Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/2915 E. 2018/1218 K. 27.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
ESAS NO : 2018/2915
KARAR NO : 2018/1218
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 05/04/2018
NUMARASI : 2017/12 Esas – 2018/409 Karar
DAVA : Değer Kaybı Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/09/2018
İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/12 Esas ve 2018/409 Karar sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 22/12/2014 tarihinde, müvekkiline ait … plakalı araca, … adına kayıtlı … plakalı aracın çarparak araçta değer kaybı oluşmasına neden olduğunu, karşı aracın davalı tarafça ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, müvekkiline ait aracın serviste onarım gördüğünü, toplam hasarının KDV dahil 4.005,39 TL olarak belirlendiğini, müvekkilinin aracında değer kaybı oluştuğunu iddia ederek fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması koşuluyla 500,00 TL değer kaybı tazminatının kaza tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Karayolları Trafik Kanunu’nun 109.maddesi gereğince, araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl içerisinde zamanaşımına uğradığını, dava konusu olayın 22/12/2014 tarihinde gerçekleştiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca müvekkilinin üzerine düşen sorumluluğunu yerine getirdiğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi, Karayolları Trafik Kanunu’nun 109.maddesine göre, kaza tarihi olan 22/12/2014 tarihinden dava tarihi olan 04/01/2017 tarihine kadar zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermiştir.
Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 12/12/2016 tarihinde davalı … şirketine başvurduklarını, davalı … şirketinden cevap gelmemesi üzerine, 15 günlük sürenin bitiminde davayı açtıklarını, TBK’nın 154/2.maddesine göre, zamanaşımı süresinin kesildiğini, davanın zamanaşımına uğramadığını, dolayısıyla kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 109.maddesine göre, motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.
Her ne kadar İlk Derece Mahkemesince kazanın gerçekleştiği 22/12/2014 tarihinden davanın açıldığı 04/01/2017 tarihine kadar Karayolları Trafik Kanunu 109.maddesindeki 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de davacı vekili, müvekkilinin 12/12/2016 tarihinde davalı … şirketine başvurduğunu iddia ederek bu başvuru dilekçesini delil olarak sunmasına rağmen, İlk Derece Mahkemesince bu husus araştırılmamış ve değerlendirilmemiştir. Bu yönüyle, karar usul ve yasaya aykırılık teşkil etmektedir.
O halde, İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken, dava açılmadan önce 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde davacı tarafça, davalı … şirketine başvuru yapılıp yapılmadığının araştırılarak tespit edilmesi, başvuru yapılmış ise bu başvurunun TBK’nın 153 ve 154.maddelerinde yazılı olan zamanaşımını durduran ve kesen hallerden biri olup olmadığının tartışılması ve sonucuna göre bir karar verilmesidir.
Bu nedenle; HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına, dosyasının, davanın yeniden görülmek üzere mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/04/2018 tarih, 2017/12 Esas ve 2018/409 Karar sayılı kararının -HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde değerlendirme ve işlem yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,
4-Davacı tarafça istinaf başvurusu nedeniyle yapılan, 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve 65,50 TL posta giderinden oluşan toplam 163,60 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK ‘nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.27/09/2018.