Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3395 E. 2018/1694 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 25/07/2018
NUMARASI : 2018/5195 D.İş Esas – 2018/5174 D.İş Karar
(Uyuşmazlık Hakemi’nin 10/07/2018 tarih K-2018/45455)
DAVA : Araç Hasar Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/12/2018
İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/5195 D.İş Esas ve 2018/5174 D.İş Karar sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu/Uyuşmazlık Hakemi’nin 10/07/2018 tarih K-2018/45455 Karar sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı, istinaf yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili başvuru dilekçesinde özetle; davalı nezdinde kasko sigorta poliçesiyle sigortalı bulunan müvekkiline ait … plakalı aracın 22/11/2017 tarihinde otopark içerisinde iken tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana getirdiğini, müvekkilinin aracında KDV dahil 8.249,64 TL zarar meydana geldiğinin bağımsız sigorta eksperi tarafından tespit edildiğini ve bu hizmet için müvekkili tarafından 236,00 TL ödendiğini, tazminatın ödenmesi için davalı tarafa başvurulduğunu, ancak davalı tarafça ödeme yapılmadığını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması koşuluyla 3.000,00 TL hasar onarıum bedeli ve 236,00 TL hasar onarım ekspartiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde, temerrüt tarihi olan 15/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ekspertiz ücretinden müvekkilinin sorumlu bulunmadığını, davacı tarafın, müvekkiline başvurmadan önce tespit talebinde bulunduğunu iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Hakemi, 10/07/2018 tarihli kararı ile, ” başvuru sahibinin talebinin kabulü ile 3.000,00 TL onarım bedelinin 20/04/2018 tarihi itibariyle işleyecek avans faizi ile …. Sigorta Şirketi’nden alınarak başvuru sahibine ödenmesine,” karar vermiştir.
Davacı vekili, Uyuşmazlık Hakemi tarafından karar verilmeden önce bilirkişi raporunun kendilerine tebliğ edildiğini, bilirkişi raporuna karşı 19/06/2018 tarihinde itiraz dilekçesi verdiklerini, ancak bu dilekçelerdeki itirazlarının dikkate alınmadan karar verildiğini, ek rapor alınması talepleri konusunda bir karar verilmeden uyuşmazlığın karara bağlandığını, bu nedenle Uyuşmazlık Hakemi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasar tazminatı istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere Uyuşmazlık Hakemi tarafından verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.
Davacı vekili, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyla 3.000,00 TL hasar tazminatı ve 236,00 TL ekspertiz ücretinin davalıdan tahsili amacıyla başvuruda bulunmuştur.
Uyuşmazlık Hakemi 11/06/2018 tarihli bilirkişi raporunu dikkate alarak, davacının 3.000,00 TL’lik hasar tazminatı talebinin kabulüne kesin olarak karar vermiştir.
Her ne kadar Uyuşmazlık Hakeminin karara bağladığı miktar, 40.000,00 TL’lik sınırın altında kalmakta ise de 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12.maddesine göre, “hakemlerin, tarafların iddiaları hakkında karar vermemesi” durumunda karar her halûkarda istinaf incelemesine tabiidir.
Somut uyuşmazlıkta, Uyuşmazlık Hakemi kararına dayanak yapılan 11/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda, davacı tarafın, KDV dahil talep edebileceği tazminat miktarı 3.252,00 TL olarak tespit edilmiştir. Bilirkişi raporu davacı tarafa tebliğ edilmiş, davacı vekili 19/06/2018 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı itirazda bulunmuş ve ek rapor alınmasını talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakemi’nce davacı vekilinin bu dilekçesi hakkında olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmeden nihai karar verilmiştir. Dolayısıyla 5684 sayılı Kanun’un 30/12.maddesinde belirtilen “hakemlerin, tarafların iddiaları hakkında karar vermemesi” durumu nedeniyle, davcı tarafın istinaf talebinde bulunmaya hakkı olduğu ve istinaf talebinin de haklı olduğu anlaşılmıştır.
Bu nedenle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 5684 sayılı Kanun’un 30/12.maddesi ve HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, Uyuşmazlık Hakemi kararının kaldırılmasına, davacı vekilinin 19/06/2018 tarihli dilekçesindeki talep ve iddialarının değerlendirilerek yeniden karar verilmesi için, dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonu’na iade edilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 5684 sayılı Kanun’un 30/12.maddesi ve HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, Uyuşmazlık Hakemi kararının KALDIRILMASINA,
2-Davacı vekilinin 19/06/2018 tarihli dilekçesindeki talepleri ve iddialarının değerlendirilerek yeniden karar verilmesi için dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonu’na iade edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
4-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,
5- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 5684 sayılı kanun’un 30/12.maddesi ve HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/12/2018.