Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3481 E. 2020/3766 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/3481
KARAR NO: 2020/3766
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 06/03/2018
NUMARASI: 2016/1214 Esas 2018/283 Karar
DAVA: Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 22/10/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının … plakalı aracıyla ilerlerken davalı … kontrolündeki, davalı …’e ait davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanmış … plaka sayılı aracın davacının aracına sol arka taraftan çarparak, araçta ciddi boyutlarda hasar oluşturduğunu, daha önce kazaya karışmamış aracın değer kaybına uğramasına yol açtığını, davalı sigorta şirketince değer kaybına ilişkin 2.495 TL ödeme yapılmış ise de bu ödemenin uğranılan zararın çok altında olduğunu, bu nedenlerle aracın onarım süresince kullanılamamasından dolayı 50 TL, değer kaybından doğan zarar için 50 TL olmak üzere toplam 100 TL’nin davacının kaza sonucunda aracında oluşan değer kaybından doğan zararı belirlenerek davalılardan dayanışmalı olarak, aracın onarım süresince kullanılamamasından doğan zararların davalılar … ve …’ten dayanışmalı olarak dava tarihinden yürütülecek yasal faizleriyle alınmasına karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 4.388,00 TL’ye yükseltmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın, 14/08/2015-14/08/2016 tarihli ZMM sigorta poliçesi ile davalı şirkete sigorta ettirildiğini, davacının değer kaybı talebi üzerine davalı şirket nezdinde hasar dosyası açıldığını ve yapılan değerlendirmede davacının aracında 2.495 TL değer kaybı oluştuğunun tespit edildiğini, bu bedelin davacı vekiline 23/11/2016 tarihinde ödendiğini, yapılan bu ödeme ile davalı sigorta şirketinin davacıya karşı başkaca bir sorumluluğu kalmadığını, bir an için davalı sigorta şirketinin söz konusu taleple ilgili sorumlu olduğu düşünülse bile davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumluluk olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusur oranının ve akabinde araçta meydana gelen değer kaybının belirlenmesini, davalı sigorta şirketince yapılan ödemenin belirlenen değer kaybı bedelinden mahsubunun gerektiğini, araçta meydana gelen değer kaybının hesaplanmasında 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni trafik poliçesi genel şartlarının ekinde yer alan değer kaybı hesaplama tablosunun kullanılması gerektiğini, davalı sigorta şirketinin temerrüdü söz konusu olmadığından bakiye bir sorumluluğunun olduğu tespit edilirse dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu tutulabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile değer kaybı yönünden 2.505,00 TL nin dava tarihi olan 15/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, -Kazanç kaybı yönünden 1.883,00 TL nin dava tarihi olan 15/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ ten alınarak davacıya ödenmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 28.11.2017 günlü rapora itiraz dilekçelerinde bahsettikleri üzere bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın internet sitelerinden alınan gerçekçi olmayan, spekülatif tutarlar esas alınarak yapıldığını ancak bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, iddialarının doğruluğu rapora itiraz dilekçelerinin ekinde sunulan fatura ile görüldüğü üzere somut olarak aracın 157.500 TL’ye satılmış olmasıyla da doğrulandığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde gerekçeli, denetime elverişli, piyasa araştırması sorucu, belirlenen değer kaybına ilişkin hasarlı parçaya belirlenen bedelin de değerlendirildiği bilirkişi raporundaki hesaplamanın hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.22/10/2020