Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3803 E. 2020/3970 K. 20.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/3803
KARAR NO: 2020/3970
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 11/07/2018
NUMARASI: 2014/1320 Esas 2018/710 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 20/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; 21/05/2014 tarihinde yeni hal yolu otogar istikameti hal karşısında yaya müvekkil …’un yolcu minibüsünden inip aracın arkasından karşıya geçmek isterken plakası alınamayan beyaz renkli … marka aracın müvekkile çarparak kaçması şeklinde gerçekleşen trafik kazasında müvekkilin ağır bir şekilde yaralandığını, kazaya sebebiyet veren araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, araç sürücüsü tespit edilemediğinden davalının sorumlu olduğunu, müvekkilinin sebze haline sigortasız olarak günlük 40,00 TL yevmiye ile çalıştığını belirterek HMK”nın 107.maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL sürekli iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı yan tarafından müvekkil kuruma yöneltilen talebin davacının daimi maluliyetinden kaynaklanan tazminat istemi olduğunu, yapılacak yargılama sonunda aleyhe karar verilmesi halinde SGK tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarının araştırılması gerektiğini, …nın sorumluluğu poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” Davanın kabulü ile, 5.287,64 TL geçici iş göremezlikten kaynaklı tazminat ve 75.803,00 TL sürekli iş göremezlikten kaynaklı tazminat olmak üzere 81.090,64-TL maddi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazaya ilişkin davacının beyanı haricinde plakası tespit edilemeyen bir aracın kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiğine ilişkin başkaca bir somut delil (mobese ve herhangi bir kamera kaydı, görgü tespit tutanağı vb.) bulunmadığını, kazaya plakası tespit edilemeyen bir aracın sebebiyet verdiğinin ispatlanamadığını, çözümü özel ve teknik bilgi gerektiren tespite ilişkin soruşturma dosyasından kusur raporu alınmadığı gibi temyize konu huzurdaki davada da kusur tespiti yapılmadığını, eksiklikler tamamlanmadan ve kusur tespit edilmeden % 100 kusur üzerinden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, müvekkilin sorumluluğu kapsamında bulunan zorunlu sigortaların sağladığı teminatlara ilişkin olarak sigortalının belirlenememesi rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli sigortanın bulunmaması veya çalınmış veya gasp edilmiş araçlarla kazaya sebebiyet verilmesi durumlarında, kazalarda zarar gören 3. kişilerin, sigorta güvencesinden yoksun kalmaları nedeniyle uğrayacakları bedeni zararların karşılanmasından ibaret olduğunu, buna göre müvekkil kuruma ancak bedensel zararlar kapsamında başvurulabileceğini, geçici iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminat talebinin müvekkil tarafından karşılanmasının mümkün olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 21/05/2014 günü saat 08:00 sıralarında plakası tespit edilemeyen … marka araç sürücüsü Yenihal yolunda otogar istikametine giderken hal binası önünde bir minibüsten inip arkasından karşıya geçmek isteyen davacı yaya …’a emniyet şeridi üzerinde çarpıp kaçması ile gerçekleşen trafik kazası neticesinde, davacının yaralandığı ve bu yaralanma nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı talep edildiği anlaşılmaktadır. Karayolu Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereği, KTK 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur. Zorunlu mali sorumluluk sigortasının yaptırılmaması durumunda Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereği, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kaza tarihindeki limitleri dahilinde işletenin üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu … karşılayacaktır. Somut uyuşmazlıkta, kaza tespit tutanağı sadece davacının beyanı doğrultusunda düzenlenmiş olup davacıya çarpan plakası tespit edilemeyen aracın olay yerinden kaçtığı yazılmıştır. Davacı 21/05/2014 tarihinde saat 17:00 civarında Atış Alanı Polis Merkezi Amirliğine müracaat ederek kaza nedeniyle şikayetçi olduğunu, aracın kendisine hızla çarptıktan sonra uzaklaştığını, 112 servisiyle Haseki Eğitim Araştırma Hastanesine geldiğini, buradaki kontrollerde sağ elinde ve sol bacağında kırık olduğunu öğrendiğini ifade etmiştir. Olayın meydana gelişine ilişkin davacının beyanı dışında başka bilgi, belge, görgü tanığı beyanı bulunmadığı gibi davacı tarafından da kendi beyanına dayanan belgeler dışında delil gösterilmemiş İlk Derece Mahkemesince resen kazanın ne şekilde gerçekleştiğine ilişkin araştırma yapılmamıştır. Kazanın varlığının eksik belgelerle kabulü doğru olmamıştır. O halde iddia olunan trafik kazasının varlığı ve varsa araç sürücüsünün kusurunun ispat yükü davacıya ait olduğundan Mahkemece öncelikle davacının olayla ilgili emniyette verdiği ifade ile ilgili başlayan tüm soruşturma evrakları, savcılık dosyası, kazaya ilişkin tüm belgeler, ifadesine göre 112 ambulans ile hastaneye gittiği anlaşılmakla olay tarihi itibari ile kazanın meydana geldiği mahalden 112 ambulansın kim tarafından hangi saatte arandığı hangi hastaneye götürüldüğüne ilişkin tüm kayıtlar getirtilmeli, davacının götürüldüğü hastanedeki tüm tedavi belgeleri istenmeli, olay yeri görgü ve tespit tutanağı, olayın meydana geliş şekli ve yeri göz önünde tutularak, davacıda oluşan yaralanmanın meydana geliş şekli itibari davacı beyanına göre gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususlarına ilişkin illiyet bağının ve kalıcı maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumundan kaza tarihine göre uygulanması gereken Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre ayrıntılı, denetime elverişli şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/1593 E. ve 2020/4240 K. sayılı kararı). Kabule göre de; Davacı vekili dava dilekçesinde sürekli iş göremezlik tazminatı talep etmiş, geçici iş göremezlik tazminatı ilgili bir talebi olmamıştır. Aktüer bilirkişi raporunda geçici iş göremezlik tazminatı da hesaplanmış ve ıslahta buna göre yapılmıştır. Mahkemece de ıslah ve aktüer raporundaki hesaplamaya göre tazminata hükmedilmiştir. Oysa dava dilekçesinde bulunmayan talebin ıslah yoluyla eklenmesi olanağı yoktur. Yine HMK’nın 26.maddesi gereği hakim taleple bağlı olup, talepten fazlasına karar veremez. Dolayısıyla, geçici iş göremezlik tazminatı bakımından usulünce açılan bir dava bulunmadığı gözden kaçırılarak hüküm kurulması doğru olmamıştır. Mahkemece dava dilekçesinde talep edilen tazminatlar hakkında ıslah dilekçesinde belirtilen miktarlar esas alınarak hüküm kurulması, ıslah dilekçesi ile talep edilen geçici iş göremezlik tazminatı talebi konusunda esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinden davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının da yerinde olduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/11/2020