Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3413 E. 2020/3887 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/3413
KARAR NO : 2020/3887
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 25/06/2018
NUMARASI : 2017/275 Esas – 2018/691 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;…
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı 3. kişinin …’a ait … plakalı aracına …şirketine ait … plakalı aracın 07/06/2015 tarihinde çarptığını, maddi hasar meydana geldiğini, bu kaza nedeniyle … plakalı araçta meydana gelen değer kaybı alacağının 3. kişi … tarafından müvekkili …’a temlik edildiğini, bu aracın 05/03/2015-05/03/2016 vadeli … sayılı KTK ZMMS ile davalı … şirketine sigortalı olduğunu belirterek sigortalı olan ve değer kaybı meydana gelen araca ilişkin şimdilik 500,00 TL sigorta tazminini talep etmiştir.Islah dilekçesi ile talebini 4.000 TL’ye yükseltmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin yerleşim yeri itibariyle söz konusu davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacının temlik alacağı sebebiyle aktif husumet ehliyetinin bulunduğunu ispat etmesi gerektiğini, hukuka uygun esas ve şekil şartları sağlanmış temlikin ispat edilememesi durumunda davanın aktif husumet yokluğundan reddini talep ettiği, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkeme tarafından yapılan yargılamada; “davanın kabulüne, davacı tarafın ıslah dilekçesi ile birlikte talep ettiği 4.000 TL değer kaybı bedelinin davalıya yapılan ihtarname tarihi olan 09/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: davacının ıslahla artırdığı 3.500,00 TL’lik tazminat talepleri zamanaşımına uğradığı halde bu yöndeki itirazlarının değerlendirilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olduğunu, cevap dilekçesinde bildirdikleri tanığın dinlenmeden ve davacının aktif husumetinin bulunup bulunmadığının tespit edilmeden eksik incelemeyle kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin yetkili olmadığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, trafik kazası nedeniyle değer kaybı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183/1. maddesine göre; Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir. Aynı Kanun’un 184/1.maddesi ile alacağın devrinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlanmıştır.Dava dışı araç sahibi ile davacı arasında yazılı olarak yapılan temlik sözleşmesi ile TBK’nın 183. vd. maddeleri hükümleri uyarınca dava dışı araç sahibinin aracının hasara uğraması nedeni ile davalıdan talep edebileceği değer kaybı alacağı davacıya temlik edilmiştir. Bu nedenle dava dışı araç malikinin hak ve alacaklarını hukuken geçerli temlik sözleşmesi alan davacı, taraf sıfatını da kazandığından bu davayı açmak için aktif dava ehliyetine sahip olacağından bu hususa değinen istinaf itirazı yerinde değildir. Davalı … tanık olarak temlik veren kişinin dinlenmesini talep etmiştir. Mahkemece temlik veren araç maliki …’ın dinlenmesine karar verilmiş ve 09/09/2018 tarihli celse de … temlik veren sıfatı ile dinlenmiştir. Temlik veren temliknamedeki imza ve beyanı kabul ettiğini beyan etmiştir. Bu nedenle tanığın dinlenmediği yönündeki istinaf talebi yerinde değildir. 6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine aynı Kanun’un 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. Somut olayda kazanın meydana geldiği yer itibariyle Bakırköy Mahkemeleri yetkili olduğundan istinaf talebi de yerinde değildir. Davacı tarafça, dava dilekçesi ile, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 500,00 TL’nin tahsiline karar verilmesi talep edilmekle, kısmi dava açılmıştır.2918 sayılı KTK’nun 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmü yer almaktadır.Davaya konu trafik kazası 07.06.2015 tarihinde meydana gelmiş, olayın, maddi hasarlı trafik kazası olması nedeniyle, uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanmasını gerektirir bir durum bulunmamaktadır. Bu itibarla, davaya konu talepler yönünden 2 yıllık zamanaşımı süresi geçerli olup, davacı tarafça, gerek dava dilekçesi, gerekse ıslah talebine konu ettiği maddi tazminat taleplerinin, 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde ileri sürülmesi gerekmektedir.Davacı tarafça, bilirkişi raporu ibrazından sonra 18/05/2018 havale tarihli dilekçe ile, dava değeri 4.000,00 TL olarak ıslah edilerek, aynı tarihte ıslah harcı yatırılmıştır. Islah dilekçesi, davalı … vekiline 04.06.2018 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı tarafça, 18/06/2018 tarihli dilekçe ile ıslah edilen kısım yönünden süresi içerisinde zamanaşımı def’in de bulunulmuştur. Bu durumda, davacının ıslah tarihinin, KTK’nın 109/1. maddesindeki 2 yıllık zamanaşımı süresinden sonra olduğu gözetilerek davalı … yönünden, ıslah yoluyla artırılan kısım bakımından, zamanaşımı nedeniyle red kararı verilmesi gerekirken, talep değerlendirilmeksizin ve gerekçesi de açıklanmadan, ıslah ile artırılan kısım yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 500,00 TL değer kaybı bedelinin davalıya yapılan ihtarname tarihi olan 09/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,2- Islah ile artırılan kısım yönünden davanın zamanaşımı dolduğundan REDDİNE, 3-492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 54,40 TL nispi karar harcının peşin alınan 31,40 TL ıslah ile tahsil edilen 59,78 TL toplam 91,18 TL’den mahsubu ile 36,78 TL’nin İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine, 4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca 500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,6-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 31,40 başvurma harcı, 4,60 TL vekalet harcı 54,40 TL karar harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,7-6100 sayılı HMK’nın 326/2 maddesi gereğince davacının ekspertiz ücret talebini reddi ile davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 553,50 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre 69, TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 8-Gider avansından kalan miktarın karar kesinleşince yatıran tarafa iadesine,B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 35,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/11/2020