Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/2806 E. 2018/1175 K. 18.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
ESAS NO : 2018/2806
KARAR NO : 2018/1175
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ: 14/03/2018
NUMARASI : 2013/445 Esas (Derdest Dosya)
DAVA : Tasarrufun İptali (İİK’nın 277.ve devamı maddeleri)
KARAR TARİHİ : 18/09/2018
İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/445 Esas sayılı dosyası kapsamında verilen 14/03/2018 tarihli ara kararına karşı, istinaf yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve birleşen dava, İİK’nın 277.ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, müvekkili tarafından, davalı (borçlu…. San. Tic. A.Ş. aleyhine, 23/06/2008 tarihli Teknik Bakım Sözleşmesi’nden doğan alacağı nedeniyle, faturaya dayalı olarak, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi yapıldığını, takibe itiraz edilmesi üzerine, açılan itirazın iptali davasının kısmen müvekkili lehine sonuçlandığını, icra takibinin kesinleştiğini, davalı (borçlu)….San. Ticaret A.Ş.’ye ait ” …. ” gemisinin, 26/10/2010 tarihinde diğer davalı …Şirketi’ne alelacele devredildiğini, yapılan tasarrufun muvazaalı olduğunu iddia ederek, tasarrufun iptaline, tasarruf konusu edilen geminin üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili birleşen dosyaya vermiş olduğu (İstanbul Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/193 Esas – 2017/197 Karar sayılı dosyadaki) dava dilekçesinde özetle, İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/445 Esas sayılı dava dosyasında, davalılar … San. Tic. A.Ş ile ….A.Ş. aleyhine açılan tasarrufun iptali davasının yargılamasının devam ettiğini ancak tasarrufa konu edilen ” …” gemisinin, davalı ….A.Ş. tarafından, davalı ….San. ve Tic. A.Ş.’ne devredildiğini, sonrasında da bu davalı tarafından diğer davalı …A.Ş.’ne devredildiğini, tüm tasarrufların muvazaalı olduğunu iddia ederek, davanın İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/445 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, tasarrufların iptaline, devirler sonucu “….” ismini alan geminin üzerine ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi, 02/03/2017 tarihli ara kararı ile “Davacı yanın ihtiyati tedbir mahiyetindeki ihtiyati haciz talebi HMK.389.maddesinin yollaması ile İİK.257 ve devam eden maddeleri, birleştirilen mahkememizin 2013/445 Esas sayılı dosyası içeriği birlikte değerlendirilerek Kadıköy …. İcra Müdürlüğünün… E dosyasındaki alacak miktarı ile sınırlı olmak üzere davalı … A.Ş. adına kayıtlı …. isimli deniz aracına ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz konulmasına, teminat alınmasına takdiren yer olmadığına” karar vermiştir. Davalı …. vekili ile ….A.Ş. vekilinin, ihtiyati haciz kararına itiraz etmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesi, 14/03/2018 tarihli kararıyla ihtiyati haczin kaldırılmasına karar vermiştir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvuran davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ihtiyati haczin kaldırılması kararının gerekçesinde, İstanbul Anadolu ….İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı dosyasındaki taleplerinin ve işlemlerinin kötüniyetli olduğunun belirtildiğini ancak kötüniyetli olarak yapıldığı iddia olunan işlemlerin icra müdürlüğünden talep edildiğinin unutulduğunu, icra müdürlüğünden talep edilen işlemlerin hangilerinin hukuki kurala aykırılık oluşturduğunun kararda belirtilmediğini, hem kendilerinin hem de icra müdürlüğünün zan altında bırakıldığını, İİK’nın 281/2.maddesine göre ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasıyla, daha önce mal kaçırmayı adet haline getirmiş davalılara haksız ve hukuka aykırı şekilde malı tekrar kaçırmalarına müsaade edildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasına, “….” adlı geminin haczine karar verilmesini talep etmiştir. İİK’nın 277. ve devamı maddelerine dayanılarak açılan tasarrufun iptali davalarında, İİK’nın 281/2.maddesine göre, hakim iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklıların talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. İlk Derece Mahkemesince, 14/03/2018 tarihli ara kararın gerekçesinde, “… TMK’nun 2. maddesi uyarınca herkesin kendine tanınan hakları kullanırken iyi niyetli ve dürüstlük kuralı çerçevesinde hareket etmesinin zorunlu olduğu, davacı tarafça bu ilkeye somut olayda riayet edilmediği, icra dosyasında yapılan ve geminin seferden men edilmesi ile sonuçlanan ve uzunca zaman alan iş ve işlemlerin davalı tarafın mağduriyetine yol açtığı ya da yol açabileceği davaya konu alacak miktarı ile ihtiyati haciz konulan deniz aracının değeri arasında büyük bir orantısızlık bulunduğu, gelişen olaylara göre davacı tarafın usul ve yasaya aykırı taleplerinin devam edeceği, bu durumun davalı gemi sahibinin daha büyük mağduriyetine yol açabileceği birlikte değerlendirildiğinde tüm dosya kapsamı ile davalı ihtiyati haciz kararına itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklindeki gerekçe ile ihtiyati hacze yönelik itirazın kabulüne ve ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. İİK’ nın 265. maddesine göre aleyhine ihtiyati haciz verilen taraf mahkemenin yetkisine, teminata ve ihtiyati haczin dayandığı nedenlere dayanarak itiraz ileri sürebilir.Davalı …. A.Ş. vekili ile …. A.Ş. vekilinin, ihtiyati haciz kararına itiraz dilekçelerinde dayandığı sebeplerden sadece teminata itirazları İİK’nın 265.maddesi kapsamında kalmaktadır. İlk derece mahkemesince teminata ilişkin itiraz hakkında her hangi bir değerlendirme yapılmaksızın ihtiyati haczin icra dairesinde infazı aşamasındaki işlemler ile davacı taleplerinin TMK’nın 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı olması gerekçesi ile itiraz kabul edilerek ihtiyati haciz kaldırılmıştır. Oysa ki ihtiyati hacze itiraz nedenleri İİK’ nın 265. maddesinde sınırlı olarak gösterilmiş olup mahkemece de sadece bu nedenlere bağlı olarak inceleme yapılabilir. Davalıların ihtiyati hacze itiraz dilekçelerinde belirttiği davacının iyiniyetli olmaması, harcın eksik yatırılması İİK’nun 265. maddesinde belirtilen itiraz nedenlerinden olmadığından itiraz edenlerin bu iddialarına dayanılarak ve gösterilen gerekçe ile ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin İlk Derece Mahkemesinin 14/03/2018 tarihli kararı İİK’nın 281/2 ve 265. maddesine aykırıdır. Tüm bu nedenlerle HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan 14/03/2018 tarihli ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin ara kararının kaldırılmasına; davalıların İİK’ nın 265. maddesi kapsamında kalan teminata ilişkin itirazları hakkında ise daha önce karar verilmemiş olduğundan İİK’nın 281/2. maddesi hükmü de değerlendirilerek karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca, İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/445 Esas sayılı dosyası kapsamında verilen 14/03/2018 tarihli ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin ara kararının KALDIRILMASINA, 2-Davacı tarafın istinaf başvurusu kabul edildiğinden yatırmış olduğu istinaf karar harcının İlk Derece Mahkemesi tarafından talep halinde davacıya iadesine,3-Davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 35,90 TL istinaf karar harcı ile 57,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 191,00 TL istinaf giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, tarafların lehine ve aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 6- Davacı tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın kendisine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-f bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/09/2018.