Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3215 E. 2020/3753 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/3215
KARAR NO: 2020/3753
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 28/06/2018
NUMARASI: 2017/975 Esas – 2018/638 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 22/10/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketine … numaralı poliçe ile Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası bulunan … plakalı aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucu müvekkilin desteği olan … vefat ettiğini, …’un vefatı nedeniyle müvekkil baba … …’un desteğinden yoksun kaldığını, meydana gelen trafik kazasında destek … yolcu konumunda olup kazanın meydana gelmesinde hiçbir şekilde kusurunun olmadığını, kaza dolayısıyla müvekkil davalı … şirketine cenaze masrafları ve destekten yoksun kalma tazminat talebi için başvuruda bulunulduğunu ancak davalı … şirketi tarafından müvekkiline destekten yoksun kalma tazminatı ödenmediğini belirterek fazlaya İlişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, müvekkil baba … için 100 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili 18/06/2018 tarihli dilekçesinde özetle; ıslah edilen miktara karşı itirazlarının bulunduğunu, ayrıca davada zamanaşımı yönünden itirazlarının bulunduğunu, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince “Davanın kabulüne, 54.862,44 TL nin 02/12/2009 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalından alınıp davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin tek cümleden ibaret gerekçesi, Anayasanın 141. maddesinde amir hüküm olarak düzenlenen “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” hükmü ile bağdaşmadığı gibi, dosya içeriği ile tartışmasız şekilde ortaya koyduğumuz maddi gerçeklere de aykırı olduğunu, talep edilen destek zararı, ölenin değil 3. kişilerin üzerinde doğan dolaylı ve yansıma yolu ile meydana gelen zarar olup, müvekkil şirkete karşı açılmış olan dava ile ilgili olarak davacıların zarar gören üçüncü kişi konumunda olmasının kabul edilemeyeceğini, dosyada mübrez ibraname, yerel mahkeme tarafından hiçbir şekilde göz önünde bulundurulmadığını, Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü tek taraflı trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir. Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın kara yolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd). Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nun 91. maddesiyle de; işletenin Aynı Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir. Somut olayda ise; dosya davacısı … sevk ve idaresindeki araçla tek taraflı kaza sonucu araçta yolcu olan kızı …’un vefatı üzerine destek tazminatı talebinde bulunmuştur. Ölen kişi yukarıda açıklanan ilkeler ışığında 3. kişi ise de, davacı sürücü olup kendi kusuruna dayanarak tazminat talebinde bulunduğuna göre davalı … şirketi karşısında 3. kişi durumunda olmayıp, kazaya bizzat sebep olan kişi olduğundan KTK.nun 92/a ve ZMSS Genel Şartlarının A.1. ve A.3. maddeleri gereğince işletenin (sürücünün) eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltilebileceği talepler ZMSS kapsamı dışında tutulduğu tazminat talebinde bulunamayacağından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile
Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1- Sübut bulmayan davanın REDDİNE, 2- Alınması gereken 54,40 TL ilam harcının peşin yatırılan 219,40 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 165,00 TL harcın kararın kesinleşmesine müteakip talebi halinde davacıya iadesine, 3-Davacının bu dava için yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, 4- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap ve takdir edilen 7.932,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 5- Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında harcanan gider ile karar kesinleşinceye kadar yapılacak giderin mahsubu ile kalan gider avansının davacıya iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 23,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, 5-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre … tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, … Bankası – Üsküdar Şubesinin 11/07/2018 tarih ve … numaralı 122.500,00 TL bedelli teminat mektubunun davalı …’na iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/10/2020