Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3082 E. 2020/3741 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/3082
KARAR NO : 2020/3741
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 30/04/2018
NUMARASI : 2015/1254 Esas – 2018/464 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 22/10/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 23.07.2015 tarihinde şehiriçinde kaldırımda yürümekteyken, davalı şirket tarafından ZMMS ile sigortalanan aracın yokuşta park halindeyken kendi kendine harekete geçerek çarpması sonucu yaralandığını, tedavi gördüğünü ve daimi işgücü kaybına uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1000 TL daimi sakatlık tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden alınmasına karar verilmesini istemiş, ıslah dilekçesi ile talebini 45.866,03 TL’ye yükseltmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın müvekkil tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalandığını, araç sürücüsünün kazada kusuru bulunmadığı bu nedenle taraflarının da sorumlu tutulamayacağını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte olayda kusur oranlarının ve maluliyet oranının tespiti gerektiğini, SGK dan davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması gerektiğini ifadeyle, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulüne, 45.866,03 TL’nin dava tarihi olan 28/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı …’in dava esnasında bu davadan olan alacaklarını noter huzurunda alacağın devri sözleşmesiyle dava dışı … devrettiğini, davacı …’in devir tarihi itibariyle davacı sıfatını kaybettiğini, yerel mahkemenin davacı sıfatını kaybeden … ile davaya devam etmesinin hukuka aykırı olduğunu, gerekçeli kararda davacı olarak görünen …’in davacı sıfatının bulunmadığını bu nedenle yerel mahkemenin husumet yokluğu nedeniyle reddetmesi gereken davanın kabulüne karar verdiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda:Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesindeki beyanları ile de kabulünde olan, İstanbul … Noterliği’ nin 21/07/2017 tarih ve … YN lu işlemi ile davacı tarafından davadaki 1.000,00 TL alacağın tamamı … devredilmiştir.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183/1. maddesine göre; Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir. Aynı Kanun’un 184/1.maddesi ile alacağın devrinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlanmıştır.Alacağın temliki, bir alacağın alacaklı tarafından bir başka kimseye devredilmesidir. Bu suretle borç münasebetinde alacaklının şahsında bir değişiklik vuku bulmakta, eski alacaklının (temlik edenin) yerini yeni alacaklı (temellük eden) almaktadır. Aynı zamanda, temlik edilen alacak eski alacaklının malvarlığından çıkarak yeni alacaklının mamelekine dâhil olmakta, alacağı talep etmek hakkı da yeni alacaklıya intikâl etmektedir. Alacağın temliki ile asıl haktan ayrı yalnız başına başkasına devredilemeyen dava hakkı da devredilmiş olur. Bu anlamda davada taraf sıfatı da temlik alanda olmaktadır (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 21.02.2017 tarih, 2016/13540 E. ve 2017/1715 K. sayılı kararı). Belirsiz yada çelişkili görülen hususlarda, HMK’nın 31. maddesine göre mahkemece, davacıya bu hususun açıklattırılması gerekir. Bu hükümde, “hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişki gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir” denilmekte ise de bunu sadece hakime tanınan bir yetki şeklinde değil, aynı zamanda hakime verilen bir ödev olarak anlamak gerekir.Bu doğrultuda İlk Derece Mahkemesince; davacı vekiline HMK 31 ve 194. maddeleri gereğince öncelikle temlik edilen 1.000,00 TL’nin alacağın dava edilen 1.000,00 TL mi, kısmi açılan davada (1.000,00 TL miktar dışındaki) dava konusu edilmeyen miktarı mı karşıladığı hususu açıklattırılmalı, bu konuda beyan için süre verilmeli, beyana göre değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, 7- İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre davalı … A.Ş. tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, … Bankası İstanbul/Okmeydanı Şubesinin 25/05/2018 tarih ve … numaralı 76.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davalı … A.Ş’ne iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/10/2020