Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3234 E. 2020/3778 K. 23.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/3234
KARAR NO: 2020/3778
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 29/05/2018
NUMARASI: 2015/71 Esas – 2018/618 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 23/10/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28.08.2012 tarihli trafik kazasında tam kusurlu …’in yönetimindeki tescilsiz motosikletin davacının kullandığı motosiklete çarpması sonucu davacının % 21 oranında daimi sakat kaldığını ancak maluliyet oranın daha fazla olduğunu, davalının Yönetmeliğinin 9. maddesi gereğince trafik sigortası yaptırmamış işletenlerin neden olduğu bedensel zararlar için kişi başına sakatlık halinde kaza tarihi itibariyle limit olan 200.000 TL’den sorumlu olduğunu, davacının yaşı kusursuz olduğu dikkate alındığında, % 21 oranında daimi sakat kaldığını belirterek şimdilik 3.000 TL tazminatın davalı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Islah dilekçesi ile talebini 71.165,00 TL’ye yükseltmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın tahsilini talep ettiği miktarın dürüstlük kuralları gereğince açıklattırılmasını ve eksik harcın tamamlanmasının gerektiğini, dava dilekçesinde 28.08.2012 tarihli kaza için tazminat talebinde bulunulduğunu, 2 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu, bu nedenle süresinde açılmayan davanın reddinin gerektiğini, davanın kusurlu olduğu belirtilen aracın sürücüsü küçük …’in velilerine ihbar edilmesi gerektiğini, talep edilen tazminatın nasıl hesaplandığının açıklanması gerektiğini, davacı adına daha önce başvuruda bulunularak tazminat alındığını, davacının ödenen miktarı aşan zararını ispat etmesi gerektiğini, davalı idarenin sorumluluğunun kaza tarihindeki teminat limiti kadar olduğunu, maluliyetin ve kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğini, davanın açılmasına neden olmadıklarından faiz ve başlangıç tarihi kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme tarafından yapılan yargılamada; “Davanın kısmen kabulüne, davacı yararına 65.865,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 22/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan teminat limitleri dahilinde tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Maluliyet raporları arasında çelişki bulunduğunu, dava dilekçesinde % 21 oranında malul kaldığı belirtildiğini ancak % 27 oran üzerinden hesaplama yapılmış olmasının hatalı olduğunu, tazminat raporunun vekil edilen kurumun yapmış olduğu ödeme tarihindeki verilere göre öncelikli olarak hesaplanması gerektiğini, trafik kazasında yaralanan sürücünün maluliyetinin yüzünde olmasının kask kullanmadığını gösterdiğini, emsal Yargıtay Kararları gereği kusurun tespiti ile tazminatta indirim yapılması gerektiğini, faizin başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dava, çift taraflı trafik kazasında yaralanan motosiklet sürücüsü davacının, tescil kaydı bulunmayan motosiklet sürücüsünün meydana getirdiği zarar nedeniyle, …ndan kalıcı maluliyet tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 28/08/2012 tarihinde davacının kullandığı motosiklet ile dava dışı …’in sürücüsü olduğu tescilsiz motosikletin çarpışması ile gerçekleşen trafik kazası neticesinde, davacının yaralandığı ve bu yaralanma nedeniyle kalıcı maluliyeti oluştuğu, özürlü sağlık kurulu raporuna göre kaza sonucu davacının %21 oranında daimi sakat kaldığı, eldeki dava ile maluliyet oranının daha yüksek olduğu iddia edilerek tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu raporuna göre kazaya bağlı olarak davacının vücut fonksiyon kaybı oranı %21 olarak belirlenmiş ve bu rapor ile dava açılmadan önce …na maluliyet tazminatı talebi ile başvurulması üzerine davacıya 47.268,00 TL ödenme yapılmıştır. Mahkemece davacının maluliyet raporunun belirlenmesi için Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinden alınan 16/03/2016 tarihli maluliyet raporunda, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre trafik kazasına bağlı yaralanması sonucu davacının %27 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı bildirilmiştir. İlk Derece Mahkemesince de hükme esas alınan Samsun 19 Mayıs Üniversitesinden alınan 16/03/2016 tarihli maluliyet raporu Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri tarafından düzenlenmiş ve doğru yönetmeliğe göre tanzim edilmiş olduğundan, ilk sağlık kurulu raporu ile çelişki oluşturduğu iddiası kabul edilebilir nitelikte olmadığından bu yöndeki istinaf talebinin reddi gerekmiştir. Aktüerya hesabında davalının davadan önce yapmış olduğu ödeme güncellenmek suretiyle tespit edilen bedelden mahsup edilmiş olduğundan bu yönde alınan ek rapora göre karar verilmiş olmakla bu yöndeki istinaf talebinin de reddi gerekmiştir. Davadan önce talep edilen bedel davalı tarafından ödenmiştir. Maluliyetin daha fazla olduğu iddiasına bağlı tazminat talebi dava dilekçesiyle ileri sürülmüştür. Bu durumda oluşan yeni maluliyet oranına dayanan talep için temerrüt dava tarihinde oluştuğuna göre faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiğinden davalının bu yöndeki istinaf talebi yerindedir. Kusur belirlemesi yapan bilirkişi, davacı sürücünün kaza sırasında başında kask bulunup bulunmadığı yönünde bilgi olmadığından, bu yönde değerlendirme yapmadığını beyan etmiştir. Her ne kadar kaza tespit tutanağında davacı motosiklet sürücüsünün kask takıp takmadığı hususu tutanağa yazılmamış ise de dosyada bulunan Engelli Sağlık Kurulu Raporu, davacı hakkında düzenlenen epikriz ve 19 Mayıs Üniversitesinden alınan maluliyet raporunda davacının yaralanmasının yüz bölgesinden olduğu açıklanmıştır. Bu durumda davacının motosiklete kasksız olarak binmiş olduğu olayda müterafik kusuru bulunduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenle davalı … vekilinin bu yöne değinen istinaf itirazı kabul edilerek bilirkişi raporunda belirlenen tazminat miktarlarından %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği halde Mahkemece müterafik kusur indirimi yapılmamış olması doğru olmamıştır. Bu nedenle hükme esas alınan bilirkişi raporunda ve kusura ilişkin alınan raporda davacının kask takmaması nedeniyle müterafik kusuru bulunduğu kabul edilerek davalı sürücünün %25 kusur oranına göre, davalının davadan önce ödediği bedelin, ödemenin yapıldığı tarih ile zarar hesabının yapıldığı tarih arasında işleyen yasal faiz hesaplanarak güncellenmesi ve güncellenmiş miktarın, tazminat miktarından mahsup edilmesi ve bulunan tazminat tutarından %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır. Bu doğrultuda, usul ekonomisi de gözetilerek resen aktüerya ek bilirkişi raporunda düzeltme ve hesaplama yapılmış tespit edilen 168.862,00 TL tazminattan sigorta şirketinin ödemesinin güncellenmiş tutarı olan 60.781,00 TL’nin düşülmesi ile kalan 65.865,00 TL’den %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldığında talep edilebilecek 52.692,00 TL tazminata ulaşılmıştır. Davacının ıslah talebi de gözetilerek 52.692,00 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek hesaplanan tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmasına, kabul edilen tazminata dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiş; Müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirim mahiyetinde olduğundan davalı lehine bu kısım üzerinden vekalet ücretine hükmedilmemiş ve yargılama giderlerinin hesabında nazara alınmamış; İlk Derece Mahkemesince ıslah edilen 71.165,00 TL’den müterafik kusur indirim öncesi bulunan tazminat tutarı olan 65.865,00 TL üzerinden kabul ve red oranına göre hesaplanan vekalet ücreti ve yargılama gideri yeni oluşturulan hükme aynen geçirilmiş ve aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın KISMEN KABULÜNE, Davacı yararına 52.692,00 TL maddi tazminatın temürrüt tarihi olan 22/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan teminat limitleri dahilinde tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Alınması gereken 3.599,39 TL harçtan peşin ve ıslah ile alınan 242,24 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 3.357,15 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 274,04 TL ( 27,70 TL BH, 10,24 TL PH,232,00 IH, 4,10 TL VH ) harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacının yaptığı bilirkişi ücreti 2.350,00 TL, tebligat gideri 140,00 TL toplam 2.490,00 TL nin red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.304,56 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi asgari avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 7.595,15 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi asgari avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince red ve kabul oranına göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.180,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerin üzerinde bırakılmasına, yatırılan avantan bakiye kalan kısmın kararın kesinleşmesi sonrası davacıya iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 31,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/10/2020