğini, kaza gerçekleşerek zararın açığa çıktığını ve araçta meydana gelen zararın ekspertiz raporu ile tespit edilip onarım işlemlerinin tamamlandığını, ekspertiz raporu ile tespit edilen bedel alacağın temliki sözleşmesi ile müvekkilime temlik edildiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava değer kaybı için maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183/1. maddesine göre; Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir. Aynı Kanun’un 184/1.maddesi ile alacağın devrinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlanmıştır.Alacağın temliki, bir alacağın alacaklı tarafından bir başka kimseye devredilmesidir. Bu suretle borç münasebetinde alacaklının şahsında bir değişiklik vuku bulmakta, eski alacaklının (temlik edenin) yerini yeni alacaklı (temellük eden) almaktadır. Aynı zamanda, temlik edilen alacak eski alacaklının malvarlığından çıkarak yeni alacaklının mamelekine dâhil olmakta, alacağı talep etmek hakkı da yeni alacaklıya intikâl etmektedir. Alacağın temliki ile asıl haktan ayrı yalnız başına başkasına devredilemeyen dava hakkı da devredilmiş olur. Bu anlamda davada taraf sıfatı da temlik alanda olmaktadır (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 21.02.2017 tarih, 2016/13540 E. ve 2017/1715 K. sayılı kararı).Bir sübjektif hakkı dava etme yetkisi, kural olarak o hakkın sahibine aittir. HMK’nın 114/1-d bendi ile “Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları” dava şartları arasında gösterilmiştir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin gerçekten o dava ile ilgili kimseler olması, bir başka ifade ile dava konusu sübjektif hak ile taraflar arasındaki ilişkinin varlığı, usul hukukunda “sıfat” olarak tanımlanmaktadır. Uygulamada, “sıfat” yerine “husumet” terimi de kullanılmaktadır. Bir davada, taraflardan birinin, aktif ya da pasif husumet ehliyetini taşımadığı belirlenirse, davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir.Somut uyuşmazlıkta; Dava dışı araç sahibi ile davacı arasında yazılı olarak yapılan temlik sözleşmesi ile TBK’nın 183. vd. maddeleri hükümleri uyarınca dava dışı araç sahibinin aracının hasara uğraması nedeni ile davalıdan talep edebileceği değer kaybı alacağı davacıya temlik edilmiştir. Bu nedenle dava dışı araç malikinin hak ve alacaklarını hukuken geçerli temlik sözleşmesi alan davacı, taraf sıfatını da kazandığından bu davayı açmak için aktif dava ehliyetine ve hukuki yarara sahiptir. Bu durumda Mahkemece, işin esasına girilip iddia ve savunma doğrultusunda inceleme ve değerlendirme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın aktif husumet ehliyeti ve hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesi isabetsizdir.Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yargılamanın devamı için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince istinaf talep eden tarafa iadesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a/6 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/03/2019.