Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/30 E. 2020/260 K. 17.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/30
KARAR NO: 2020/260
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 06/12/2017
NUMARASI: 2017/6762 D.İş Esas – 2017/6762 D.İş Karar
(İtiraz Hakem Heyeti 12/06/2017 tarih, 2017/İHK-2074)
DAVA: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
KARAR TARİHİ: 17/02/2020
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27.11.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonrasında yaya konumundaki …’nın vefatı nedeniyle başvuru sahiplerinin destek kaybı zararına uğradıklarını, kazaya neden olan … plakalı araç sürücüsünün kazada %100 kusurlu olduğunu, müteveffanın demir ustası olduğunu, şirketin yapılan cenaze ve defin giderlerinden de sorumlu olduğunu belirterek şimdilik 19.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 1.000,00 TL cenaze ve defin giderinin temerrüt tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini … için 5.007,38 TL, … için 3.074,12 TL, … için 5.945,51 TL, … için 10.398,24 TL, … için 15.259,64 TL ve … için 67.233,92 TL, cenaze ve defin gideri 5.000,00 TL olmak üzere toplam 111.918,81 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; belirsiz alacak davası açılmasında başvuranların hukuki menfaatinin bulunmadığını, kazada müteveffanın asli ve tam kusurlu olduğunu, cenaze ve defin giderlerinin belgelenmesi gerektiğini, avans faizi talebinin haksız olduğunu belirterek başvurunun reddini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, “Başvuranın talebinin kısmen kabulüne, … için 5.007,38 TL, … için 3.074,12 TL, … için 5.945,51 TL, … için 10.398,24 TL, … için 15.259,64 TL ve … için 67.233,92 TL destekten yoksun kalma tazminatının 04/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak başvurana ödenmesine, cenaze ve defin gideri talebinin reddine” karar vermiş, davalı vekilinin itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti, “davalı vekilinin itirazının reddine” karar vermiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacıların murisinin kazanın meydana gelmesinden %100 kusurunun bulunduğunu, kaza mahallinde yaya veya okul geçidi olup olmadığı araştırılmadan eksik inceleme sonucunda kusur tespiti yapılmasının hatalı olduğunu, müteveffanın yaya veya okul geçidini kullanmadan trafik akışının olduğu taşıt yolunda gereken dikkat ve özeni göstermeden gerekli tedbirleri almadan karşıdan karşıya geçmeye çalıştığını, bu nedenle kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğunu, bilirkişi raporunda gerçeğe aykırı olarak %70 kusur atfedildiğini, yeniden kusur tespiti yapılarak hesaplamanın buna göre yeniden yapılması gerektiğini, başvurunun hukuki menfaat bulunmamasına rağmen belirsiz alacak davası şeklinde açıldığından başvurunun reddi gerektiğini, davacılar tarafından cenaze ve defin giderlerinin belgelendirilmediğini, iddia edilen gider miktarlarının fahiş olduğunu, talep edilen tazminat miktarı, faiz oranı ve türü ile ekspertiz ücreti vb her türlü taleplerinin fahiş ve mesnetsiz olduğunu belirterek İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Başvurucu …, …, …, … ve … açısından istinaf talebi değerlendirildiğinde; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin (12). fıkrasında Beş bin Türk Lirasının altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarının kesin olduğu, Beş bin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebileceği, itiraz üzerine verilen kararların kesin olduğu, ancak Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebileceği belirtilmiştir. Bu halde … için 5.007,38 TL, … için 3.074,12 TL, … için 5.945,51 TL, … için 10.398,24 TL, … için 15.259,64 TL karar altına alınmış olmakla adı geçenler yönünden verilen karar kesindir. Uyuşmazlık Hakemi tarafından adı geçen davacılar yönünden karara bağlanan uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında, verilen karar, 5684 sayılı Kanunu’nun 30/12. maddesi uyarınca kesin nitelikte olup dosya kapsamı itibariyle karara karşı her halükarda temyiz/istinaf yolunun açık olmasını gerektirir 5684 sayılı Kanunu’nun 30/12. maddesinde sayılan istisnai hallerden birinin varlığı da iddia ve ispat edilememiştir. Bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun adı geçen davacılar yönünden 5684 sayılı Yasa’nın 30/12.maddesi ile HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir. Başvurucu … açısından istinaf talebi değerlendirildiğinde; 6100 sayılı HMK’nin belirsiz alacak davasını düzenleyen 107. maddesinde “(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı,iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde belirsiz alacak davası açılabilecektir. Bu hususa değinen istinaf talebi yerinde değildir. Hükme esas alınan kusur raporunda kaza mahalli, kazanın karşıdan karşıya geçerken oluşu, araç ve yayanın hareket şekli, aracın hızı da irdelenmek ve değerlendirilmek suretiyle dava dışı sürücünün % 30, yaya …’ nın % 70 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir. Bu durumda kusur raporunun ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli, kazanın oluş şekli ve dosya kapsamına uygun düştüğü nazara alındığında davalı vekilinin kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararında cenaze ve defin giderlerine ilişkin talebin reddine karar verilmiş olmasına, kabul edilen tazminata zaten yasal faiz uygunlanmış olmasına, ekspertiz ücretine ilişkin bir hüküm kurumamış olmasına göre bu yönlere değinen istinaf itirazları yerinde değildir. Açıklanan nedenle, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12. ve HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca, davalı vekilinin davacı …, …, …, … ve … yönünden istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin davacı … yönünden ise istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davalı vekilinin davacı … yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı vekilinin davacı …, …, …, … ve … yönünden yapılan istinaf başvurusunun 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12. ve HMK’nın 352/1-b.maddesi uyarınca REDDİNE, 3-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, 3-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine, 4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6- İstinaf talebi için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacılar …, …, …, … ve … yönünden HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin, davacı … yönünden HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/02/2020