Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3625 E. 2020/3928 K. 13.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/3625
KARAR NO: 2020/3928
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 11/04/2018
NUMARASI: 2016/69 Esas – 2018/255 Karar
DAVA : Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat
BİRLEŞEN
GAZİOSMANPAŞA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
2014/598 ESAS – 2015/31 KARAR
DAVA: Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat
KARAR TARİHİ: 13/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesini özetle; Müvekkillerinin müşterek çocukları müteveffa …’ın 21/05/2006 günü …’ın araç sahibi olduğu, davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpması sonucu ölümlü trafik kazasının meydana geldiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacılardan … için 1.000,00 TL ve … için 1.000,00 TL olmak üzere topam 2.000,00 TL maddi tazminatın, yine müvekkillerinin her biri için 25.000,00 TL’den 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren başlayacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili vermiş olduğu 18.04.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile müvekkili … için 11.165,65 TL ve müvekkili … için 13.203,41 TL olmak üzere toplam 24.369,06 TL maddi taminatın olay tarihinden itibaren başlayacak faizi ile birlikte, yine müvekkillerinin her biri için 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren başlayacak faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Birleşen Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/598 Esas sayılı dosyasında, aynı trafik kazası nedeniyle Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/356 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, bu dosyada bilirkişi raporu alındığını ve tazminat miktarlarının hesaplandığını belirterek müvekkili … için 11.165,65 TL ve müvekkili … için 13.203,41 TL olmak üzere toplam 24.369,06 TL maddi taminatın olay tarihinden itibaren başlayacak faizi ile birlikte davalı … ve … Sigorta’dan tahsiline, yine müvekkillerinin her biri için 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren başlayacak faizi ile birlikte davalı …’dan tahsilini talep ve dava etmiştir. … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu olay tarihi 21/04/2006 olup, müvekkiline karşı açılan ve 10/11/2014 tarihinde müvekkiline tebliğ edilen dava ve alacak zamanaşımına uğramış olup dolayısı ile süresi geçtikten sonra açılmış olduğundan öncelikle davanın zamanaşımı yönünden reddini talep ettiğini, müvekkilinin dava konusu olayda hiçbir kusurunun bulunmadığını, olaya karışan araç sırf müvekkilinin adına kayıtlı olduğundan müvekkilinin, haksız bir şekilde olaydan sorumlu tutulmaya çalışıldığını, olayda vefat eden kişinin kusurlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu talebin zamanaşımı süresinin dolduğunu, zamanaşımı yönünden davanın reddini talep ettiğini, … plakalı araç 30/09/2005-30/09/2006 vadeli, … numaralı zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile müvekkil şirkete sigortalı olduğunu, sigortalı aracın sürücüsünün kusursuz olduğunu, itirazları doğrultusunda davanın reddini, aksinin kabulü halinde ise sorumluluğun azami poliçe teminatı ile sorumlu tutulmasını, davacı tarafın olay gününden faiz talebinin reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince “1-Asıl dava yönünden; A) Davalılar tarafından ileri sürülen zamanaşımı definin reddine B)Maddi tazminat talebinin ıslah edilmiş haliyle kabulü ile … için 13.2013,41 TL., … için 11.165,65 TL olmak üzere toplam 24.369,06 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 21.05.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’tan alınıp davacılara ödenmesine, C)Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, … için 11.000,00 TL., … için 11.000,00 TL olmak üzere toplam 22.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21.05.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’tan alınıp davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine 2-Birleşen dava yönünden; A) Davalılar tarafından ileri sürülen zamanaşımı definin reddine B)Maddi tazminat talebinin ıslah edilmiş haliyle kabulü ile … için 13.2013,41 TL., … için 11.165,65 TL olmak üzere toplam 24.369,06 TL maddi tazminatın davalı …’tan kaza tarihi olan 21.05.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, davalı … AŞ.’den dava tarihi olan 24.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle alınıp davacılara ödenmesine, C)Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, … için 11.000,00 TL., … için 11.000,00 TL olmak üzere toplam 22.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21.05.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’tan alınıp davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin Reddine 3- Asıl ve birleşen davada manevi tazminatın toplam 22.000,00 TL olarak verildiği, bu miktarın tahsilde tekerrür olmamak üzere, asıl ve birleşen dava davalıları gerçek kişiler … ve … için müşterek ve müteselsil olduğunun tespitine, 4- Asıl ve birleşen davada maddi tazminatın toplam 24.369,06 TL olarak verildiği, bu miktarın tahsilde tekerrür olmamak üzere, asıl ve birleşen dava davalıları …, … ve … için müşterek ve müteselsil olduğunun tespitine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili, davalı … vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı … tazminatlar konusu ölümlü kazanın meydana geldiği 21.05.2006 tarihinde kazadan haberdar edilip tazminat talep edilmiş olduğundan kazadan ve daha sonra açılan davalardan haberdar olduğundan bu kararı araştırmadan karar verildiğinden mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini, davacının sigorta şirketine kazanın meydana geldiği tarihte ihbarda bulunduğundan davalı … şirketi yönünden maddi tazminata uygulanacak faizin, kazanın olduğu tarihten ya da kazanın sigorta şirketine bildirimde bulunulduğu tarihten itibaren işletilmesine karar verilmesi gerektiğini, manevi tazminat miktarının düşük olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Olay 2006 yılında gerçekleştiğinden yasal zamanaşımı süresinin geçtiğini, GOP 3. Asliye Ceza Mahkemesi dosyasında 24/05/2007 tarihindeki keşifte müvekkil Musa’nın kusursuz olduğu tespit edilip daha sonra alınan raporda da tali kusur verildiğini, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinde alınan raporda da ölenin asli kusurlu olup kusur oranının %62,5 olduğu ve müvekkil Musa’nın tali kusurlu olup kusur oranının %37,5 olduğu tespiti yapıldığından alınan raporların birbiriyle çelişkili olduğunu, maddi ve manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkil aleyhine açılan dava 24/09/2017 tarihinde açılmış olup kaza tarihi 21/05/2006 olduğundan aradan 8 yıl geçtiği için davanın zaman aşımı yönünden reddi gerektiğini, birleşen dava yönünden müvekkilin faizin dava tarihi olan 24/09/2014 tarihi itibariyle değerlendirilmesi gerekirken kaza tarihi itibariyle değerlendirildiğini, manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, birleşen dava yönünden müvekkili lehine (reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden) vekalet ücreti miktarının eksik takdir edildiğini, yargılama giderleri ve harçların dava ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı hesaplanarak belirtilmesi gerekirken iki kez aynı miktarda yazılmış olmasının tekerrüre yol açtığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. KTK’nın 109/2.maddesine göre “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” Dava konusu kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 85/1 ve 66/1-d maddelerine göre, ceza dava zamanaşımı 15 yıldır. Kaza tarihi olan 21/05/2006 tarihi ile dava tarihleri dikkate alındığında 15 yıllık ceza dava zamanaşımının dolmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, davalı … vekilinin zamanaşımına yönelik istinaf iddia ve itirazı yerinde değildir. Diğer davalı … ise yargılama sırasında cevap süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunmamıştır. HMK’nın 319.maddesine göre savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı defi cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içince cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda HMK’nın 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı defi davacının açık muvafakati ile yapılabilir. Eldeki davada davalı … cevap dilekçesi sunmadığı ve zamanaşımı defi ileri sürmediğine ve davacı tarafından açık muvafakati bulunmadığına göre istinaf aşamasında ileri sürülen zamanaşımı def’inin nazara alınması olanaklı değildir. Haksız fiil sorumlusu olan sürücü ve araç malikinin, zararın tamamı için haksız fiil (kaza) tarihi itibariyle mütemerrit olduğundan hükmedilen tüm tazminat kalemleri yönünden faizin başlangıç tarihi kaza tarihi, sigorta şirketi yönünden ise davadan önce temerrüte düşürülmüş ise bu tarihten aksi halde dava tarihi itibariyle mütemerrit olacağından hükmedilen tüm tazminat kalemleri yönünden faizin başlangıç tarihinin buna göre belirlenmesi gerekmektedir. Davalı … kazaya karışan aracın maliki olduğundan mahkemece kaza tarihinden faize hükmedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Yine davalı … şirketi davadan önce temerrüte düşürüldüğüne ilişkin dosya kapsamında belge bulunmadığından dava tarihinden faiz yürütülmesi de doğrudur. Buna ilişkin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. Davalılar vekilinin kusura ilişkin istinaf talebi bakımından değerlendirme yapıldığında; Mahkemece alınan kusur bilirkişi raporuna göre sürücü … % 37.5, müteveffanın ise %62.5 oranında kusurlu olduğu, aynı olay nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı Gaziosmanpaşa 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/712 Esas- 2010/1357 Karar sayılı dosyasına sunulan Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi raporuna göre kazanın meydan gelmesinde davalı sürücü …’ın alt düzeyde tali, müteveffanın ise asli kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmektedir. Bu durumda Mahkemece aldırılan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında davalılar vekilinin kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. İlk Derece Mahkemesince karar tarihinde yürürlükte bulunan 2018 yılı AAÜT’nin 10/2.maddesinde manevi tazminat davasının kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücretin, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceğine ilişkin hükme göre davalı vekili yararına vekalet ücreti belirlenmesinde ve birleşen dosyalarda her dosya yönünden ayrı ayrı hüküm kurulduğundan yargılama giderlerinin de ayrı hesaplanmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Davalı vekilinin bu yönden de istinaf talebinin reddi gerekmiştir. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/2.maddesi kapsamında davacılardan her biri lehine verilen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varıldığından manevi tazminat miktarına yönelik istinaf yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davacılar vekili, davalı … vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekili, davalı … vekili ile davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre davacı yönünden alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, Harçlar Yasası’na göre davalı … yönünden alınması gereken 3.167,47 TL harçtan peşin alınan 1.583,73 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.583,74 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, Harçlar Yasası’na göre davalı … yönünden alınması gereken 3.167,47 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.131,57 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.13/11/2020