Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3266 E. 2020/3755 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/3266
KARAR NO: 2020/3755
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 07/02/2018
NUMARASI: 2014/772 Esas – 2018/128 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 22/10/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; murislerin müteveffası …’nun 30/10/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde hayatını kaybettiğini, aracın ZMMS’si olmadığı için husumetin davalı … Hesabına yönlendirildiğini, davalı tarafın sorumluluk limitinin 200.000,00 TL olduğunu, davacılarca talep edilen tazminat ödenmediği için bu davanın açılması zorunda kalındığını, bu nedenlerle; şimdilik 5.000,00 TL destek alacağının davalı taraftan alınarak davalıya ödenmesini, davalı kuruma yapılan başvuru tarihinden 8 iş günü sonra veya dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle, dava dilekçesinde kaza ve müvekkilinin sorumluluğu ile ilgili hiçbir bilginin bulunmadığını, dava konusu kazaya karışan aracın plakasının tespit edilerek geçerli bir sigortacısının olup olmadığının sorulmasını, zamanaşımı yönünden davanın reddi gerektiğini, kusur durumunun bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi gerektiğini, sürücü mirasçılarının sürücünün kusuruna dayanarak tazminat talep etmelerinin mümkün olmadığını, zararı görenin istemeye hakkının olmadığı bir zararı mirasçlılarının da isteyemeyeceğini, müvekkili kurumun temerrüde düşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından ; “1-Davacılar …, … ve … yönünden açılan davaların HMK 150/5 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, 2-Davacı … tarafından açılan davanın kabulü ile 129.957,00 TL’nin (2.000,00 TL’sine dava tarihinden, 127.957,00 TL’sine ıslah tarihi olan 04/12/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili ile davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacılardan …, … ve …’a vasi atanmış olması nedeniyle tarafına vekaletname temini veya bizzat vasilerin tespiti ile davaya devamının sağlanması gerekirken vasilere tebligat yapılmaksızın davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin haksız olduğunu, Anayasa’nın 141.maddesi ile HMK 30.maddesi gereğince usul ekonomisi ilkelerine de aykırı olduğunu, alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken artırılan kısım yönünden ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesinin KTK 99/1 emredici hükmüne aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1 ve 91/1. maddeleri gereğince bir motorlu aracın işletilmesinin bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde araç işleteninin bu zarardan sorumlu olacağı düzenlendiğine göre, ilke olarak sürücünün (desteğin) ölümünden işletenin sorumlu olduğu, dolayısıyla davacıların işletenden talepte bulunma haklarının bulunduğu kabul edilmeli ise de yansıma yoluyla zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenlerin kendisine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olmalarının mümkün olmadığını, Yargıtay’ın emsal birçok kararında araç sürücüsünün %100 kusurlu olması halinde mirasçılarının da kendi trafik sigortasından tazminat talep edemeyeceği yönünde olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davacılar … kendi adına ve … ile …’a velayeten yine … vekili Av. … tarafından, davalı … aleyhine destekten yoksun kalma tazminatı talepli dava açıldığı görülmüştür. Dosya kapsamından, davacılardan … ile …’nın yargılama sırasında ergin olduğu, davacılar vekili olan Av. … tarafından adı geçen davacılardan alınmış vekâletnamenin dosyaya sunulmadığı, ancak gerekçeli kararın tüm davacılar vekili olarak Av. … ‘na tebliğ edildiği ve vekil tarafından karara karşı istinaf edildiği anlaşılmaktadır. Dosyada mevcut Konya 1. ve 3. Sulh Hukuk Mahkemelerinin ayrı ayrı kararlarından davacılar … ve …’nun hükümlü olmaları nedeniyle kısıtlı oldukları yine Antalya E Tipi Ceza İnfaz Kurumundan gelen yazı cevabı ile de davacı …’nun 01/11/2016 tarihinde tahliye olduğunun belirtildiği dolayısıyla bu davacının da yargılama sırasında kısıtlandığı anlaşılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 407. maddesi ile bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her erginin kısıtlanacağı, cezayı yerine getirmekle görevli makamın, böyle bir hükümlünün cezayı çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlü olduğu hususu düzenlemiş olup, davacılar hakkındaki cezanın infazına başlanılması ile yasal kısıtlılık altına gireceğinden, Türk Borçlar Kanunu’nun 43 ve 513. maddelerinde düzenlenen, aksi sözleşmeden veya işin niteliğinden anlaşılmadıkça vekaletin, gerek vekilin gerekse müvekkilin ehliyetinin ortadan kalkması ile son bulacağı hükümleri uyarınca Av. …’nın davacılar … ve … hakkındaki cezanın infazına başlanılmasından itibaren yasal kısıtlıyı temsil etme yetkisi kalmayacaktır. Bu durumda Türk Medeni Kanunu’nun 407. maddesi uyarınca bir vasi tayin edilip edilmediği ve aynı Kanun’un 471. maddesindeki “Özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkûmiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet, hapis halinin sona ermesi ile kendiliğinden ortadan kalkar” hükmü uyarınca davacıların hapis halinin devam edip etmediği araştırılmalı, hapis halinin devam ettiğinin belirlenmesi durumunda, istinaf isteminde bulunan avukatın davacıların vasisinden alacağı vekaletnameyi ibraz etmesi istenilmelidir. TMK’nun 462/8 maddesi hükmü uyarınca, açılan dava için vesayet makamından icazet konusunda izin alınması ondan sonra işin esasına girilerek neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken, kamu düzenine ilişkin bulunan ve resen gözetilmesi gerekli vesayet hükümleri ve usuli işlemler gibi davanın görülebilme koşulu yerine getirilmeksizin sonuca gidilmesi doğru olmamıştır. Davacılar vekilinin 01/11/2017 tarihli duruşmada imzalı beyanı ile “davacı … yönünden davamızı takip ediyoruz. Diğer davacılar yönünden davayı takip etmiyoruz” beyanı üzerine Mahkemece davacılardan …, … ve … yönünden açılan davanın HMK 150 maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına ve yasal süre sonunda da davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de davacı …’nın da kısıtlı olduğu anlaşılmakla yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmadan yargılamaya devamla davanın … yönünden kabulü ile gerekçeli kararın tüm davacılar vekili olarak avukata tebliği de doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş, Daire kararının kapsam ve şekline göre; sair istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, 7-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre … tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, … Bankası A.Ş. / Gayrettepe Şubesi / İstanbul Şubesinin 16/04/2018 tarih ve … numaralı 210.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davalı …’na iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/10/2020