Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/26
KARAR NO : 2019/3695
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 26/07/2017
NUMARASI : 2017/3342 D.İş Esas – 2017/3342 D.İş Karar
DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 31/10/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile; … Sigorta tarafından düzenlenen karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası) ile sigortalı … plaka sayılı araç ile tek yanlı olarak 01/03/2016 tarihinde gerçekleşen kaza sonucunda … yaşamını yitirmesi sonucu eş …’ın destekten yoksun kaldığını belirterek 41.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 1.000,00 TL cenaze ve defin giderleri olmak üzere 42.000,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ödenmesini talep etmiştir. Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile talebini 88.312,00 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; sürücünün kendi kusuru ile ölümden dolayı talebin reddedilmesi gerektiği, ayrıca destekten yoksun kalma zararının yansıma bir zarar olduğundan teminat dışında kaldığını, başvurucunun 3. kişi olarak kabul edilemeyeceğini belirterek davacının isteminin reddi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesini talep etmiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti, “başvurunun kabulü ile 87.312,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 1.000,00 TL cenaze ve defin giderleri olmak üzere toplam 88.312,00 TL tazminatın 01/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı … kuruluşundan tahsili ile davacı yana ödenmesine, ” karar vermiş, davalı vekilinin itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti, davalı … kuruluşunun yaptığı itirazın kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 30/03/2017 tarih ve 2017/K-8552 sayılı kararının kaldırılmasına, başvuru sahibinin destek tazminatı taleplerinin reddine,” karar vermiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;İtiraz Hakem Heyetince verilen kararın kazanın 01/03/2016 tarihinde ZMSS poliçesinin tanzim tarihinin 1/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Genel Şartlardan sonra olduğundan ( 30/06/2015 ) teminat kapsamı dışında kaldığından başvuru reddedilmişse de kararın hukuka aykırı olduğunu, davalı … poliçesinin 30/06/2015 tarihinde düzenlendiğini, Genel Şart düzenlemelerinin 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6074 sayılı yasa ile yapılan değişiklikle yasalaştığını, uyuşmazlıkta sözleşme tarihi 30/06/2015 olduğundan İtiraz Hakem Heyeti kararının yasalara aykırı olduğunu, Genel Şartların Kanuna aykırı olan hükümleri uygulama alanı bulunmadığını, değişiklik öncesi 2918 sayılı KTK’nın da teminat dışı bırakılmayan bir hususun genel şartlar ile teminat kapsamı dışında bırakılmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, yeni Genel Şartların ilgili kanunlara aykırı hükümlerinin 01/06/2015 tarihinden sonra ancak 26/04/2016 tarihinden önce akdedilmiş sözleşmelere uygulanamayacağını, destek şahsının kendi kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin teminat kapsamında olduğunu, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre sürücü kusurlu olsa dahi geride kalan hak sahipleri 3.kişi konumunda olduğundan işletenin tehlike sorumluluğu çerçevesinde gereken ödemenin yapılması gerektiğini, BK’nın 25.maddesine göre genel şartların kanuna aykırı olamayacağını bu nedenle İHH kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi uyarınca, aynı kanunun 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur.Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi, tarafların haklarını, temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve varsa özel şartları içerir. Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartların C.10. maddesi ile 12/08/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan 01/06/2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma olanağı bulunmamaktadır.Somut olayda, kazanın 01/03/2016 tarihinde gerçekleştiği, poliçenin ise ZMMS Genel Şartlarının yürürlüğe girdiği tarihten sonra 30/06/2015 günü tanzim edilmiş olduğu görülmektedir. Başvuru sahibi, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı aracın desteğin tam kusuru ile tek taraflı kaza yapması sonucu desteğin vefat ettiğini belirterek destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacı ya da Güvence Hesabının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında mutlaka ölen kişinin üçüncü bir kişi olması gerekir. İşletenin eylemlerinden sorumlu olduğu sürücünün üçüncü kişi olarak kabul edilmesi mümkün değildir.Yine genel şartların A.6. maddesinin (d) bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle sürücünün asli kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerini sigorta teminat kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında bulunmamasına göre, başvuru sahibinin desteğinin kusuruna denk gelen destek tazminatını talep etme hakkı bulunmamaktadır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk(Trafik) Sigortası Genel Şartlarının yürürlük tarihinden sonraki kazalarda, bu tarihten sonra düzenlenen poliçeler ile ilgili verdiği kararlar da bu yöndedir. Bu nedenle, İtiraz Hakem Heyeti tarafından başvuru sahibinin başvurusunun reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası belirtilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,3-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.31/10/2019