Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/2970 E. 2018/1185 K. 20.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
ESAS NO : 2018/2970
KARAR NO : 2018/1185
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 24/05/2018
NUMARASI : 2017/377 E. 2018/383 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 20/09/2018
Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/05/2018 tarih, 2017/377 E. ve 2018/383 K. Sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine dosyanın Dairemize tevzi edilmesi sonucu Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; 06/02/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde, müvekkili idareye ait yapı ve güvenlik elemanlarına ve eklentilerine, davalıların maliki ve sigortacısı olduğu … plaka sayılı araç tarafından hasar verildiğini belirterek, 5.943,70 TL alacağın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesi ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi’nin 28/09/2017 tarihli duruşmasında, “Taraflarca takip edilmeyen dosyanın HMK’nın 150.maddesi uyarınca 1 ay içerisinde harçsız ve 1 ay geçtikten sonra harç yatırılmak suretiyle en geç 3 ay içerisinde yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına, belirlenen sürede yenilenmediği takdirde açılmamış sayılmasına” karar verilmiş, davacı vekili tarafından ibraz edilen 16.10.2017 tarihli dilekçe ile davanın yenilenmesi talep edilmiştir. İlk Derece Mahkemesi’nin 17.10.2017 tarihli yenileme tensip zaptı ile duruşma günü verilmiş, bilahare devam eden yargılama sırasında, mahkemenin 24.05.2018 tarihli duruşmasında, “Davanın 6100 sayılı HMK 320/4. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına,” karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile yazılı yargılama usulüne tabi olarak açılan davanın, dava devam ederken yapılan bir kanun değişikliği sonucu basit yargılama usulüne tabi olmasının kabul edilemeyeceğini, davanın açılış tarihi itibariyle, 6100 sayılı Kanun hükümlerine göre davanın yenilenmesine mahal verilmeden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan, davacı idareye ait yapı ve güvenlik elemanlarında oluştuğu belirtilen hasarın tazmini istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen davanın açılmamış sayılmasına dair kararın yasaya ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.
İlk Derece Mahkemesince, 7101 sayılı İcra İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 100.000,00 TL dava değerinin altındaki davaların basit yargılama usulüne tabi olacağına dair düzenleme getirildiği, HMK’nın 150. ve 320. maddelerine göre değerlendirilme yapılarak, davasının HMK’nın 320/4. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de;
Dava değeri 5.943,70 TL olup, 06/04/2017 tarihinde açılan bu davada tensip tutanağında “Yargılamanın HMK’nın 118 vd. maddeleri uyarınca yazılı yargılama hükümlerine göre yürütülmesine” karar verilmiştir.
Yazılı yargılama usulü hakkında uygulanacak HMK’nın 150/6. maddesinde, “İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır.” HMK’nın 320/4. maddesinde ise ” Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.” hükmü yer almaktadır.
15 Mart 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7101 sayılı Yasa’nın 61. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/2. fıkrası ” Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” şeklinde değiştirilmiş ve aynı Yasa’nın 66/b bendi ile değişikliğin 7101 sayılı Yasa’nın yayımı tarihinde (15 Mart 2018 ) yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.
Dava değeri yüzbin TL’nin altında olduğundan açılış tarihi itibarı ile yazılı yargılama usulüne tabi olan bu dava 7101 sayılı Yasa ile 6102 sayılı TTK’nın 4/2.fıkrasında yapılan değişiklik ile 15/03/2018 tarihinden itibaren basit usule tabii hale gelmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13/06/2018 tarih, 2015/21-480 E. ve 2018/1195 K. Sayılı ilamında belirtildiği üzere; “6100 sayılı HMK’nın zaman bakımından uygulanma başlıklı 448. maddesi; “Bu kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır” hükmünü içermektedir. Bu madde hükmüne göre, usul hükümleri kanunda aksine bir düzenleme getirilmediği takdirde tamamlanmış usul işlemlerine bir etkisi olmayacak, önceki kanuna göre yapılmış ve tamamlanmış olan işlemler geçerliğini koruyacaktır. Buna karşılık, tamamlanmamış usul işlemleri yeni kanun hükümlerine göre yapılacaktır.”.
Bu Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı emsal kabul edilerek istinaf talebi değerlendirildiğinde ; değeri yüzbin TL’nin altında olup 15 Mart 2018 tarihinden önce açılan ve yazılı yargılama usulüne tabi olan bir ticari dava, hiç işlemden kaldırılmamışsa ancak 7101 sayılı Yasa ile getirilen değişiklikle değeri itibariyle basit usule tabii olduktan sonra işlemden kaldırılmışsa, bu takdirde tamamlanmış bir işlem bulunmadığından usul hükümlerinin hemen uygulanması gerektiğinden hareketle dosyanın işlemden kaldırılması halinde HMK’nın 320/4. maddesi uygulanacaktır. Ancak 7101 sayılı Yasa’nın yürürlüğünden önce yazılı usule tabiyken dava bir kez işlemden kaldırılıp yenilenmiş ise 7101 sayılı Yasa ile 15 Mart 2018 tarihi itibariyle basit usule tabi olduktan sonra 2. kez işlemden kaldırılması hâlinde, önceki yasa zamanında yapılmış ve tamamlanmış olan işlem (ilk işlemden kaldırma) gözetilerek 6100 sayılı HMK’nın 320/4. maddesi uygulanarak bir sonuca ulaşılması usule uygun olmayacağı gibi varılacak sonuç hukuki güvenlik hakkına da aykırı olacaktır.
Somut uyuşmazlıkda; 7101 sayılı Yasa’nın 61. maddesi ile değişiklikten evvel dava yazılı usule tabiyken 28/09/2017 tarihinde dosya işlemden kaldırılıp daha sonra süresinde yenilendiğinden tamamlanmış bir işlem söz konusudur. Bu nedenle dava 15.03.2018 tarihinde basit hale geldikten sonra ikinci kez (24.05.2018 tarihli duruşmasında) dosyanın taraflarca takip edilmemesi durumunda HMK’nın 150/6. maddesi uyarınca işlem yapılması gerekirken HMK’nın 320/4. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan gerekçeyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1(a)5.maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın, davanın yeniden görülmesi için İlk Derece Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/05/2018 tarih, 2017/377 E. ve 2018/383 K. Sayılı kararının HMK’nın 353/1(a)5. Maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için İlk Derece Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı harçtan muaf olduğundan, harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafça istinaf başvurusu nedeniyle yapılan 41,00 TL posta giderinden oluşan yargılama giderinin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/09/2018.