Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/2618 E. 2020/3602 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/2618
KARAR NO: 2020/3602
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 28/12/2017
NUMARASI: 2015/549 Esas – 2017/1605Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/09/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;19/05/2013 tarihinde … plakalı yolcu otobüsünün Ayvalık Ankara seferini yaptığı sırada Bozüyük de meydana gelen trafik kazası sonucu otobüste … numaralı koltukta yolcu olarak seyahat eden müvekkilinin yaralandığını, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihini kapsar şekilde davalı … Sigorta A.Ş.’ye zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk poliçesi ile davalı … Sigorta A.Ş.’ye zorunlu mali sorumluluk poliçesi ile sigortalandığını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile 30.000,00 TL manevi tazminatın ise sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile Davalı … vekili ayrı ayrı vermiş oldukları cevap dilekçelerinde davanın reddini savunmuşlardır. Mahkeme tarafından yapılan yargılamada; “Davacının maddi tazminat yönünden bu konuda sulh sağlanmış olması sebebiyle tüm davalılara ilişkin olarak karar verilmesine yer olmadığına, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile; 15.000,00 TL manevi tazminat bedelinin davalılar … Ltd. Şti., …, … A.Ş.’den,19/05/2013 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiş, bu karara karşı davalı …, … Ltd. Şti. vekilleri tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … ile … Ltd. Şti. vekilleri istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosyada mevcut bilirkişi raporlarının hükme esas alınacak yeterlilikte ve düzeyde olmadığını, hem adli tıp raporu hem de tazminat raporunun afaki hesap çıkardığını, hakkaniyet ölçüsünü aştığını ve Yargıtay kriterlerinin üstünde bir rakama hükmettiğini, faiz başlangıç tarihinin olay tarihi olarak kararlaştırılmasının hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ATK 3. İhtisas Kurulundan alınan 26/12/2016 tarihli maluliyet raporunda davacının E cetveline göre % 8 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği açıklanmıştır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından malûliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi esaslı unsurdur. Bu belirlemenin ise; Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarih 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri, 01.06.2015 tarihinden sonra ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak düzenlenmiş raporla yapılmış olması gerekir. Somut olayda hükme esas alınan ATK. 3. İhtisas Kurulunun26/12/2016 tarihli maluliyet raporu, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre, davacıda dava konusu edilen trafik kazasına bağlı olarak oluşan yaralanmasının maluliyet oluşturup oluşturmadığı konusunda illiyet bağını da ortaya şekilde değerlendirme yapılarak düzenlenmiştir. Bu doğrultuda maluliyet tespitine ilişkin ATK raporunun denetime elverişli olduğu, bu hususa değinen istinaf talebi yerinde değildir. Haksız fiil sorumlusu olan davalı sürücü ve araç malikinin, zararın tamamı için haksız fiil (kaza) tarihi itibariyle mütemerrit olduğundan hükmedilen manevi tazminat yönünden faizin başlangıç tarihi kaza tarihi olacaktır. Bu kapsamda faizin başlangıç tarihi açısından davalı vekillerinin istinaf başvurusu yerinde değildir. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olayın oluş şekli, kusur durumu, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, davacının yaralanmasının derecesi ve iyileşme süresi ile yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının yeterli olduğu kanaatine varıldığından manevi tazminat miktarına yönelik istinafın yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı … ile … Ltd. Şti.vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı … ile … Ltd. Şti. vekillerinin yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 1.024,65 TL istinaf karar harcından peşin alınan 257,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 767,65 TL harcın davalı … ile … Ltd. Şti. tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/09/2020