Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/2601 E. 2020/3559 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/2601
KARAR NO : 2020/3559
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 30/11/2017
NUMARASI : 2015/770 Esas 2017/1465 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ: 29/09/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ…:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının maliki olduğu … plakalı araç ile 04/05/2014 tarihinde seyir halinde iken dava dışı … sevk ve idaresindeki aracın kontrolden çıkması üzerine maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, alınan eksper raporunda araçda meydana gelen hasar bedelinin 24.849,36 TL olarak hesaplandığını, davacının aracının sigortalı olduğu davalı şirkete kaza bedelinin tahsili için yapmış olduğu başvuruya davalı şirketçe kazanın teminat kapsamında olmadığının bildirildiğini ve yapılan başvuruya red cevabı verdiklerini belirterek müvekkiline ait aracın kaza nedeni ile uğradığı maddi hasar bedeli 1.000,00 TL’nin şirkete ihbar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu aracın dain ve mürtehin olarak … Bankası Doğuş Power Center şubesi olduğunu, bu kapsamda sigorta tazminatı talep edilmesi geken davalı … değilde dava dışı rehin hakkı sahibi banka olduğunu, davanın belirsiz alacak şeklinde açılamayacağını, talebin belirlenebilecek bir bedel olduğunu, dava konusu kazada sürücü değişikliğine gidildiğinden riziko ve hasarın sigorta teminatı dışında kaldığını, dava konusu kaza neticesinde dava dışı sürücü … dış görünümünde yara almamış olduğundan davacının beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkile ait araç ile kayınpederinin evinden yola çıktıktan hemen sonra araç ile takla atan şahıs dava dışı … olduğunu, anılan kişinin kazadan sonra eve gidip üstünü değiştirdikten sonra polisi arayıp olay yerine geldiğini ve dosya kapsamında da mevcut bulunan tutanakların tanzim olunduğunu, dava dışı … olay sonrasında olay yerini terk edip üzerini değiştirerek olay yerine gelmesinin hiçbir şekilde hayatın olağan akışına aykırı olarak nitelendirilemeyeceğini, … elindeki veya başka bir bölgesindeki kesiğin polis ekiplerince kesin bir şekilde tespit edilmesinin mümkün olmadığını, rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde gerçekleştiğini ispat külfetinin sigortacıda bulunmakta olup, sigortacının bunu soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlaması gerektiğini, bir an olsun davalı yanın iddia ettiği gibi dava dışı … sürücü değişikliğine gittiği kabul edilse dahi, sürücü değişikliğinin tek başına hasarı sigorta teminatı dışında bırakmayacağını, kaza sürücüsü … kullandığı ve kendi adına kayıtlı olan … numaralı telefon hattının olay tarihi olan 04.05.2014 tarihindeki HTS kayıtlarının Telekominikasyon İletişim Başkanlığı’ndan celp edilmesini, bu kayıtlar geldikten sonra yargılama sırasında değerlendirilmeyen tanık beyanları ve diğer kanıtların birlikte ele alınması için dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edilmesini ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dava, davalıya kasko poliçesiyle sigortalı bulunan aracın karıştığı trafik kazası sonucu uğradığı hasarın tazminine ilişkindir. HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’ nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Aynı Kanun’un 5/3. maddesi ile ” Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükmü getirilerek asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisi haline getirilmiştir.28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır.Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için Kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımı verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davalı … ile sigortacısı olan davacı arasında… plakalı plakalı otomobil için Kasko Sigorta Poliçesi” imzalanmıştır. Davalı tacir olmakla birlikte davacı gerçek kişi olup sigorta sözleşmesine konu araçta ticari vasıfta olmadığından açılan dava TTK’nın 4/1. maddesinde açıklandığı şekilde ticari dava niteliğinde değildir. Davacı gerçek kişiler, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3.maddesinin k bendi kapsamında tüketici olduğundan ihtilafın çözümünde Tüketici Mahkemesi görevlidir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda belirtilen esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3- İstinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin mahkemece yeniden yapılacak yargılamada verilecek kararda dikkate alınmasına, istinaf aşaması için yatılırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/09/2020