Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/2621 E. 2020/3822 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/2621
KARAR NO : 2020/3822
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 21/12/2016
NUMARASI : 2014/1831 Esas 2016/971 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 03/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davacılar murisi … 05/12/2014 günü binmiş olduğu … plakalı ve … hat kodlu Mecidiyeköy – Sultanbeyli otobüsünün Kavacık Köprüsü durağından hemen sonra … Mahallesi … Yol, Molla Gürani Viyadüğünde kusurlu olarak kazaya sebebiyet vermesi ve … ölümüne sebep olunması nedeniyle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydıyla her bir davacı için 5.000,00’er TL maddi ve 15.000,00’şer TL manevi manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini baba İbrahim için 8.667,58 TL, anne … için 10.190,38 TL olmak üzere 18.857,96 TL’ ye yükseltmiştir. Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili sigorta nezdinde …. numaralı Trafik Sigorta Poliçesi Karayolu Motorlu Araçlar ZMSS poliçesi ile 24/12/2013-24/12/2014 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …San. ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kaza yapan aracın ne işleteni ne de maliki olduğunu, müvekkilinin özel halk otobüsü maliklerini İETT ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne karşı temsil etme yetkisi ile hareket ettiğini, işleten sıfatının da olmadığını, müvekkilinin davada sıfatı olmadığını belirterek davanın husumetten reddine, müvekkilinin kaza ile ilgili hiçbir sorumluluğu ve ilgisi olmadığından müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin Özel Halk Otobüslerinin işleteni olmadığını, kazaya neden olan aracın Özel Halk otobüsü olduğunu, müvekkili idarenin, aracın maliki olmadığı gibi, müvekkili idarenin aracı süreklilik arz edecek şekilde kendi nam ve hesabına ve tehlikesi kendine ait olmak üzere işletmesinin de söz konusu olmadığını, kamu kurumu denetiminin bulunduğu her noktada sorumluluk doğduğundan bahsetmenin mümkün olmadığını, önemli olanın mevcut denetimin şekli ve denetim alanı ile doğan zarar arasında bir bağ olup olmadığı hususu olduğu, istenen maddi ve manevi tazminatı kabul etmediklerini, müvekkili idarenin kazadan dolayı hiçbir sorumluluğunun olmadığını belirterek davanın öncelikle husumetten reddine, bu mümkün görülmediği taktirde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davalı … A.Ş. aleyhine açılmış olan maddi tazminat davasının feragat sebebi ile reddine, davacılar … kanıtlanamayan maddi tazminat taleplerinin reddine, Davalı …. AŞ aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile husumet yönünden reddine, Davacılar … ve … , davalılardan … AŞ nin olay tarihindeki poliçe limitinin altında kalan ancak tespit edilen gerçek maddi zararının tamamını almayarak dava dilekçesinde tüm davalılar yönünden müştereken ve müteselsilen tahsilat talebinde bulunmuş olmakla, … Sigorta hakkındaki maddi tazminat istemlerinden feragat etmesi nedeni ile bunun davacılar İbrahim ve … da kapsaması nedeni ile bu davacılar yönünden karşılanmadığı iddia edilen fazlaya ilişkin olan ve ıslaha konu olan maddi tazminat taleplerinin reddine, Davacıların manevi tazminat dava ve taleplerinin kısmen kabulü ile davacılar … ve … için ayrı ayrı taktiren 30.000,00 er TL, davacılar … ve … için ayrı ayrı taktiren 20.000,00 er TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … olay tarihi olan 05/12/2014 tarihinden itibaren yasal faizle birlikte müştereken müteselsilen tahsil ile davacılara ödenmesine, davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili davalı …. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazaya sebebiyet veren aracın bağlı olduğu …San. ve Tic. A.Ş.’nin aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi kararının hukuka ve uygulamaya uygun olmadığını, kazaya sebebiyet veren şehir içi toplu taşımacılık yapan otobüsün davalılardan …. A.Ş.’ye kayıtlı olarak C-106 kodu ile çalışmakta olduğu da ispatlanmış olup dolayısıyla …’ın da işleten sıfatıyla müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun kabul edilmesi gerekirken, aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, vicdanen ve hukuken kabul edilmeyecek miktarda bir manevi tazminata hükmedildiğini, davalılardan … Sigorta’ya verilen ibraname ile sadece sigorta şirketi ve sigortalısı hakkındaki maddi tazminat talebinden feragat edilmesine rağmen yerel mahkemenin diğer tüm davalılar yönünden de maddi tazminat talebimizden vazgeçilmiş gibi hüküm kurmasının son derece hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; husumet itirazlarının dikkate alınmadığını ve Özel Halk Otobüslerinin yaptığı kazadan müvekkili kurumun da sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, özel halk otobüsü işleten şahısların bu araçları kendi nam ve hesaplarına kârı ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işletildiğini, talep edilecek manevi tazminatın Yargıtay kararları gereği zenginleşme aracı olamayacağını, yerel mahkemece hüküm altına alınan manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminatı istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre, kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece davalı …San. ve Tic. A.Ş.açısından işleten sıfatı taşıyıp taşımadığının belirlenmesi bakımından … yada İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile aralarında yapılan taşıma sözleşmesi bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa sözleşme getirtilerek incelenmeli, … plakalı araç ile sözleşme yada ihale yoluyla taşımacılık faaliyeti bulunup bulunmadığı üzerinde durularak işleten sıfatı taşıyıp taşımadığı belirlenerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile husumetten red kararı verilmesi doğru olmamıştır.Açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş; Daire kararının kapsam ve şekline göre; davacı vekili ve davalı … vekilinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacılar vekili ile davalı İETT vekilinin istinaf başvurularının KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar vekili ile davalı …. vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/11/2020