Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/2962 E. 2018/1877 K. 28.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/2962
KARAR NO : 2018/1877
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/02/2018
NUMARASI : 2017/523 Esas – 2018/107 Karar
DAVA : Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 28/12/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 24.11.2016 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile sebep olduğu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın davalı …’ne Zorunlu Mali Sorumluluk (trafik) sigorta poliçesi ile kaza tarihinde sigortalı bulunduğunu, kaza nedeniyle meydana gelen sakatlanma neticesinde oluşan maddi zararın karşılanması amacıyla davalı … şirketine 17.04.2017 tarihinde yazılı başvuruda bulunulduğunu, bütün evrakların davalı … şirketine teslim edildiğini ancak müvekkilinin maluliyet oranını bildirir engelli sağlık kurulu raporunun kaza tarihinden itibaren 1 yılın dolmamış olması nedeniyle temin edilme imkanı bulunmadığından davalı … şirketine teslim edilemediğini, bu nedenle 17.04.2017 tarihinde gönderilen mail ekindeki maluliyet beyanı ile sigorta şirketinden medikal inceleme neticesinde sakatlık oranının tespit edilmesi talep edildiği, 14.04.2017 tarihinde davalı … şirketine yapılan yazılı başvuruya sigorta şirketi tarafından 15 gün içerisinde taleplerini karşılayacak cevap verilmemesi nedeni ile işbu davayı açtıklarını belirterek, 3.200,00 TL daimi maluliyet tazminatı ile 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı toplamı olan 3.300,00 TL tazminatın davalı … şirketine başvuru tarihi olan 17.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiğini, sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabileceğini, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca; Sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde, sakatlık ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporu dikkate alınmalı gerektiğini, işbu raporda trafik kazası ile maluliyet arasında illiyet bağının tespit edilmiş olması gerektiğini belirterek haksız ve mesnetsiz açılanan davanın esastan ve usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davadan önce sigorta şirketine maluliyet raporu ekli evrakla geçerli bir başvuru yapılmadığı için özel dava şartı yokluğu nedeniyle davanın HMK’nın 115/2 maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekilinin istinaf başvurusu, tedavisi halen devam eden vekil edeni için kesin ve sürekli maluliyet oranını gösterir sağlık kurulu raporunun kısa sürede tamamlanacak bir eksiklik olmadığı ve bu hususun tamamlanabilir bir dava şartı olduğu, mahkeme kararının usul ekonomisi ve yargılamanın makul sürede sonuçlanmasının sağlanması ilkesine aykırılık teşkil ettiği yönlerine ilişkindir.
Dava, trafik kazasında yaralanan kişinin kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından maddi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanunu’nun 5. maddesiyle değişik 97. maddesi ile zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği belirtilmiştir.
Yasal değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMSS sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacak olup yasa ile özel bir dava şartı getirilmiştir.
Olayımızda, dava tarihi olan 05/05/2017 itibariyle 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup davacı tarafça dava tarihinden önce davalı … şirketine yapılan başvurunun eksik evrak nedeniyle karşılanmadığı hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Eksik evrakların süre içerisinde tamamlanabilir nitelikte olup olmadığı tartışılarak tamamlanabilir nitelikte ise mahkemece davacı vekiline yasada öngörülen başvuruya ilişkin eksikliği gidermesi için kesin süre verilmeli, sigorta şirketince 15 gün içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın talebi karşılamaması halinde dava şartının yerine getirildiği kabul edilerek davanın esasına girip deliller toplanıp değerlendirilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmeli, kesin süre içinde başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmemesi halinde ise dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmelidir.
HMK’nın 115/2. maddesine aykırı şekilde tamamlanabilecek nitelikteki dava şartının tamamlanması için davacıya kesin süre verilmeksizin ön şart yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi yerinde değildir.
Bu nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-İstinaf istemine konu ve başlıkta yazılı ilk derece mahkemesi kararının HMK.353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yargılamanın devamı için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İnceleme, duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a. maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/12/2018