Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/289 E. 2020/269 K. 17.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/289
KARAR NO: 2020/269
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/09/2017
NUMARASI: 2017/455 Esas – 2017/758 Karar
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 17/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24/06/2010 tarihinde davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile yaya olarak yolun karşısına geçmekte olan müvekkili …’a çarparak müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet verdiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminat, 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24/06/2010 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte (manevi tazminattan davalı sigorta şirketinin sorumlu olmaması kaydı ile ) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımının dolduğunu, ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, kazanın 24/06/2010 tarihinde olduğunu, davacının sigortalı olması sebebiyle tedavi masraflarının babasının sigortası tarafından karşılandığını ve kazaya ilişkin herhangi bir harcamasının bulunmadığını ceza dosyasında belirttiğini, mahkeme içi ikrarın kesin delil niteliğinde olduğunu, manevi tazminat talebinin haksız ve fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin mecburi mali mesuliyet sigortasından mütevellit sorumluluğunun azami limitle sınırlı olduğunu, maluliyet oranının tespiti için ATK ya gönderilmesini, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini, nazara alınarak davanın açılmasına müvekkili sebebiyet vermediğinden faiz , masraf ve vekalet ücreti yönünden davanın reddine karar verilmesini bildirmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “1-Davacı tarafın maddi tazminat talebinin Kısmen Kabulü ile 2.873,25-TL maddi tazminatın davalılar … ve … yönünden kaza tarihinden itibaren (24/06/2010), davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden temerrüt tarihi olan dava tarihinden itibaren (25/07/2012) işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Davacı tarafın manevi tazminat talebinin Kısmen Kabulü ile 10.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … ve … vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Gerçekleşen kazada müvekkillerin hiçbir kusurunun bulunmadığını, hükme konu maddi tazminatın davacı tarafından ispat edilemediğini, davacı ceza yargılamasındaki ifadesinde hiçbir zararının bulunmadığını açıkça beyan ettiğini, buna rağmen maddi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, manevi tazminat ise son derece fahiş olduğunu, tazminatın müvekkillerin mahvına sebep olacağını, yerel mahkemece hükmedilen tazminat çok fahiş olduğundan yeniden inceleme yapılarak davanın reddine karar verilmesini ve/veya müvekkillerinin ekonomik durumuna uygun bir miktar verilmesini talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davalı tarafın maddi tazminat bakımından istinaf talebi değerlendirildiğinde; HMK’nın 341/2. maddesine göre miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Aynı kanunun 341/4. maddesinde de “alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üçbin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” düzenlemesi mevcuttur. Ayrıca HMK’nın ek 1. maddesinin 1. Fıkrasında: “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 04/01/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında: “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu somut olayda yerel mahkeme hükmünün verildiği 2018 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 3.560,00 TL olacaktır. Bu halde kabul edilen 2.873,25 TL maddi tazminat kararın verildiği tarih itibarı ile 2018 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesince verilen karar için HMK’nın 341/4.maddesi gereğince istinaf hakkı yoktur. Yerel mahkemece, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. Bu nedenle davalı vekilinin maddi tazminat yönünden istinaf başvurusunun 352/1-b maddeleri gereğince reddine karar verilmesi gerekmektedir. Davalı vekilinin manevi tazminat bakımından istinaf talebi değerlendirildiğinde; Dosya kapsamında Adli Tıp Kurumundan alınan kusur bilirkişi raporuna göre sürücü …’in %75, Davacı yayanın ise % 25 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, aynı olay nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı Küçükçekmece 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/15 Esas sayılı dosyasına sunulan kusur bilirkişi raporuna ve adli tıp raporuna göre sürücü …’ın asli davacı yayanın tali derecede kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmektedir. Bu durumda Mahkemece aldırılan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “. TBK’nın 56.maddesine göre, hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar halinde, zarar görenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir. Öyleyse, bir kişinin cismani zarara uğraması/ölmesi sonucunda, onun (ana, baba, karı, koca, çocukları ve kardeşleri gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal bütünlüğü ağır şekilde bozulmuşsa, onların da manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir. Bu açıklamalara göre, kazanın oluş şekli, kusur oranları, davacıdaki yaralanmanın niteliği ve kazaya bağlı maluliyetinin bulunmaması ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları birlikte değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesi’nce hükmedilen manevi tazminat miktarının bir miktar fazla olduğu, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uymadığı aynı ilkeler dikkate alınarak 7.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenle davalı vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun verilen karar miktar olarak kesin olduğundan HMK’nın 352-1-b maddesi uyarınca reddine; manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca manevi tazminat miktarı düzeltilerek esas hakkında yeniden karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : A- Davalı vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 352-1-b maddesi uyarınca reddine; Manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davacı tarafın maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE, 2.873,25 TL maddi tazminatın davalılar … ve … yönünden kaza tarihinden itibaren (24/06/2010), davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden temerrüt tarihi olan dava tarihinden itibaren (25/07/2012) işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Davacı tarafın manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 7.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine, 3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca maddi tazminat yönünden alınması gereken 196,27.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 73,75.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 122,52 TL karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4- 492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca manevi tazminat yönünden alınması gereken 478,17 TL karar harcından peşin alınan 295,00 TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 183,17 TL karar harcının davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5- Davacı tarafından yapılan 21,15 TL Başvurma Harcı ve 368,75 TL peşin harç olmak üzere toplam 389,90 TL’den, 77,98 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 311,92 TL’nin davalılar … ve ..’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine 6- Davacı tarafından yapılan 993,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 114,13 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 397,20 TL’nin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Davalı … tarafından yapılan 47,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 22,80 TL’nin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, 8-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maddi tazminat yönünden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.980,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 9-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre manevi tazminat yönünden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ve … müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 10-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maddi tazminat yönünden red edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.980,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine, 11-Davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre manevi tazminat yönünden red edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine, 12-Davacı ve davalı … tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/02/2020