Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/31 E. 2020/235 K. 17.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/31
KARAR NO: 2020/235
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 20/10/2017
NUMARASI: 2017/5159 D.İş Esas 2017/5159 D.İş Karar
(İtiraz Hakem Heyeti 18/09/2017 tarih, 2017/İHK-3560)
DAVA: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
KARAR TARİHİ: 17/02/2020
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19.01.2017 tarihinde …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı araçta yolcu konumunda bulunan …’ın tek taraflı meydana gelen kazada yaşamını yitirdiğini, müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını, sigorta şirketine başvuru yapıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili … için 5.100,00 TL, … ve … için 2.500,00’er TL olmak üzere toplam 10.100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 18.02.2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek temerrüt, avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini müvekkili … için 237.230,26 TL, … için 34.849,41 TL, … için 57.920,33 TL olmak üzere toplam 330.000,00 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; başvuru sahibinden eksik evrak talep edildiğini ancak otopsi raporu ve ölüm nedeninin yer aldığı belgenin taraflarına iletilmediğini, bu nedenle kaza ile ölüm arasında illiyet bağı kurulamadığından başvurunun reddi gerektiğini, kazada kusur oranı kabul edilmemekle birlikte kusur oranının belirlenmesi için kusur raporu alınması gerektiğini, kazanın iş kazası olduğunun tespit edilmesi halinde SGK’dan başvuru sahibine herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, başvuru şartları oluşmadığından sigorta şirketinin temerrüde düşmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla sürücü alkollü olduğundan ve istihap haddi mevcut olduğundan %40’dan az olmamak üzere tazminat tutarı üzerinden müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, kazaya karışan araç ticari nitelikte olmadığından avans faizi isteminin uygun olmadığını, davacı vekalet ücreti oranının 1/5 olarak uygulanması gerektiğini belirterek başvurunun reddini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, “başvurunun kısmen kabulüne, davacı … için 186.781,59 TL, … için 31.725,31 TL, … için 57.920,33 TL tazminatın 18.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine” karar vermiş, davacılar vekilinin itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti, davacılar vekilinin itirazının reddine karar vermiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun usule ve esasa aykırılık teşkil ettiğini, hakem heyetince bilirkişi incelemesi yapılması noktasında Yargıtay kararlarına uygun ve Yargıtayca benimsenen ilkelere göre hesaplama yapılması istenilmiş olmasına rağmen bilirkişi tarafından seçenekli rapor tanzimi cihetine gidildiğini, bilirkişi incelemesi ara kararında açıkça ve olması gerektiği gibi Yargıtay kararlarına göre hesaplama yapılmasına karar verilmiş olmasına rağmen heyetçe tam aksi yönde ilke ve formüllerin tatbiki ile tanzim olunan raporun hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatının 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümleri ve hükümlerin yorumlanması sureti ile oluşan Yargıtay ilke kararları dairesinde hesap edilmesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bilinen dönem zararının rapor tarihi ile sınırlı tutulmuş olmasının usule aykırı olduğunu belirterek İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davacı vekilinin davacı … açısından istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde; Uyuşmazlık Hakem Heyetince, davacı … için 31.725,31 TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmiştir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrasında 5.000,00 TL’nin altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarının kesin olduğu, 5.000,00 TL ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebileceği, hakemin verdiği 40.000,00 TL’ye kadar olan kararların her iki taraf için kesin olduğu, 40.000,00 TL’nin üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebileceği belirtilmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından davacı … hakkında verilen ve dolayısıyla istinaf talebi bakımından uyuşmazlık konusu edilen tazminat miktarı, 5684 sayılı Kanunu’nun 30/12. fıkrasında belirtilen 40.000,00 TL’lik istinaf/temyiz sınırın altında kalmaktadır. Bu durumda, bu davacı bakımından davacının İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurması olanaklı olmadığından 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12. ve HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir. Davacılar vekilinin davacı … ve … acısından istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde; Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi, tarafların haklarını, temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve varsa özel şartları içerir. Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartların C.10. maddesi ile 12/08/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Somut olayda, kaza 19/01/2017 tarihinde gerçekleştiği, poliçe ise ZMMS Genel Şartlarının yürürlüğe girdiği tarihten sonra, 03/06/2016 günü tanzim edilmiş olduğuna göre; Davalının sorumluluğunun kapsamı, davaya konu trafik kazasından ve poliçenin düzenleme tarihinden önce yürürlüğe giren (01/06/2015) Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirlenecektir (Aynı doğrultuda Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 08/05/2018 tarih, 2017/4323 Esas ve 2018/4743 Karar sayılı kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/17-1315 Esas ve 2017/1239 Karar sayılı kararı). Bu durumda 01/06/2015 tarihli yeni genel şartlara tabii olan destekten yoksun kalma tazminat talebi halinde Yeni Genel Şartların “Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplaması” başlıklı Ek:2 maddesinin 3. bendine göre destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamalarında ölüm tablosu olarak TRH 2010 tablosuna göre davacıların ve ölen desteğin kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresi belirlenerek, 4. bendine göre de işleyecek dönem için %1,8 teknik faiz uygulanarak hesaplama yapılması gerekmektedir. Bu açıdan aktüer bilirkişi raporunda seçenekli hesaplama yapılması ve hakem heyetince TRH 2010 tablosuna göre ve işleyecek dönem için %1,8 teknik faiz uygulanarak yapılan hesaplamayı üstün tutmasında ve raporun düzenlendiği tarihe en yakın tarih, bilinen dönem kabul edilerek hesaplama yapılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12. ve HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca, davacılar vekilinin davacı … yönünden istinaf başvurusunun reddine, davacılar … ve … yönünden ise istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davacılar vekilinin davacı … ve … yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacılar vekilinin davacı … yönünden yapılan istinaf başvurusunun 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12. ve HMK’nın 352/1-b.maddesi uyarınca REDDİNE, 3-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, 3-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine, 4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6- İstinaf talebi için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacılar … ve … yönünden HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin, davacı … yönünden HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/02/2020