Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/2912 E. 2018/1598 K. 29.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/2912
KARAR NO : 2018/1598
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 12/04/2018
NUMARASI : 2017/1133 Esas 2018/445 Karar
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ: 29/11/2018
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava ile 19.04.2016 tarihinde davalının trafik sigortası teminatı altındaki, davacıların murisi …’ın sürücüsü olduğu … plakalı traktörün meydana getirdiği tek taraflı kazada sürücünün vefat ettiğini, davalı … Sigorta A.Ş.’ye 09.10.2017 (doğrusu 02.10.2017) tarihinde başvurularak destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği ancak reddedildiği belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, müteveffa …’ın eşi …. için 100 TL, kızı … için 100 TL, oğlu …için 100 TL olmak üzere toplam 300 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren avans faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında; kazaya karışan … plakalı traktörün trafik sigortası teminatları altında olduğunu; sürücünün kusuru nedeniyle 3. kişilerin uğradıkları zararların sigorta teminatı altında olduğunu, hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı ilkesi gereğince sürücü …’ın kusuru nedeniyle oluşan zarardan murislerinin yararlanamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
Davacı vekilinin istinaf başvurusu; dava, HMK’nın 107. maddesine uygun olarak açılan belirsiz alacak ve tespit davası niteliğinde olduğundan kararın kesin olduğuna dair mahkemenin kabulünün hatalı olduğu, Yargıtay HGK’nun 2011/17-787, 2012/92 sayılı kararı gereğince işleten murisin ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olmasının destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup bu zararın teminat dışı bırakılmadığı ve sigortacıdan talebinin olanaklı kılındığı, 2918 sayılı Yasanın 91 ve 92.maddesi gereğince araç sürücüsü %100 kusurlu olsa dahi destekten yoksun kalanların 3. kişi olarak kabulü ile zararlarının trafik sigortasından karşılanması gerektiği, genel şartların değişmiş olmasının zararın poliçe teminatı dışında kalmasını sağlamayacağı, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğundan kaldırılması gerektiği yönlerine ilişkindir.
Alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde, kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenecektir.
Dosyada mahkemece verilen kararın kesin olduğu belirtilmiş ise de, davacı tarafça fazlaya ilişkin hak saklı tutularak dava açmış olup alacağın tamamının dosya kapsamından anlaşılabilme olanağı olmadığından verilen kararın kesin olduğu yönündeki mahkemenin kabulü isabetsiz bulunmakla dosyada davacı vekilinin istinaf başvurusu incelenmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu ölen sürücünün, kusuruna denk gelen destekten yoksun kalma tazminatının, ölenin eş ve çocukları tarafından, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak, üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacı ya da güvence hesabının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında mutlaka ölen kişinin üçüncü bir kişi olması gerekir. İşleteni veya eylemlerinden sorumlu olduğu sürücüyü üçüncü kişi olarak kabul etmek mümkün değildir.
Yine genel şartların A.6. maddesi (d) bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat kapsamı dışında tutulmuştur.
Davalı tarafın sorumluluğunun dayanağı olan poliçenin, ZMMS Genel Şartlarının yürürlüğe girdiği 01/05/2015 tarihinden sonra (30/12/2015 tarihinde) tanzim edilmiş olduğu görülmektedir.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan KTK’nda sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerini sigorta teminat kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında bulunmamasına göre, davacıların 19/04/2016 tarihinde meydana gelen tek taraflı kaza nedeniyle destek tazminatını talep etme hakları bulunmadığından mahkemece verilen kararda isabetsizlik olmadığı kanatine varılmıştır.
Bu nedenle davacıların istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf isteminde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından taraflar yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361/1. maddesi uyarınca, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/11/2018.