Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3089 E. 2020/3678 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/3089
KARAR NO : 2020/3678
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 27/03/2018
NUMARASI : 2014/991 Esas – 2018/262 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 20/10/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/12/2013 günü davalı sigorta şirketine ait … plakalı aracın benzini bitmesi sonucu aracın kapılarını kilitleyip aracın yanlış yere park etmesi sonucu davacı kendisine ait araçla … plakalı araca çarpması sonucu davacının kalıcı ve ağır bir şekilde yaralanmasına neden olduğu, trafik kazasında yaralanarak beden gücü kaybına uğrayan davacı için, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, HMK’nın 107.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre davacının 500,00 TL tedavi giderleri, 500,00 TL geçici iş göremezlik, 1.000,00 TL kalıcı iş göremezlik hesaplatılarak, dava tarihinden olmak üzere şimdilik 2.000,00 TL maddi tazminatın ve işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, araç park halinde olduğundan ve davacı tarafa tam kusurlu olduğundan davanın reddine karar verilmesini, aksi takdirde araç işletilme halinde olmadığından, bu nedenle talepler teminat dışı olacağından müvekkili şirket bakımından davanın her halükarda reddi gerektiğini, aksi halde celp edilmesi gereken delillerin toplanmasını, kusur durumu ve zararın tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasını, avans faiz talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkeme tarafından yapılan yargılamada; “Davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, 500TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 41.212,43 TL kalıca iş göremezlik tazminatı olarak toplam 41.712,43TL tazminatın dava tarihi olan 22/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” verilmesine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece 42.212,43 TL kalıcı iş göremezliğe hükmetmesi gerekirken yanlışlıkla 41.212,43 TL’ye hükmedilmesi gerektiğini, kendilerinin geçici iş göremezlik miktarlarını ıslah edilmediğini, sadece sürekli iş göremezlik miktarının ıslah edildiğini, bilirkişi raporunda ise kalıcı iş göremezlik tazminatının 42.212,43 TL hesaplandığını ve kendilerince de ıslah edildiğini, mahkemece 500,00 TL geçici iş göremezlik ve 42.212,43 TL kalıcı iş göremezlik olmak üzere toplam 42.712,43 TL’ye hükmetmesi gerekirken matematiksel hatadan ötürü 41.712,43 TL hükmetmesinin kanuna ve hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay’a göre kusur durumunda netlik yoksa kusurun paylaştırılması gerektiğini, söz konusu davalarında kusur durumunun net olmadığından ötürü tarafların kusuru %50 kabul edilip buna göre hesap raporu alınmamasının hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, davalı tarafça bilirkişi raporlarına itiraz edilmediğinden ötürü HMK’nın 281.uyarınca usuli kazanılmış hak doğduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; … plakalı araç, sigortalı şirket tarafından tanzim edilen, 05.12.2013 – 05.12.2014 vadeli 426838913 poliçe no’lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, Adli Tıp kusur raporunda müvekkili şirketçe sigortalanmış aracın dava konusu olayda kusuru bulunmadığı yönündeki görüşün dikkate alınmadığını ve hesaplamanın %85 kusur üzerinden yapıldığını, bu hususun kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili şirkete ait sigortalı aracın tüm önlemleri alarak aracını emniyet şeridine park ettiğini, davacı yan emniyet şeridinden giderek; kazanın meydana gelmesine kendisi sebebiyet verdiğini, yakıtı biten sigortalının aracını emniyet şeridine bırakmaktan başka bir seçeneği yokken, davacı motosiklet sürücüsünün emniyet şeridinden gitmesinin kabulü mümkün bir gerekçesinin olmadığını, sigortalı araca kusur atfedilmesinin kabul edilse bile %15-%85 oldukça fahiş bir oranda olduğunu, davacı yanın emniyet şeridini kullanmış olmasının hususu burada göz ardı edildiğini, sigortalı aracın kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, yapılan hesaplamada davacının geliri asgari ücretin 1,646 katı kabul edildiğini, kabul hayatın olağan akışına aykırı bir kabul olduğunu, hesaba esas alındığı ifade edilen müzekkerede belirtilen maaşın oldukça yüksek olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu hmK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85. maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” denilmiş, aynı Kanun’un 91. maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85/3. maddesinde ise “İşletilme halinde olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Bu maddeye göre, işletilme halinde olmayan bir motorlu aracın neden olduğu zarardan dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya neden olduğunu kanıtlaması gerekir. Başka bir deyişle işletilme halinde olmayan motorlu taşıtların verebileceği zararlardan dolayı işletenin sorumluluğu tehlike sorumluluğu değil kusur sorumluluğudur. KTK’nın 91. maddesine göre işletenlerin bu tür sorumlulukları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası teminat kapsamına alınmamıştır. Kusur sorumluluğundan kaynaklanan zararlar ancak ihtiyari sorumluluk sigortası ile güvence altına alınabilir. 2918 sayılı Yasa’nın 85/1. maddesinde düzenlenen sorumluluğun bir tehlike sorumluluğu 85/3. maddesinde düzenlenen sorumluluğun ise bir tehlike sorumluluğu olmayıp, kusur sorumluluğu olduğundan, işletenin ve dolayısıyla sigorta şirketinin sorumlu tutulabilmesi için aracın işletilme halinde olup olmadığının belirlenmesi gerekir.Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A3 Maddesinde “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür.” şeklinde belirtilmiştir. “Teminat Dışında Kalan Haller” başlığını taşıyan A.3 maddesinin 1/a maddesinde ise, işletilme halinde olmayan araçların sebep olacağı zararlar, teminat kapsamı dışında bırakılmıştır.Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ve KTK.nın n 91. Maddesinde işletenin 85. Maddesinde belirtilen sorumlulukları için zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorunda olduğu, KTK.nın 85/1. Maddesinde işletenin sorumluluğunun işletilme şartına bağlandığı, 85/3. maddesinde ise düzenlenen kusur sorumluluğunun trafik sigorta kapsamı dışında bulunmaktadır. Somut olayda, davalı …A.Ş.’nin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu … plakalı araç, yol kenarında park halinde iken davaya konu kaza meydana gelmiştir. Bu şekilde motoru çalışmamakta olan ve dolayısıyla hareket kabiliyeti bulunmayan, park edilmiş aracın işletilme halinde olduğundan söz edilemez. Buna göre mahkemece, hasarın teminat kapsamı dışında kalması dolayısıyla davalı … A.Ş. yönünden açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hükmolunan tazminattan sorumlu tutulması doğru görülmemiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2011/3933 Esas ve 2012/3184 Karar sayılı ilam içeriği)Dairemiz kabulüne göre davanın reddine karar verildiğinden davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince reddine, Bu nedenle; Dairemiz kabulüne göre davanın reddine karar verildiğinden davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :A- Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince reddine, Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:1-Açılan davanın reddine,2-Harçlar Kanuna göre alınması gereken 54,40 TL karar harcının peşin olarak yatırılan 162,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 107,80 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, 4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 6.287,62 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendilerini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine, 5-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,6-Gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-Harçlar Kanuna göre alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 46,83 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 4-Davacının istinaf aşaması için yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,5-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/10/2020