Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/2598 E. 2019/94 K. 31.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/2598
KARAR NO : 2019/94
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 24/08/2016
NUMARASI : 2016/2797 D.İş.E.- 2016/2797 D.İş.K.
( İtiraz Hakem Heyeti 15/04/2016 Tarih K-2016/10823)
KARAR TARİHİ: 31/01/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda: 18/11/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkili …’ın yaralanıp %15 oranında malul kaldığını, zararın karşılanması için…Sigorta A.Ş.’ye yapılan başvuru neticesinde, 13/08/2015 tarihinde 56.687,00 TL kısmı ödeme yapıldığını, ancak müvekkilinin daha sonra aldığı rapor ile maluliyet oranının %21 olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine davalı sigorta şirketine tekrar başvurulduğunu, 10/11/2015 tarihinde 11.823,00 TL ek ödeme yapıldığını ve yapılan ödemelerin yetersiz olduğunu belirterek, bedelin tam ve kesin olarak belirlenmesi mümkün olduğu anda artırılmak üzere 15.100,00 TL sürekli iş göremezlik taminatının davalı sigorta şirketinden tahsilien karar verilmesini talep etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesi ile: Müvekkili sigorta şirketine yapılan başvuru sonucunda hasar dosyası açılarak davacıya 68.510,85 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödeme ile davacının ibraname-muvafakatname verdiğini, müvekkili şirketin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini belirterek, başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; başvurunun kabulü ile 54.429,69 TL’nin 24/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile sigorta şirketinden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına davalı sigorta şirketi vekili tarafından itiraz edilmiş, İtiraz Hakem Heyeti tarafından yapılan inceleme sonucunda; itirazın reddine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile: Bilirkişi raporu ve ıslah talebinin taraflarına usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeden hüküm kurulduğunu, adil yargılanma haklarının ellerinden alındığını, İtiraz Hakem Heyeti kararında çeşitli tarihlerde gönderildiği beyan edilen e-postaların hangi adrese gönderildiğinin bilinmediğini, İtiraz Hakem Heyeti kararında bilirkişi raporu hakkındaki itirazlarının tamamen gözardı edildiğini, müvekkili şirket tarafından yapılan ödeme ile üzerine düşen sorumluluk yerine getirilmiş olduğundan taleplerin mesnetsiz bulunduğunu, davacı lehine Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesi uyarınca belirlenecek vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tam vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan maluliyet nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: 18/11/2014 tarihinde dava dışı …’ın, sevk idaresindeki araç ile yine dava dışı …’in sevk ve idaresindeki araca çarpması neticesinde sağa savrulan aracın yol kenarında duran ve yaya olan davacıya çarpması ile davacının yaralandığı, davacı tarafça maluliyet tazminatı ödenmesi için davalı sigorta şirketine başvurulduğu, sigorta şirketi tarafından %15 maluliyet oranı üzerinden 13/08/2015 tarihinde 56.687,00 TL ödeme yapıldığı, daha sonra davacı tarafça, maluliyet oranının %21 olduğunun tespit edildiği belirtilerek, bakiye tazminat ödenmesi için tekrar sigorta şirketine başvurulduğu, sigorta şirketi tarafından 10/11/2015 tarihinde 11.823,00 TL ek ödeme yapıldığı, davacı tarafça, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemelerin zararı karşılamadığı iddia edilerek bakiye maluliyet tazminatı ödenmesi için Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulduğu anlaşılmaktadır.Konya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından alınan bilirkişi raporunda, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olduğu, kazaya karışan diğer araç sürücülerinin kusursuz olduğunun tespit edildiği, Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 08/06/2015 müracaat tarihli engelli sağlık kurulu raporunda davacının engel oranının %21 olarak tespit edildiği görülmüştür.Uyuşmazlık Hakem Heyetince karara esas alınan bilirkişi raporu, davalı sigorta şirketi vekilinin beyanında geçen e-posta adresine 11/04/2016 tarihinde gönderilmiş olup buna dair e-mail çıktısı dosyada mevcuttur.Ne var ki Dairemizce daha önce incelenen dosyada, ıslah dilekçesi, ıslah dilekçesinin tebliğine ilişkin belge ve ıslah için yatırılan ücret makbuzunun gönderilmesi için Sigorta Tahkim Komisyonuna yazı yazılmasına karar verilmiş, Komisyon tarafından ıslah dilekçesi ve makbuz gönderilmiş, tebliğine ilişkin belge gönderilmemiş, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesince 22/06/2018 tarihli İstinaf Formunda not olarak “Sigorta Tahkim Komisyonu ile görüşülmüş ve Tahkim Komisyonunun ıslah dilekçelerini karşı tarafa tebliğ etmedikleri bildirilmiş olduğundan ıslah dilekçesinin tebliğine ilişkin belge dosyaya eklenememiştir.” şeklinde açıklama bulunduğu, dolayısıyla ıslah dilekçesinin davalıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır. Birçok Yargıtay kararında da duraksamasız olarak kabul ve ifade edilegeldiği üzere; T.C. Anayasası’nın 36/1. maddesinde “Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” düzenlemesine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir” düzenlemesine düzenlemesine yer verilmiştir.Bir davanın görülmesi için taraf teşkilinin sağlanması esas olup bu husus re’sen gözetilmelidir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılamanın aşamalarından haberdar edilmesi ile mümkündür.Bu bağlamda, HMK’nın 177/2. maddesindeki ıslah dilekçesinin tebliği konusundaki düzenlemeler, adil yargılanma hakkının kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılmasını sağlamak üzere konulmuştur. Anılan tüm bu yasal düzenlemelerde, davada taraf olanların haklarının korunması amaçlanmış olup tarafların yargılama süreçlerine etkin katılımının sağlanması, yapılan tüm tebligatların usulüne uygun olması ile sağlanabilecektir.Somut olayda; davalı sigorta şirketine ıslah dilekçesinin tebliğ edilmediği, bu dilekçeye karşı cevap verme imkanından yoksun bırakıldığı görülmektedir. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler uyarınca, davalı sigorta şirketine ıslah dilekçesinin usulüne uygun şekilde tebliği ile davalının savunma hakkını kullanması gerekirken, usulünce yapılmış tebligat olmadan ve davalının cevap hakkını da kısıtlar biçimde yargılamaya devam edilip yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Belirtilen nedenlerle; İtiraz Hakem Heyetince davacı tarafın ıslah dilekçesi davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildikten ve davalının yasal cevap süresi beklenip varsa itirazları değerlendirilip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği düşünülerek, davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazları kabul edilmiş; Dairemiz kararının niteliği itibarıyla diğer istinaf itirazları bu aşamada incelenmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan KABULÜ ile; 5684 sayılı Kanun’un 30/12. ve HMK’nın 353/1-a/6. maddeleri uyarınca, İtiraz Hakem Heyetinin 21/04/2017 Tarih 2017/İHK -1335 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın yeniden karar verilmesi için Sigorta Tahkim Komisyonuna iade edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
4-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,
5- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
7- İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.31/01/2019