Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3280 E. 2020/3779 K. 23.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/3280
KARAR NO: 2020/3779
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 29/03/2018
NUMARASI: 2013/202 Esas- 2018/343 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 23/10/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … tarafından kullanılmakta olan … Ltd. Şti adına kayıtlı … plakalı aracın 19.10.2009 tarihinde Kartal’da müvekkili … ‘a çarparak ağır şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin kazanın olduğu tarihte 25 senelik tecrübeye sahip Metalurji Mühendisi olarak aylık 7.000,00 TL- 7.500,00 TL arası kazancı olduğu, bedeni bütünlüğü üzerinde meydana getirdiği olumsuz sonuçlar sebebiyle çalışamaz hale geldiğini, müvekkile kazadan dolayı sigorta şirketine başvurması üzerine 2011 yılında 14.016,00 TL ödeme yapıldığını ancak gerçek zararın çok daha fazla olduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı olmak üzere 50.000,00 TL maddi tazminat tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili davanın reddini savunmuştur. Diğer davalıların usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür. Mahkeme tarafından yapılan yargılamada; “Maddi tazminat konusunda davanın kısmen kabulü ile, 156.725,10 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinin 150.000,00 TL den sorumlu olduğu gözönüne alınarak davalılardan müştereken ve müteselsilen sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat hususunda kazanın oluşu, tarafların kusur oranı, dosyaya yansıyan SED araştırması ile tıbbi adli raporlar göz önüne alındığında talep edenin yaşadığı acı ile birlikte TMK’nun 4. Maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile birlikte değerlendirildiğinde 20.000,00 TL nin manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …Ltd.Şti. ‘nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: ıslah dilekçesinde belirtmiş oldukları miktarda maddi tazminata hükmedildiğini ancak davalılardan sigorta şirketi lehine olmak üzere kısmi ret nedeniyle aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmesinin ve ödenen yargılama giderlerinden ret/kabul oranına göre indirime gidilmesinin HMK ve Avukatlık Kanununa aykırı olduğunu, sigortalı aracın ticari nitelikte olduğunu, şirket ve işleten aleyhine ticari faiz işletilmesi gerekirken yasal faiz işletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, işletilecek ticari faizin başlangıcının dava tarihi değil, 26/02/2011 olması gerektiğini, hükmedilen manevi tazminatın düşük kaldığını, pasif dönem maddi zarar hesabının 2018 yılı asgari ücrete göre tekrar hesaplanması gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … (…) Sigorta Şirketi A.Ş. vekili, 08/08/2018 tarihli dilekçeyle istinaf kanun yoluna başvurmaktan feragat ettiğini beyan etmiştir. İlk Derece Mahkemesince feragat nedeniyle istinaftan ret kararı verilmiştir. Davacı vekili de 05/06/2018 tarihli dilekçesiyle maddi tazminata ilişkin taleplerinden vazgeçtiklerini açıkça belirterek diğer davalılar yönünden manevi tazminat ile ilgili istinaf taleplerinin devam ettiğini beyan etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin taleplerinden vazgeçmiş olması davalı sigorta şirketinin de istinaf talebinden feragat etmiş olması nedeniyle maddi tazminat yönünden istinaf taleplerinin hem davacı hem davalı sigorta şirketi yönünden konusunun kalmadığı anlaşılmıştır. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” TBK’nın 56/1. maddesi gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, dosyadaki deliller ve İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacıdaki yaralanmanın niteliği, maluliyet oranı, iyileşme süresi ve tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları nazara alındığında İlk Derece Mahkemesince belirlenen manevi tazminat miktarının TBK’nın 56/1.maddesindeki düzenlemeye, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle; davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine; Davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusundan vazgeçmiş olması, davalı Sigorta vekilinin ise feragat etmiş olması nedeniyle maddi tazminata ilişkin istinaf başvuruları hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı manevi tazminata yönünden yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- Davacı vekilinin ve davalı … (…) Sigorta A.Ş. vekilinin maddi tazminata yönünden yapmış oldukları istinaf başvuruları hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 3-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4- Davalı … (…) Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 6-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 7-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.23/10/2020