Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3459 E. 2020/3821 K. 30.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/3459
KARAR NO: 2020/3821
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 05/04/2018
NUMARASI: 2017/926 Esas – 2018/311 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/10/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06.06.2014 tarihinde müvekkili şirkete sigortalı … plaka numaralı araç ile davalıların malik ve sürücüsü olduğu … plaka numaralı aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazasında sigortalı aracın hasara uğradığını, yapılan inceleme ve ekspertiz raporuna göre hasara uğrayan sigortalı araç için 07.11.2014 tarihinde araca servis hizmeti veren … şirketine 54.987,00 TL hasar tazminatı ödendiğini, trafik kaza tespit tutanağında belirlenen kusur oranları dikkate alınarak iş bu hasar tazminatının şimdilik %75 kısmı olan 41.240,25 TL hasar bedelinden davalı aracının sigortacısı olan …’dan tahsil edilen 26.800,00 TL mahsup edildikten sonra kalan bakiye 14.440,25 TL’nin ödeme tarihi olan 07.11.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. ile … cevap dilekçelerinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme tarafından yapılan yargılamada; “Davanın kısmen kabulü ile 13.548,58 TL’nin davalı … Ltd. Şti. yönünden ödeme tarihi olan 07/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi; davalı … yönünden ödeme tarihi olan 07/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiş, bu karara karşı davalı … Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; olay sonrası gelen ambulansın davalı araç sürücüsü …’ın tedavisinin yapılması için hastaneye götürülmesiyle olay yerinde neler olup bittiğini bilememesi ve her hangi bir bilgisine de başvurulmamış olmaması tutulan tutanaklar ve tespit edilen kusur raporunun hatalı yapıldığını ortaya koyduğunu, dava konusu olayda kazaya dair yapılan kaza raporunda ki %75’lik kusura dayanıldığını, müvekkili şirkete ait araç … idaresinde seyir halinde iken dört yol ağzı olan köprü üzerinde bekleyen diğer araçlar ile birlikte kontrollü geçiş sırasında -ki yaklaşık %80 ini geçmiş- karşı yola girdiği esnasında aracın arkası henüz girmek istediği şeride giremeden … plakalı araç hız kesmeden araca arkadan çarparak hayati tehlikeye sebebiyet verecek maddi hasarlı trafik kazasına sebep olduğunu, olayın oluşu göz önünde bulundurulduğunda davacı taraf kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğunu, mahkeme tarafından olayın bu şekilde oluşumu gözetilmeden davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, hiçbir ışıklandırmanın olmadığı yolda hız kurallarına uymayan … plakalı araç sürücüsünün kusurunun müvekkil şirkete yüklenmesi adil olmadığını, kurulan hükmün hatalı olup bozulması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, trafik kazası nedeniyle rücuen tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 06/06/2014 tarihinde davacıya genişletilmiş poliçesi sigortalı bulunan dava dışı şirkete ait ve dava dışı sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı şirkete ait ve davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması ile meydana gelen trafik kazasında sigortalı araç hasarlandığı, poliçe kapsamında hasar bedelini ödeyen davacının ödediği hasar bedelini kusuru oranında ödenmesi için davalılara rücu talep ettiği anlaşılmaktadır. Kaza sonrası polis memurları tarafından kaza tespit tutanağı düzenlendiği, tutanak içeriğinde beyana dayalı bir anlatım ve değerlendirme olmadığı, kaza tespit tutanağının iptaline ilişkin dosya kapsamında bir belge beyan bulunmadığı görülmüştür. İlk Derece Mahkemesince kusur oranlarının belirlenmesi için mahallinde keşif yapılmış, keşfe katılan kusur bilirkişi tarafından sunulan bilirkişi raporunda … plakalı araç sürücüsü %75, … plakalı araç sürücüsü %25 oranında kusurlu bulunmuştur. Bu bilirkişi raporuna tarafların itirazı üzerine Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan kusur raporunda da aynı yönde kusur belirlemesi yapılmıştır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, mahkemece alınan bilirkişi raporlarındaki kusur oranının birbirini doğrulamış olmasına, özellikle ATK tarafından gerekçeli, denetime elverişli ve oluşa uygun olarak düzenlenen raporda davalı araç sürücüsünün belirlenen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle; davalı … Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Ltd. Şti. vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 925,50 TL harçtan peşin alınan 231,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 694,00 TL harcın davalı … Ltd. Şti.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.30/10/2020