Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3228 E. 2018/1308 K. 02.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
ESAS NO : 2018/3228
KARAR NO : 2018/1308
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 30/04/2018
NUMARASI : 2017/731 E. 2018/523 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Trafik kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/10/2018
Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/04/2018 tarih, 2017/731 E. ve 2018/523 K. sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosyanın Dairemize tevzi edilmesi sonucu Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalının sigortalısı olan dava dışı …’e ait … plakalı aracın, …e ait … plakalı araca çarpması suretiyle maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, … plakalı araçta oluşan değer kaybı alacağının müvekkili şirket tarafından, …’den temlik alındığını, söz konusu kaza nedeniyle temlik edenin aracında 17.07.2017 tarihli ekspertiz raporunda 4.050,00 TL ile 4.860,00 TL aralığında değer kaybı tespiti yapıldığını, ayrıca 354,00 TL ekspertiz ücreti ödendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, 4.050,00 TL ile 4.860,00 TL değer kaybı ve 354,00 TL ekspertiz ücretinin şimdilik 300,00 TL’sinin ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden kaza tarihinden, kabul görmez ise, ihtar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ibraz ettiği 19/02/2018 tarihli dilekçesi ile dava değerini 4.500 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkil şirkete dava yöneltme hakkının, zarar gören aracın işletenine ait olduğunu, dava açma hakkının, temlik yöntemiyle devredilemeyeceğini, davacı tarafça, müvekkili şirkete yapılan başvuru sırasında, değer kaybı tazminatının hesabı için yeterli belge sunulmadığından, talebin değerlendirilemediğini, ekspertiz ücretinin, müvekkili şirketçe düzenlenen poliçenin teminatları kapsamına girmediğini, olay haksız fiil niteliğinde olduğundan, ticari temerrüt faizi talep edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; 300 TL değer kaybının 10/07/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; davacı tarafça, müvekkili şirkete yapılan başvuru sırasında, değer kaybı tazminatının hesabı için yeterli belge sunulmadığından, talebin değerlendirilemediğini, bu kapsamda davacı tarafın başvurusu, KTK md. 99 kapsamında geçerli bir başvuru olmadığından, davanın dava şartı yönünden reddine karar karar verilmesi gerekmekte iken yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, alacağın temlikine yönelik itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini, davacı tarafça ıslah edilen kısım ile ilgili davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiği halde, müvekkili şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın öncelikle dava şartı veya husumet yönünden reddine karar verilmesini, taleplerinin kabul görmemesi halinde, ıslah edilip, red edilen kısım bakımından müvekkili şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç değer kaybının, karşı araç ZMM sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.
6100 sayılı HMK’nın 341/2. maddesinde; “Miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” hükmü, 341/4. maddesinde “Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz” hükmü mevcuttur. Ayrıca, 6100 sayılı HMK’nın Ek 1. maddesinin 1. fıkrasında; HMK’nın “341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; HMK’nın “341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır.
Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2018 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 3.560,00 TL. olmuştur.
Dava dilekçesinde, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 300,00 TL’nin tahsiline karar verilmesi talep edilmiş, davacı vekili 19/02/2018 tarihli dilekçesi ile de dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında belirttiği 300,00 TL alacağını ıslah ederek 4.200,00 TL, değer kaybına ilişkin 4.500,00 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ayrıca 354,00 TL ekspertiz ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece değer kaybına ilişkin talebin 300,00 TL’lik kısmının kabulüne, 4.200,00 TL’lik kısmının reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafça talep edilen ve davalı aleyhine karara bağlanan tazminat miktarı (300,00 TL), kararın verildiği tarih itibarı ile öngörülen kesinlik sınırının altında olduğundan, İlk Derece Mahkemesince verilen karar, davalı yönünden kesin niteliktedir. Karar kesin olduğundan, vekalet ücretine ilişkin istinaf sebebi de değerlendirilemeyecektir. Miktar olarak kesin nitelikteki karar ile ilgili olarak, yerel mahkemece, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi sonuca etkili değildir.
Bu nedenle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK’nın 352. maddesi uyarınca reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/04/2018 tarih, 2017/731 E. 2018/523 K. sayılı kararına karşı, davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun, HMK.’nın 352. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında yatırılan harçların, istek halinde mahkemesince yatırana İADESİNE,
3-Davalı tarafça istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin, kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK.’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 02/10/2018.