Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/35 E. 2020/71 K. 24.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/35
KARAR NO : 2020/71
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 14/11/2017
NUMARASI : 2017/5848 D.İş Esas – 2017/5848 D.İş Karar
DAVA : Maluliyet Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/01/2020
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili başvuru dilekçesinde özetle; aleyhine başvuru yapılan sigorta şirketi nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan… plakalı araç içinde yolcu olarak seyahat eden başvuru sahibinin 12/01/2015 tarihli trafik kazası sonucunda yaralandığını ve malul kaldığını, Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesinin 05/10/2015 tarihli raporuna göre, meslekte kazanma gücü kaybı oranının %38 olduğunu, sigorta şirketinin 11/02/2016 tarihinde 189.979,00 TL ödediğini, bakiye zararının ödenmediğini belirtmekle ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5.000,00 TL bakiye maluliyet tazminatının 08/05/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ve yargılama giderleri ile birlikte sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın şirketleri nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi ile sigortalı olduğunu, kusur ve poliçe limiti çerçevesinde sorumlu olduklarını, kusurun ve zararın tespiti gerektiğini, başvuru sahibine 11/02/2016 tarihinde 189.979,00 TL ödendiğini, maluliyet oranının Adli Tıp Kurumu tarafından belirlenmesi gerektiğini, maluliyetin tespitinin Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik esasları çerçevesinde yapılması gerektiğini, tazminat hesabının TRH 2010 tablosunun kullanılması ve teknik faiz uygulanması sureti ile yapılması gerektiğini, tedavi giderlerinden sorumlu olmadıklarını, SGK tarafından rücuya tabi aylık bağlanıp bağlanmadığının araştırılması gerektiğini, olayın haksız fiil niteliğinde olması sebebiyle yasal faiz istenilebileceğini belirtmekte ve başvurunun reddi ile lehlerine yargılama giderine hükmedilmesini talep etmektedir. Uyuşmazlık Hakem Heyetince, “başvurunun kabulü ile 95.866,39 TL tutarındaki bakiye maluliyet tazminatının, 11/02/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte aleyhinde başvuru yapılan sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibine ödenmesine” karar verilmiş, bu karara karşı davalı … şirketinin itirazı üzerine, İtiraz Hakem Heyeti, “itirazlarının reddine” karar vermiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tahkim komisyonuna sunulan maluliyete ilişkin raporun tıbbi açıdan elverişsiz olduğunu, davacının muayenesinin yapılarak üniversite hastanesi Adli Tıp bölümünden veya ATK’dan genel şartlara uygun olarak alınması gerektiğini, komisyonca alınan aktüer bilirkişi raporunda ödeme tarihindeki sorumluluğun, ödemenin eksik ya da yeterli olup olmadığının incelenmesi gerektiğini yine raporda çalışma yaşının 22 yaş olarak hesaplanması yerine, 18 yaşında çalışmaya başlama yaşı olarak alınmasının hatalı olduğunu, vekalet ücretinin de 1/5 oranında olması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maluliyet tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından; davalı … şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı aracın … plakalı aracın 12/01/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yolcu konumunda olan davacının yaralandığı ve davalı … şirketince yapılan ödemenin eksik olması nedeniyle maluliyet tazminatı talep edildiği anlaşılmıştır. Maluliyete ilişkin alınacak raporların olay tarihlerine göre; 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ila 31.08.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 ila 31.05.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihinden sonra ise, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Hükme esas alınan maluliyete ilişkin raporun, Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi tarafından 05.10.2015 tarihinde düzenlendiği ancak hangi yönetmelik hükümlerinin uygulandığı belirtilmeden, meslekte kazanma gücü kaybı oranın %38 olarak belirtildiği görülmüştür.Oysa yukarıda belirtildiği üzere, maluliyete ilişkin alınan raporun kaza tarihi 12.01.2015 olduğuna göre, “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği”ne uygun olarak düzenlenmesi gerektiğinden davalı vekilinin buna yönelik istinaf itirazları yerinde görülmüştür. Davalı vekilinin yapılan ödemeye ilişkin istinaf itirazına gelince; davalı … tarafından davacıya başvurudan önce 11.02.2016 tarihinde ödeme yapıldığı ve yapılan ödemenin yeterli olduğu savunulmuş olmasınagöre, öncelikle kaza tarihine göre uygun olan yönetmelik hükümleri göz önüne alınarak, düzenlenecek maluliyet raporundan sonra davalı tarafından yapılan ödemenin, ödeme tarihindeki verilere göre hesaplanması, KTK’nın 111.maddesinde belirtildiği şekilde fahiş fark olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf incelemesine gelince ise Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 01/02/2018 tarih, 2015/6820 E. ve 2018/493 K. sayılı kararında açıklandığı üzere “19.01.2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazete’de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13. fıkrasında (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” hükmü eklenmiştir. Bu durumda Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13. maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru olmamıştır.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulüne karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; yukarıda esas ve karar numarası yazılı İtiraz Hakem Heyeti kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın yeniden değerlendirme yapılıp karar verilmesi için Sigorta Tahkim Komisyonuna iade edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,4-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,5-İstinaf başvurusu için davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin, Sigorta Tahkim Komisyonunca verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,7-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, 8-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre … A.Ş tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, … Bankası A.Ş. tarafından düzenlenen 23/01/2018 tarihli 150.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davalı … A.Ş.’ye iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/01/2020