Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/2633 E. 2020/3487 K. 16.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/2633
KARAR NO: 2020/3487
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 04/04/2018
NUMARASI: 2017/555 Esas – 2018/381 Karar
DAVA: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ: 16/09/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı araca sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … Ltd Şti’ye ait … Sigorta A.Ş. tarafından zorunlu sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı kamyonun çarpması nedeniyle maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, hasar sebebiyle aracını 10 gün süreyle kullanamadığını belirterek değer kaybı nedeniyle 500,00 TL, aracın kullanılamamasından dolayı 100,00 TL olmak üzere şimdilik 600,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; sigortalının kusuru oranında sorumlu olduklarını, kusur incelemesi ve değer kaybına yönelik bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … Ltd. Şti. vekili davaya cevap dilekçesinde; olayın meydana gelişine ilişkin 09/01/2016 tarihli trafik kazası tespit tutanağına itibar edilemeyeceğini, çamurlukta ve bagaj kapağında meydana gelen hasardan dolayı değer kaybı olmayacağını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince “Meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacının aracındaki değer kaybından dolayı 500,00 TL’nin davalı … Sigorta A.Ş., … Ltd Şti ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, aracın kullanılmaması sebebiyle 100,00 TL tazminatın davalılar … Ltd Şti ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısma ilişkin talebin zamanaşımı nedeniyle reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, davalı … Ltd. Şti., davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili tarafından istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın HMK’nın 107/1. maddesine göre açılmış belirsiz alacak davası olduğunu, TBK’nın 157/1. maddesi gereğince davanın açılması ile zamanaşımının kesildiğini, zamanaşımı kesen olaydan itibaren yeni bir zamanaşımı süresi işlemeye başlaması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Ltd. Şti. istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddiasını iddiasını ispat edemediğini, bu sebeple davanın kısmen kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, ıslah ile artırılan ve zamanaşımı nedeniyle reddedilen 12.167,75 TL’lik kısım yönünden taraflarına nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ve 10/05/2018 tarihli ek istinaf dilekçesi ile ve ayrıca yargılama giderinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilirken dava değerinin kabul ve red oranı dikkate alınmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dava, trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçta oluşan değer kaybı ve aracın kullanılamaması nedeniyle uğranılan zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminine ilişkin açılmış belirsiz alacak davasıdır. 6100 sayılı HMK’nın belirsiz alacak davasını düzenleyen 107/1. maddesinde “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 30/01/2018 tarih, 2015/6361 Esas ve 2018/455 Karar sayılı kararında “… Belirsiz alacak davasında zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için değil, tüm dava için kesilir. 6100 sayılı HMK hükümleri gereğince davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın, davanın başında belirtmiş olduğu alacak talebini HMK 107/1. maddesi hükmüne göre bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak belirlendiği anda arttırması mümkündür. HMK 107/2. maddesi gereğince yapılacak bu artırım bir ıslah olmadığı gibi bu artırım nedeniyle zamanaşımının da gerçekleştiğinden söz edilemez.” yönünde karar vermiştir. Somut uyuşmazlıkta dava dilekçesinde davanın HMK’nın 107/1. maddesi gereğince belirsiz alacak davası olduğu belirtilmiş, dava, kaza tarihinden itibaren KTK’nın 109. maddesinde düzenlenen 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmıştır. Davalılar cevap dilekçesine zamanaşımı defi ileri sürmemişlerdir. Bilirkişi raporunun ibrazından sonra davacı vekili, harçlandırdığı 21/02/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 12.767,75 TL’ye yükseltmiş; Islah dilekçesinin tebliği üzerine davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … Ltd. Şti. Vekili tarafından zamanaşımı defi ileri sürülmüştür. Mahkemece ıslah edilen kısım yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Araçta kaza sonucu oluşan değer kaybının tespiti, yapılacak yargılama sırasında bilirkişi incelemesi sonunda belli olacağına göre açılan davanın belirsiz alacak davası olduğuna kuşku yoktur. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin aktarılan emsal kararında da belirtildiği gibi belirsiz alacak davasında zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için değil tüm dava için kesildiğinden artırım dilekçesinin verildiği tarih itibariyle zamanaşımın dolduğundan bahsedilemeyeceğinden İlk Derece Mahkemesince ıslah edilen kısım için davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Kabule göre de İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde reddedilen kısım yönünden kendini vekil ile temsil ettiren davalı … ile Ltd. Şti. vekili yararına vekalet ücreti takdir edilmemiş olması ile yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesap edilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Davalıların bu hususlara değinen istinaf itirazları yerindedir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtildiği üzere ıslah edilen kısım ve davanın tümü hakkında işin esasına girmek suretiyle işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davacı vekili, davalı … Ltd. Şti. vekili ve davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf talep davacı ve davalılar tarafından yatırılan karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5- İstinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep davacı ve davalılar tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/09/2020