Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3230 E. 2020/3840 K. 04.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/3230
KARAR NO : 2020/3840
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/04/2018
NUMARASI : 2016/858 Esas – 2018/445 Karar
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 04/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından kasko poliçesi ile sigorta edilen … Plakalı araç, 24/05/2014 tarihinde davalıların işleteni ve sürücüsü bulunduğu … plakalı aracın çarpmasına maruz kalarak ağır şekilde hasarlandığını, hadise mahallinde tutulan maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağına göre 8/8 kusurlu olduğunu, söz konusu olay nedeniyle sigortalı araçta müvekkili şirket tarafından yaptırılan ekspertiz sonucu 47.659,00 TL hasar tespit edildiğini, davalı aracın trafik sigortası … A.Ş’den 26.800,00 TL tahsil edilerek bu hasar miktarı vasıta sahibine 47.659,00 TL olarak ödendiğini, davalılar 8/8 kusurlu olmaları kaza ve hasara sebep olan aracın işleten ve sürücüleri olmaları sebebiyle 2918 sayılı Yasasının 85. vd maddelerine göre kaza ve hasardan sorumlu olduklarını belirterek 20.859,00 TL tazminatın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı …. A.Ş. cevap dilekçesinde özetle, kazaya karışan aracın müvekkil şirket tarafından 26/12/2013 tarihiinde uzun dönem araç kiralama sözleşmesi ile … A.Ş.’ye kiralandığı, trafik kazası zararında aracın kiracısının sorumlu olduğunu belirterek müvekkil aleyhine açılan davanın reddini talep etmiştir.Davalı asil yargılama aşamasındaki beyanlarında; Söz konusu araç … Araç kiralamadan kiralık araç olduğunu, 6 ay kadar …firmasında çalıştığını, … plakalı kullandığı araç … kiralandığnı, çalıştığı firma …San. A.ş. ve … bünyesinde olduğunu, hastane sağlık ve gıda grubunun bir sektörü olduğunu, kaza yapıldığında … firmasında çalıştığını, sorumluluk … ve çalıştığı şirket olan …San. A.Ş.’ye yöneltilmesi gerektiğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkeme tarafından yapılan yargılamada; “davanın kabulü ile 20.859,00TL tazminatın 25/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte müşterek ve müteselsil olarak davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine “karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı …. A.Ş vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davalı …. A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin maliki olduğu aracı uzun dönem araç kiralama sözleşmesi ile … A.Ş.’ye kiraladığını, buna ilişkin şirket kayıtları sunulduğunu, müvekkili şirketin isminden dahi araç kiralama şirketi olduğu hiçbir duraksamaya yer bırakmayacak şekilde anlaşıldığını, Kaldı ki diğer davalı asil dahi bu aracın kiralandığını ve kaza tarihinde çalışmakta olduğu gurup şirketleri tarafından kullanıldığını her duruşmada dile getirdiğini, bu şekilde ibra, belge ve delil olmasına rağmen yerel mahkeme sorumluluk atfı hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, araç kira sözleşmesinin eki sayılan araç teslim belgelerinde kira süresi belirtilmiş ve 24 ay olarak kabul edildiğini, dosyaya sunulan belge ve kayıtlar doğrultusunda aldırılan bilirkişi raporunda dahi sorumluluğun aracı kiralayan şirket olan …. A.Ş. ye ait olduğu tespit edildiğini, kira sözleşmesinin vergi dairesine bildirilmesi gibi bir uygulamanın mevzuatta bulunmadığını, Yerel mahkemece faturaların doğruluğunu ve kira ilişkisinin varlığını müvekkil şirketin Ticari Defterlerini inceleyerek bir karar vermesi gerektiğini, kaldı ki cevap dilekçesinde ticari defter deliline dayanmalarına rağmen bu delil hakkında hiçbir hüküm kurulmadığını, kiraya verilen aracın sözleşmede belirtilen şartlarda kullanıldığının tespiti imkansız olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, kasko sigortasından kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 2918 sayılı KTK hükümlerine göre, trafik kaydı işleteni kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devredilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.Somut olayda davalı … A.Ş. aracın işleteni olmadığı, maliki oldukları aracı sözleşmeyle kiraya verdiklerini belirtmiş, mahkemece kira sözleşmesinin vergi dairelerine kiracısının bildirilmediği sözleşmenin … A.Ş ile yapıldığı, Araç Kiralama Sözleşmesinin süresinin belirlenemediği davacının işleten sıfatının olup olmadığı yönünde kuşku oluştuğu, bu nedenle malik sorumluluğu genel kuralı gereğince davalı …A.Ş.’nin davalı sıfatı aldığı kanaati ile sorumluluğuna karar verilmiş ise de yapılan araştırma karar verilmesine yeterli değildir. O halde mahkemece yapılması gereken taraflar arasında tanzim edilen adi yazılı sözleşmenin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir sözleşme olup olmadığı, sözleşme süresinin bitiminden önce sözleşmenin feshedilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, sözleşmenin ve kira bedelinin Maliye ve Vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin, fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, sözleşme içeriğine göre davalı … A.Ş.’nin işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, davalı …A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı …. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı …. A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, 7- İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre davalı davalı …. A.Ş tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına yatırılan 38.550,00 TL nakdi teminatın davalı …. A.Ş’ye iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/11/2020