Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/2891 E. 2020/3567 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/2891
KARAR NO : 2020/3567
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 22/03/2018
NUMARASI : 2014/1646 Esas – 2018/170 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 29/09/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu … şirketine ait … yönetimindeki otobüsün yaptığı kazada yaralandığını, kaza sonrası müvekkilinin ağır travma geçirdiğini, kazadan önce çalıştığını ancak kaza sonrası iş bulamadığını, kazanın müvekkilinin psikolojik sorunlar yaşamasına neden olduğunu, hem fiziksel hem ruhsal olarak yaşadığı çöküntüyü atamadığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca 75.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalılardan (sigorta şirketleri yönünden poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat açısından talebini, geçici işgöremezlik 6.999,21 TL ve sürekli işgöremezlik tazminatı 53.708,97 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kazaya karışan kamyon şoförünün gereğinden fazla yavaş gitmek suretiyle trafik güvenliğini tehlikeye düşürdüğünü, müvekkili şirketin şoförünün yorgun olduğu, öncesinde İzmit – İstanbul arasında sefer yaptığı sonrasında ise Antalya seferine çıktığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafın maddi ve manevi tazminat taleplerinin haksız olduğunu, sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet derecede fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın sigortalı olduğunu, şirketlerinin zarara ilişkin temerrüde düşmediğini, zorunlu mali mesuliyet poliçesince karşılanamayan kısım için kendilerine müracaat edilebileceğini, manevi tazminattan sorumlu olmayacaklarını bildirmiştir. Davalı …. vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın trafik sigorta poliçesi ile kişi başı sakatlık azami limitinin 250.000,00 TL olduğunu, … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde oto sigorta poliçesi ile 18/02/2013/2014 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, sakatlanma talebinde bulunulması halinde azami sorumluluk limitinin 50.000,00 TL olduğunu, bu sorumluluğun araç sürücüsünün kusuru ve zararı oranında olduğunu, davacının taleplerinin öncelikle karayolları ZMSS tarafından karşılanmasını, karşılanamayan zararlar için trafik sigortası ve bu teminat limitinin de aşılması halinde kasko sigorta poliçesine bağlı ihtiyari mali sorumluluk sigorta poliçesine başvurması gerektiğini, ayrıca zorunlu koltuk ferdi sigortasının da güneş sigorta tarafından düzenlendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde; davacının açmış olduğu davada gelir kaybı olmadığını, haksız taleplerde bulunulduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 6.499,21 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 53.208,97 TL sürekli maluliyet tazminatı olmak üzere toplam 59.708,18 TL maddi tazminatın davalı … şirketlerinin sorumluluğu sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, toplam 59.708,18 TL maddi tazminatın 1.000,00 TL’lik kısmı yönünden davalı … şirketleri için dava tarihi olan 26/12/2014 tarihinden itibaren, diğer davalılar için olay tarihi olan 19/09/2013 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, 58.708,18 TL lik kısmı yönünden tüm davalılar için ıslah tarihi olan 14/08/2017 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … San. Ve Tic. Ltd. Şti. ile davalı …’ dan olay tarihi olan 19/09/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, Davalı …A.Ş. (… A.Ş.) İle … A.Ş. Aleyhine açılan manevi tazminat davasının reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. … San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu kazadan dolayı müvekkiline atfedilecek herhangi bir kusurun bulunmadığını, davacının emniyet kemeri takıp takmadığının tespiti gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde üçüncü bir şahsın etkisinin bulunup bulunmadığı hususu dikkate alınmadan karar verildiğini, müvekkili şirketin işveren olarak koruma ve gözetleme yükümlülüğünü tam olarak yerine getirdiğinden mahkemece hükmedilen tazminattan sorumlu tutulmaması gerektiğini, otobüsün mola verdiğini, şoför değiştirerek yola devam ettiğini, maddi ve manevi tazminatın şartlarının oluşmadığını, mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu ayrıca sigorta poliçesi kapsamında bulunan manevi tazminatın sadece müvekkili ile …’a tahmil edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nce tanzim edilen Adli Tıp raporuna göre hüküm kurulmasının Yargıtay yerleşik içtihatlarına aykırılık teşkil ettiğini, raporun ATK’dan alınması gerektiğini, bilirkişi raporunun da eksik ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını, davacının 1.250,00 TL’ye yeni iş bulduğu beyanlarının doğru olmadığını, davacının çalıştığının SGK dan sorulmadığını, davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını belirterek istinaf talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesinin zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesini aşan zararlar için devreye giren bir poliçe türü olduğunu, mahkemenin hükmetmiş olduğu 59.708,18 TL’nin ZMMS poliçe limiti dahilinde olduğunu ve limiti aşmadığını bu nedenle müvekkili şirket nezdinde bulunan İMM sigorta teminatından tazminat talep edilemeyeceğini belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere itiraz verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Davalı …. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunmuştur. HMK’nın 319.maddesine göre savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı defi cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içince cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda HMK’nın 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı defi davacının açık muvafakati ile yapılabilir. Eldeki davada davalı vekili cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürmediğine ve davacı tarafından açık muvafakati bulunmadığına göre istinaf aşamasında ileri sürülen zamanaşımı def’inin nazara alınması olanaklı değildir. Davalı vekillinin olayda kusura ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde davacının kazaya karışan … plakalı araçta yolcu konumunda bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmakla, kusurun tespiti yolcu olan davacı için sonuca etkili olmadığından kusur durumunun müteselsilen sorumlu olanlar arasındaki iç ilişkide değerlendirilmesi gerekmekle Davalı …. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin bu hususlara değinen istinaf talebi yerinde değildir. Kazaya ilişkin tutulan trafik kazası tespit tutanağında davacının emniyet kemeri takmadığına ilişkin bir saptama bulunmadığı gibi aksinin davalı tarafça da ispat edilememiş olmasına göre müterafik kusura; Hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda, davacının çalışmadığı kabul edilerek asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmış olduğuna göre davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin bu hususa değinen istinaf talebi yerinde değildir. Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/12953 Esas ve 2019/5180 Karar sayılı kararı). Somut uyuşmazlıkta; yukarıda açıklandığı üzere Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından rapor düzenlenmesinde usule aykırılık yok ise de; İlk Derece Mahkemesince bahsi geçen maluliyet raporunda, 19/09/2013 kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” hükümleri dikkate alınması gerekirken “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre düzenlenen raporun hükme esas alınması doğru olmamıştır. İşletenin 3. kişilere karşı sorumluluklarının niteliği, kanundan doğan 818 sayılı BK’nin 51. maddesince müteselsilen sorumluluk olup, BK’nin 142/1.maddesi gereğince; alacaklı, müteselsil borçluların tümünden veya birinden borcun tamamen veya kısmen tahsilini isteyebilir. Borcun tamamen tahsiline kadar bütün borçluların sorumluluğunun devam edeceği de aynı yasanın 142/2 maddesinde açıklanmıştır.KTK’nın 85 ve 91. maddelerindeki düzenlemeler gereğince trafik kazası sonucu oluşan maddi zararlardan işleten, sürücü ve trafik sigortacısı zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Zarar gören davacı, TBK’nın 142. maddesi gereğince müteselsil sorumluların hepsine karşı dava açabileceği gibi bunlardan sadece birine karşıda tazminat davası açabilir. Davalı zarara sebebiyet veren aracın işleteni olduğuna göre müteselsilen tazminattan sorumluluğuna karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.41 EF 105 Plakalı araç; … nezdinde 23/01/2013-2014 tarihleri arasında Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile, … A.Ş. nezdinde 18/02/2013-2014 tarihleri arasında Tüm Oto Sigorta Poliçesi ile (Kasko+İhtiyari Mali Mesuliyet+Manevi Tazminat Dahil), … A.Ş. nezdinde 07/02/2013-2014 tarihleri arasında İhtiyari Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile (manevi tazminat dahil) sigortalıdır. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sakatlanma ve ölüm kişi başına 250.000,00 TL, kaza başına 7.750.000,00 TL miktarla, tüm oto sigorta poliçesi ile ihtiyari mali mesuliyet olarak bedeni zararlarda kişi başına 50.000,00 TL, kaza başına 500.000,00 TL miktarla teminat altına alınmış olup, ayrıca … A.Ş. nezdinde 07/02/2013-2014 tarihleri arasında ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesi ile 500.000,00 TL miktarla teminat altına alınmış ve sorumluluk klozu zararların sırasıyla ZMMS trafik Sigortası, varsa kasko sigortası ile birlikte yapılmış, ihtiyari mali mesuliyet sigortası limitleri üzerindeki poliçede yazan miktar kadar sigorta edeceği açıklanmıştır.Bu itibarla; … A.Ş. nezdinde düzenlenen poliçeler ile teminat altına alınan miktarlar gözetildiğinde mahkemece hükmedilen miktarın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ve tüm oto sigorta poliçesi teminat kapsamında kaldığından, davalı (…)… A.Ş. vekilinin bu hususa (ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesinin zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesini aşan zararlar için devreye gireceğine) değinen istinaf talebi ile yine dava dilekçesinde manevi tazminat talebi davalılardan (manevi tazminatı teminat altına alan sigorta şirketleri yönünden poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere) müşterek ve müteselsilen tahsili talep edilmekle ve … A.Ş. nezdinde 18/02/2013-2014 tarihleri arasında tüm oto sigorta poliçesi ile (Kasko+İhtiyari Mali Mesuliyet+Manevi Tazminat Dahil) manevi tazminatın da teminat altına alınmış olmasına göre gerekçeli kararda manevi tazminattan sigorta şirketinin sorumlu olmadığının kabulü doğru olmadığından davalı …San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin bu hususa (sigorta poliçesi kapsamında bulunan manevi tazminatın sadece müvekkili ile …’a tahmil edilmesine) değinen istinaf talebi yerindedir.Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, kaza tarihi, davacının uğradığı zararın kapsamı, bedensel zararlarda yaralanmanın mahiyeti, maluliyet oluşmuş ise maluliyet oranı, iyileşme süresi, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere trafik kazası sonucu davacıda oluştuğu iddia edilen yaralanma nedeniyle davacıda geçici ya da kalıcı maluliyet oluşup oluşmadığı, iyileşme süresi, kalıcı maluliyet oluşmuş ise maluliyet oranı, maluliyetin kaza ile illiyet bağı bulunup bulunmadığı konularında, tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan ve taraflarca sunulan delilleri de irdeler biçimde denetime elverir nitelikte olay tarihine göre uygulanması gereken yönetmelik hükümlerine göre maluliyet raporu alınması ile tarafların mali ve sosyal durumları ile yukarıda açıklanan manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin ilkeler birlikte değerlendirilerek somut olaya uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması da doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili ile davalı …A.Ş. (Eski Unvanı: … AŞ) vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1- Davalı…. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili ile davalı …. A.Ş. (Eski Unvanı: …AŞ) vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili ile davalı …AŞ vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, 7- İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre davalı …San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, … Bankası A.Ş/İzmit Ticari/Kocaeli Şubesinin 22/06/2018 tarih ve … numaralı 9.750,00 TL bedelli teminat mektubu ile 37.017,94 TL nakit teminatın davalı …. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne iadesine, 8- İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre davalı …A.Ş. (Eski Unvanı: … AŞ) tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, … A.Ş./Merkez Şubesinin 13/06/2018 tarih ve … numaralı 150.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davalı … A.Ş. (Eski Unvanı: … AŞ)’ne iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/09/2020