Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/2626 E. 2020/3581 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/2626
KARAR NO : 2020/3581
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 05/12/2017
NUMARASI : 2015/656 Esas – 2017/1139 Karar
DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 29/09/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı nolu … marka araca, … Sigorta tarafından sigortalı bulunan … plakala nolu aracın arkadan çarptığını, söz konusu kazaya diğer muhattap ….S. Koru Sigorta tarafından sigortalı bulunan … plakalı nolu aracın da karıştığını, trafik kazası tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere müvekkilinin aracının kaza esnasında en önde olduğunu, müvekkilinin Türkiye’den ayrılması gerektiğinden aracın hasarlı olarak Almanya’ya götürüldüğünü ve hemen aracın hasar tespitinin yaptırıldığını, aracın tamirinin Türkiye’de uzun sürede tamamlanabilmesi ve müvekkilinin Almanya’ya dönme zorunluluğu karşısında tespiti Türkiye’de yaptıramadığını, müvekkilinin kazadan sonra durumu her iki davalı … şirketine de ihbar ettiğini, her iki sigorta şirketinin de hasar dosyası açmasına rağmen müspet bir sonuç alınamadığını, davalılardan yalnızca … müvekkiline 1.200 Euro ödeme yaptığını, bu bedelin aracın hasarını ve değer kaybını karşılamadığını, bütün bu nedenlerle ilerde miktar artırımı hakkını saklı tutmak kaydıyla şimdilik 5.725 Euro karşılığı 17.503.00 TL hasar tazminatının kaza tarihinden itibaren davalıdan tahsilini, aracın değer kaybının tespitinin yapılarak davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı …. vekili dosyaya sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Açılan davanın reddini talep ettiklerini, davacıya davadan önce 1.281,90 Euro karşılığında 3.650,97 TL ödeme yaptıklarını, bu nedenle her hangi bir sorumluluklarının kalmadığını, dava dilekçesinde bahsi geçen … plaka nolu aracın müvekkili sigorta şirketi nezdinde mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı olduğunu ve bu nedenle davacıya 02/04/2015 tarihinde 3.650,96 TL ödeme yaptıklarını, kusur konusunda inceleme yapılması gerektiğini, davacının onarım bedeli iddiasının fahiş olduğunu, müvekkilinin temerrüdü söz konusu olmadığından işlemiş faiz isteminin yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Diğer davalılar davaya cevap dilekçesi sunmamışlardır.İlk Derece Mahkemesince “davalılar … ve … A.Ş. aleyhine açılan davanın reddine, davalı …. aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, 16.728,26 TL hasar bedelinin davalı …. alınarak davacıya ödenmesine, Fazlaya dair istemin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece faiz isteminin yok sayıldığını, … nolu plaka sahibinin isim ve adresi mahkemeye bildirilemediğinden davaya dahil edilemediğini, … plakalı aracın takip mesafesini ayarlayamadığından kusurlu olduğunu, müvekkilin kusuru olmadığını ve araçta hem hasar hem de değer kaybı oluştuğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dava, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan hasar tazminatı istemine dayanmaktadır.Dosya kapsamından, 27/08/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle … plakalı araç maliki davacının, … plakalı araç sürücüsü … ile sigortacısı … Sigorta A.Ş’den ve … plakalı araç sigortacısı … Kooperatifinden hasar kaybı ve değer kaybının talep edildiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde açıkça davanın konusu: “Fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla ekspertiz raporu ile tespiti yapılan 5,725EURO(1 Euro =3,057TL) 17.503TL’nin kaza tarihi olan 27/08/2014 tarihinden itibaren işlemiş reeskont faizi ile birlikte ödenmesi talepli dava dilekçemizdir” şeklinde belirtilmiştir.Yine 12/07/2016 tarihli uyuşmazlık tespitinin yapıldığı ön inceleme duruşmasında açıkça uyuşmazlığın tespiti “… faizin başlangıç tarihi ve oranına” şeklinde yapılmıştır. Bu durumda açıkça duruşmalarda faiz talep edildiğinin ve uyuşmazlığın da bu şekilde tespitinin yapıldığının göstergesidir. Talep sonucunun açık olmaması durumunda, HMK’nın 31. maddesine göre mahkemece, davacıya talep sonucunun açıklattırılması gerekir. Bu hükümde, “hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişki gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir” denilmekte ise de bunu sadece hakime tanınan bir yetki şeklinde değil, aynı zamanda hakime verilen bir ödev olarak anlamak gerekir.Bu doğrultuda İlk Derece Mahkemesince; davacı vekiline HMK 31 ve 194. maddeleri gereğince öncelikle dava dilekçesinde oluşan çelişki nedeniyle faiz talebi bulunup bulunmadığı ve talebinin içeriği açıklattırılmalı, bu konuda beyan için süre verilmeli, beyan sonucuna göre değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. 6100 Sayılı HMK’nın 119.maddesinde dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar düzenlenmiştir. Aynı maddenin 1/b bendinde davalının adı, soyadı ve adresinin de dava dilekçesinde bulunması gerektiği belirtilmiştir. HMK’nın 119/2 fıkrasına göre “1.fıkranın a, d, e, f ve g bentleri dışında kalan hususların eksik olması halinde, hakim davacıya eksikliği tamamlaması için 1 haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde dava açılmamış sayılır” hükmü getirilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde … plakalı araç sahibi de davalı olarak gösterilmiş, “bilgileri tarafımızda olmamakla olup … Sigorta tarafından bilgi verildiğinde mahkemeye bildirilecektir” açıklamasına yer verilmiştir. Dosya kapsamında yapılan yazışmalar ile de araç malikinin kimlik bilgileri tespit edilmesi üzerine davacı vekili araç malikinin davaya dahil edilmesini talep etmiş İlk Derece Mahkemesince 25/01/2017 tarihli celse 2 nolu ara kararı ile “Araç sahibi … dava açılmadığı, usulde dahili davalı diye bir kurumun bulunmadığı HMK 124 maddesinin ancak ve ancak tarafta yanılma halinde taraf değişikliği yapılmak suretiyle uygulanabileceği anlaşıldığından, … dahili davalı yapılması talebinin reddine,” karar verilmiştir. Davacı taraf kendisinden beklenebilecek ve istenebilecek araştırma sonucuna göre ancak davalının isim ve soyadını tespit edebilmiş, bunuda dava dilekçesinde açıklanmıştır. Mahkemece, davacı tarafın talebi gibi yargılama sırasında aracın trafik sicil kaydı getirilmiş ve araç malikinin kimlik bilgileri tespit edilmiştir. O halde İlk Derece Mahkemesince HMK’nın 119/2. maddesi gereğince, davacı vekiline … plakalı araç malikinin ad, soyad ve adres bilgilerini bildirmesi için kesin süre verilmesi ve sonucuna göre işlem yapılması gerekirken bu hususun gözardı edilmiş olması doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine, Dairemizin kararına göre … plakalı araç malikine tebligat yapılması halinde esasa ilişkin yeniden delil toplanacağı da gözetilerek diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/09/2020