Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3268 E. 2020/3680 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/3268
KARAR NO: 2020/3680
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 23/02/2018
NUMARASI: 2016/640 Esas – 2018/240 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 20/10/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21.09.2018 tarihinde müvekkili Şirkete ait … plakalı araç ile … plakalı araçların sebebiyet vermiş bulunduğu trafik kazasında … plakalı araç içinde yolcu olarak bulunan müvekkili şirket çalışanı …’ın malul kalmasından dolayı İstanbul Anadolu 15.İş Mahkemesinde açmış olduğu dava sonucunda ödemek zorunda kaldıkları 257.649,30 TL tazminatın davalı Sigorta Şirketinden rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde hem Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile hem de Kasko (İhtiyari Mali Mesuliyet) Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olup; bedeni zararlar halinde maddi tazminat talepleri için şahıs başına azami poliçe teminat limitinin 125.000,00 TL, Kasko (İhtiyari Mali Mesuliyet) Poliçesi ile de maddi tazminatın kaza başına azami limitinin 75.000,00 TL ile sınırlı bulunduğu, manevi teminatın ise poliçe kapsamında bulunmadığını, müvekkili sigorta şirketinin poliçeden kaynaklanan maddi tazminat talebinden doğan sorumluluğunun, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olup poliçede azami teminat limitinin yazılı olması bu miktarın her halükarda ödeneceği anlamına gelmediğini, davacı yan tarafından İstanbul Anadolu 15. İş Mahkemesi 2013/576E 2014/829K numaralı dosyası hakkında bilgi verilmemiş bulunduğunu, kendilerine maddi tazminata ilişkin poliçe limiti, sürücü kusuru oranında ödeme yapılabileceği ancak manevi teminatın poliçe kapsamında bulunmadığı bilgisi verildiğini, iyi niyet çerçevesi dahilinde kendilerine bu yönde mail ile bilgi verilmiş olup aracı kuruluş yetkilisinden geri dönüş alınamadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme tarafından yapılan yargılamada; “Davanın kısmen kabulüne, 166.352,99 TL nin 13/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda poliçelerin değerlendirilmesi noktasında sigortacının hukuksal koruma sigortası kapsamında da sorumluluğunun olduğu hususu göz ardı edildiğini, bu nedenle taleplerinin tamamı üzerinden davanın kabulüne ilişkin hüküm kurulması gerekirken, bizatihi eksik hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne ilişkin karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, müvekkil şirket hem dava hem de icra takibi dolayısıyla yargılama gideri ve vekalet ücretini ödemek zorunda kaldığını, öte yandan hükme esas alınan bilirkişi raporunda son derece hatalı bir şekilde manevi tazminat dışlanmak suretiyle hesaplama yapıldığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yargılama esnasında müvekkili şirketin sorumluluğunun bilirkişi raporu ile 166.352,99 TL olarak hesaplandığını, bilirkişi hesabında faiz işletirken kaza tarihi olan 21/09/2008 tarihini esas aldığını, her ne kadar rücuya tabi olan İstanbul Anadolu 15.İş Mahkemesi’nin 2013/576 Esas 2014/829 Karar sayılı ilamda sorumluluğun kaza tarihi olan 21/09/2008’den başlatıldığını, kaza tarihi itibari ile faizden sorumlu olan davacı yan olduğunu, müvekkil şirketin faizden sorumluluğunun ise İstanbul Anadolu 15.İş Mahkemesi’nin 2013/576 Esas 2014/829 Karar sayılı davanı ihbar edildiği tarih olan 21/09/2008 tarihinden itibaren başlatıldığından sorumlu olunan miktar fazla hesaplandığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Haksız fiil sorumlusu olan sürücü ve araç malikinin, zararın tamamı için haksız fiil (kaza) tarihi itibariyle mütemerrit olduğundan hükmedilen tüm tazminat kalemleri yönünden faizin başlangıç tarihi kaza tarihi, sigorta şirketi yönünden ise davadan önce temerrüte düşürülmüş ise bu tarihten aksi halde dava tarihi itibariyle mütemerrit olacağından hükmedilen tüm tazminat kalemleri yönünden faizin başlangıç tarihinin buna göre belirlenmesi gerekmektedir. Dosya kapsamında rücuen tazminata dayanak yapılan İstanbul Anadolu 15.İş Mahkemesi’nin 2013/576 Esas 2014/829 Karar sayılı dosyasında davalı sigorta taraf olmayıp, yargılama sırasında ihbar olunan olarak dosyaya dahil edilmiştir. Bu doğrultuda mahkemece davalı sigortanın rücuen tazminata dayanak tazminat yönünden ihbar tarihi itibariyle temerrüde düştüğü kabul edilerek sorumlu olduğu faizin hesaplanması gerekirken kaza tarihinden itibaren yapılan faiz hesabına göre karar verilmesi doğru olmamıştır. O halde mahkemece yapılması gereken, davalı sigorta şirketi yönünden sorumlu olduğu her iki poliçe yönünden ve ihbar tarihinden itibaren faiz hesabı yapılması için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesidir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda yargılama, harç, vekalet ücretleri yönünden değerlendirme yapılmış olmasına; Davacı ile davalı arasında düzenlenen ZMMS ve Filo Kasko poliçelerinde manevi tazminat klozu bulunmadığı gözetilerek davalı sigorta şirketi manevi tazminattan sorumlu olmayacağından manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş olmasına göre davacı vekilinin bu hususlara ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1. maddesi gereğince reddine,
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, Davalının yatırdığı istinaf karar harcının davalıya iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, 7-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre … Sigorta A.Ş., tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, … Bankası Maltepe Şubesinin 08/05/2018 tarih ve … numaralı 300.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davalı … Sigorta A.Ş.’na iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/10/2020