Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/252 E. 2020/394 K. 04.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/252
KARAR NO: 2020/394
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 10/10/2017
NUMARASI: 2013/309 Esas 2017/921 Karar
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ: 04/03/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkiline ait … plakalı aracın davalı şirketine kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortalı aracın 28.07.2011 tarihinde Arnavutköy yolunda meydana gelen kaza sonucu ağır hasarlandığını, kazanın davalı şirkete ihbar edildiğini, hasar dosyasının açıldığını, 21.09.2011 tarihli yazı ile hiçbir hukuki gerekçe ileri sürülmeksizin zararın karşılanmayacağının bildirildiğini, iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalma üzere 10.000,00 TL tazminatın ticari avans faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete sigortalı olan … plakalı aracın kaza sonucu ağır hasarlanmasında hasarın teminat kapsamı dışında olduğunu, aracın davacı şirket tarafından … adına kiralanmış ise de kaza esnasında aracı kullananın … olmayıp sürücü belgesi olmayan ayrıca alkollü olduğu tespit edilen … olduğunu, aracın 23.12.2010 – 23.12.2011 vadeli olarak “Tüm Oto Kasko Sigorta Poliçesi” ile sigortalı olduğu hususunun ihtilaflı olmadığını, iddiaları kabul etmediklerini, ayrıca kaza tarihinden itibaren faiz talebinin yerinde olmadığını ifadeyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece “Davanın Reddine” karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın hatalı olduğunu, kaza tespit tutanağında araç sürücüsü olduğu iddia edilen … açısından tek bir tutanak bulunmadığını, aracın …’ e kiralanmış bulunduğunu, dosya kapsamında alınan 04.02.2013 tarihli bilirkişi raporu ve 23.09.2017 tarihli ATK raporu ile davalı tarafın iddialarını ispat edemediğini, konu ile ilgili ceza dosyasında bu durumun aksinin tespit edildiğini ifadeyle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve talep doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. Dava, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece, kaza esnasında yaralanan ve hakkında Arnavutköy Devlet Hastanesinde yaralanmaya ilişkin tutanak tutulan ehliyetsiz ve alkollü … tarafından aracın kullanıldığı ve bu şekli ile hasar bedelinin poliçe teminatı dışında olduğu kabulüyle davanın reddine dair hüküm kurulmuştur. Dava, kasko sigorta sözleşmesinden doğan tazminat istemine ilişkindir. Mal sigortaları türünden olan kasko sigortası poliçesinin teminat kapsamını belirleyen Genel Şartlar’ın A/1 maddesine göre gerek hareket, gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile üçüncü kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, TTK’nın 1282. maddesi uyarınca sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı Yasa’nın 1281. maddesi hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı Kasko Poliçesi Genel Şartları’nın 1.5 maddesi ve TTK’nın 1292/3. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan rizikonun teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat külfeti yer değiştirip, oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat külfeti sigortalıya geçer (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 20.06.2013 Tarih ve 2013/1797 E, 2013/9438 K). Eldeki davada; olayın 28.07.2011 tarihi saat 00:05 sıralarında ihbarı üzerine Jandarma tarafından mahalline gelinerek tutulan tutanakta “… plakalı aracın ters dönmüş vaziyette olduğu, araç çevresinde araçta bulunduğu bildirilen … isimli şahsın alkollü olduğu, üzerine giydiği tişörtün üzerinde kan lekelerinin olduğu, yüzünde ve burnunda kan olduğu, ters dönmüş aracın şoför mahallinin önünde bulunan kısımda ön camın bombeli ve çatlak vaziyette olduğu, sorulduğunda …’ın şoförün kim olduğunu bilmediğini beyan ettiği, hastaneye götürüldüğünde şoförün … olduğunun ve araçta sadece kendisi ve …’ın bulunduğunun iddia edildiği, …’in sağlık muayenesinde hiçbir şekilde darp, cebir ve yaralamanın olmadığı, alkolsüz olduğu ve bilincinin yerinde olduğu” yazılıdır. Arnavutköy Devlet Hastanesince … hakkında düzenlenen 28.07.2011 tarih ve 01:07 saatli raporda, …’ın burnunda çarpmaya bağlı doku ödeminin mevcut olduğu; … hakkında düzenlenen 28.07.2011 tarih ve 03:01 saatli raporda ise genel durumunun (GD) iyi olduğu, bilincinin açık olduğu, 0,00 promil alkollü olduğu saptanmış; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünün 07/08/2012 tarihli yanıtı ile …’ın sürücü belgesi kaydına rastlanmadığı bildirilmiştir. Somut uyuşmazlıkta olay yeri tespit tutanağına göre şoför mahallinin önünde bulunan kısımda ön camın bombeli ve çatlak vaziyette olması, …’ın yüz ve kafa bölgesinden yaralanmış olmasına karşın davacının sürücü olduğunu iddia ettiğini …’in yaranmasının bulunmaması karşında …’ın kaza sırasında sigortalı araç sürücüsü olduğu anlaşıldığına göre İlk Derece Mahkemesince davacı sigortalının ihbar mükellefiyetini iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde yerine getirmiş olması nedeniyle, ispat yükünün yer değiştirdiği, aracın iddia edildiği gibi … tarafından kullanıldığının ispatlanamadığı, aracın alkollü ve ehliyetsiz olan … tarafından kullanıldığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş olmasında dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna göre isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf talebi yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.04/03/2020