Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/2623 E. 2020/3622 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/2623
KARAR NO : 2020/3622
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 17/01/2018
NUMARASI : 2016/26 Esas – 2018/8 Karar
DAVA : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 30/09/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …. Ltd. Şti.’nin malik müteveffa … da alkollü olarak sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 27/10/2015 tarihinde Kadıköy Söğütlüçeşme peronlar mevkiinden metrobüs yolundan geçerek Boğaziçi Köprüsü istikametine seyir halindeyken … plakalı Metrobüs ile kafa kafaya çarpışması neticesinde ölümlü trafik kazasının meydana geldiğini, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün %100 kusurlu sayıldığını, … plakalı araç içerisinde bulunan müteveffa … ağır şekilde yaralandığını ve kaldırıldığı hastanede vefat ettiğini, … plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet poliçesinin davalı … tarafından tanzim edildiğini, müteveffanın 20/08/1992 doğumlu olup Maltepe Ünv Zihinsel Engelliler Öğretmenliği 4. sınıf öğrencisi olduğunu belirterek Davacılardan anne baba olan … için ayrı ayrı 10.000 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, (davalı sigorta şirketi yönünden sigorta teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihi olan 18/11/2015 tarihinden işleyecek yasal faizle birlikte tahsiline), davacı … için 30.000 TL, … için 30.000 TL, diğer davacılar … yönünden ayrı ayrı 10.000 TL manevi tazminatın 28/10/2015 tarihinden işleyecek yasal faizle birlikte davalı … Tic. Ltd. Şti.’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkeme tarafından yapılan yargılama sonunda “Davanın kısmen kabul kısmen reddine, davacılardan … yönünden ayrı ayrı 79.413,62 TL’nin haksız fiil tarihi olan 27/10/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacılardan … ödenmesine, davalılardan Sigorta şirketinin yukarıda belirtilen maddi tazminat yönünden sigorta teminat limiti ve sigorta teminat limiti ile sınırlı olmak üzere 23/11/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu kılınmasına, davacılardan … yönünden 20.000,00’şer TL manevi tazminatın 27/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nden tahsili ile işbu davacılara ödenmesine, davacılardan … yönünden ise ayrı ayrı 5.000,00’er TL manevi tazminatın 27/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan …Ticaret Limited Şirketi’nden tahsili ile işbu davacılara ödenmesine,” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacılar vekili ile davalı … San. Tic. Ltd. Şti vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen manevi tazminat miktarının davacıların elem ve ızdırabını karşılamadığın, düşük olduğunu, ek ders ücretlerini dikkate almayarak maddi tazminat hesabına gidilmesi sebebiyle müvekkillerinin ciddi hak kaybına uğradığını, mahkemenin takdiri indirim yapılarak red edilen kısım için davalı lehine vekalet ücretine hükmetmesinin usule aykırı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir.Davalı …. San. Tic. Ltd. Şti. istinaf başvuru dilekçesinde: müvekkil davalı şirketin bu ölümlü kazada isminin geçmesinin tamamen tesadüf olduğunu, aracın şirket çalışanı … zimmetli olduğunu, … arkadaşları … aracın anahtarını izinsiz ve gizlece aldığını, müvekkilinin aracının çalındığını, kazanında bu esnada meydana geldiğini, Karayolları Trafik Kanunu 107. maddesinde “Bir motorlu aracı çalan veya gasp eden kimse işleten gibi sorumlu tutulur.” maddesi bulunduğunu, bilirkişi raporunda müteveffanın sürücü … alkollü olduğunu bilerek araca bindiğini, bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirttiğini ancak hatır taşımacılığına dair tazminatta herhangi bir indirim yapılmasına dair bilgi verilmediğini, bu nedenle bilirkişi raporunun hatalı ve eksik olduğunu, Mahkemece sadece müterafik kusur indirimi yapıldığını oysa hatır indirimi de yapılması gerektiğini, kusur raporunu da kabul etmediklerini, Söğütlüçeşme Metrobüs giriş kapısının açık olmasına rağmen ışıklı ya da görsel araç girilmez trafik levhalarının ve hiçbir güvenlik görevlisi olmadığını, İETT Metrobüs İşletmelerinin de kusurlu olduğunu bu nedenle yeniden bir kusur raporu alınması gerekiğini belirterek istinaf talep etmiştir. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Öncelikle, olayda ölen desteğin araçta yolcu konumunda olması nedeniyle desteğin kazanın meydana gelmesinde kusurundan söz edilemeyeceğine, (kaldı ki resmi makamlarca düzenlenmiş kaza tespit tutanağı aksi ispat edilene kadar geçerli kabul edilecek belge niteliğinde olup, bu tutanağa uygun şekilde gerek yerinde Cumhuriyet Savcısının da hazır bulunduğu halde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile mahkemece alınan kusur raporunda davalının işleteni olduğu araç sürücüsünün olayda tam kusurlu olduğunun tespit edilmiş olmasına, anılan bu kusur raporlarının kaza tespit tutanağı ve birbiriyle örtüşmesi ve olayın oluşuna uygun düşmesi nedeniyle sürücünün hiç bir kusuru ve dolayısıyla sorumluluğu bulunmadığının kabul edilemeyeceğine) göre davalı vekilinin kusura ilişkin istinaf itirazının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. İstinaf eden davalı şirket aracın şirket çalışanı … bırakıldığı, yakın arkadaşı olan müteveffa …. tarafından evinden anahtarın çalındığı bu nedenle de şirketin sorumluluğunun bulunmadığı ileri sürülmüş ise de 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiştir. KTK’nın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 85/1. maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. ” maddenin son fıkrasına göre ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” İşletenin bu sorumluluğu bir tehlike sorumluluğudur. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 28/02/2019 tarih, 2016/6712 E. ve 2019/2237 K. sayılı kararı).İstinaf talep davalı …San. Tic. Ltd. Şti., … plakalı aracın işleteni olduğundan aracın kendisine bırakılan çalışanının, hakimiyet alanından çıkmasında gerekli özeni gösterip göstermediğini ispat ile mükelleftir. İstinaf eden davalının süresinde cevap dilekçesi vererek bu iddiaları ileri sürmemiş olması ayrıca anahtarın gasp suretiyle çalındığı hususlarında delil de sunmamış olması nazara alındığında dosyada mevcut deliller ve yukarıya aktarılan yasal düzenleme gereğince işleten olarak kaza anında bu aracı kullanan sürücünün kusurundan dolayı doğan zarardan davacılara karşı müteselsilen sorumlu olması ve aracın bir başkası tarafından işletilmesinin de bu sorumluluğu kaldırmayacağı gözetilerek hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekili süresinde cevap dilekçesi vermemiş ve ayrıca yine cevap süresinde müteveffanın hatır için taşındığı yönünde iddia ve savunma ileri sürmemiştir. Mahkemece, taşımanın hatır için olduğu değerlendirilerek tazminattan hatır indirimi yapılabilmesi için davalının bu yönde savunma getirmesi ve taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartlarını ortaya koyması gerekmektedir. Davalı tarafın, süresinde hatır taşıması olduğuna dair iddiası ve savunması olmadığına göre İlk Derece Mahkemesince hatır indirimi yapılmamış olmasında bir isabetsizlik yoktur.Somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, araç sürücüsü ile arkadaş olan ve araçta yolcu olarak bulunan müteveffanın sürücünün alkollü olduğunu bilmesine rağmen araca binmesi nedeniyle oluşan müterafik kusuru ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/2.maddesi kapsamında davacılar lehine belirlenen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varıldığından bu yöne değinen davacılar vekilinin istinaf itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmış ve davacılar vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 02/06/2020 tarih, 2019/6636 E. ve 2020/3039 K. sayılı kararında da açılandığı üzere “Davacıların murisi … kaza tarihinde 21 yaşında olup dava dilekçesinde, müteveffanın Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Tarih Bölümünde öğrenci olduğu belitilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan 12.11.2015 tarihli hesap bilirkişi ek raporunda yüksekokul mezunu bir kişinin asgari ücretin iki katını alacağı nazara alınarak destekten yoksun kalma tazminatı hesaplaması yapılmış, davalı tarafça hesap raporuna süresi içerisinde itiraz edilmiştir. Mahkemece desteğin geliri yönünde gerekli araştırma yapılmadan karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece davacılar vekilince iddia edildiği üzere kaza tarihinde desteğin üniversite öğrencisi olup olmadığı araştırılarak üniversite öğrencisi olması halinde, mezun olacağı tarihin ilgili öğrenim kurumundan sorulması; ilgili meslek odaları ve meslek kuruluşlarından mezuniyetinden itibaren ne kadar sürede iş bulabileceği, emsal gelirinin ne kadar olacağı gibi hususların sorulması; bu tespitlerden sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek tazminat hesabının yapılması için, bilirkişiden rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle hüküm tesisi doğru görülmemiştir.”. Somut uyuşmazlıkta; İlk Derece Mahkemesince de desteğin mezun olacağı tarihe göre ilgili meslek odaları ve meslek kuruluşlarından mezuniyetinden itibaren ne kadar sürede iş bulabileceği, emsal gelirinin ne kadar olacağının belirlenmesi için Fatih ve Bakırköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne yazı yazılmış, Fatih İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden gelen yazı cevabında ek ders dahil olacak şekilde ücret bildirilmiş, Bakırköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden gelen yazı cevabında ise bildirilen ücrette ek ders ücretinin dahil olup olmadığı hususunda açıklama yapılmamıştır. Yine Mahkemece müteveffanın öğrenim gördüğü okula yazılan müzekkere cevabı gelmemiştir. Aktüer bilirkişi raporunda Bakırköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden gelen yazı cevabında bildirilen ücret esas alınarak hesaplama yapılmıştır. Bu durumda mahkemece; kaza tarihinde desteğin öğrenim gördüğü okula yeniden yazı yazılarak desteğin üniversite öğrencisi olup olmadığı ve mezun olacağı tarihin sorulması; Fatih ve Bakırköy İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri dışında başka yerdeki bir kaç İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinden ve ilgili meslek odaları ve meslek kuruluşlarından mezuniyetinden itibaren ne kadar sürede iş bulabileceği, emsal gelirinin ne kadar olacağı gibi hususların sorulması; bu tespitlerden sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek tazminat hesabının yapılması için bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken sadece Bakırköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden gelen yazı cevabı ile yetinilerek kazanç tespiti ve tespit edilen hesap üzerinden eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Kabule göre de müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirim mahiyetinde olduğu halde davalı lehine bu kısım üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Belirtilen nedenlerle; davacılar vekili ile davalı …San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacılar vekili ile davalı …. San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar vekili ile istinaf eden davalı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/09/2020