Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/2451 E. 2020/1 K. 15.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/2451
KARAR NO : 2020/1
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 24/05/2018
NUMARASI : 2018/3614 D.İş Esas – 2018/3626 D.İş Karar
(İtiraz Hakem Heyeti 30/04/2018 tarih, KIT-2018/69)
DAVA : Sürekli Bakıcı Gideri Tazminatı
KARAR TARİHİ : 15/01/2020
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Başvuru sahibi başvuru dilekçesinde, yolcu olarak bulunduğu davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı araçla geçirdiği trafik kazası nedeniyle yaralanması nedeniyle 310.000,00 TL (ıslah ile) bakıcı giderinin, kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte sigorta şirketinden tahsili talep edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sakatlık teminatının tamamının mağdura ödendiğini ve teminatın tamamının tüketildiğini, yapılan ödeme gereğinin müvekkili şirketin bakıcı gideri bakımından herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını, bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren ve KTK’da yapılan değişiklik ile hesaplamanın ZMMS genel şartlarında öngörülen usul ve esaslara göre yapılacağının açıkça belirtildiğini, kabul anlamına gelmemek üzere hatır taşımasının tenzili gerektiğini ve avans faiz talebinin reddi gerektiğini belirterek başvurunun reddini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvuru sahibinin 310.000,00 TL bakıcı gideri tazminat talebinin 20/09/2016 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekilinin itiraz etmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyeti, itirazının reddine dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu sonucunda Dairemizin 08/12/2017 tarih 2017/753 esas 2017/1100 karar sayılı kararı ile “Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümlerinden seçilmiş adli tıp uzmanlarından oluşacak 3 kişilik heyetten kaza tarihinde yürürlükte bulunan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak maluliyetin niteliği, oranı, davacının bakıcıya ihtiyacı ve süresi konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınıp sonucuna göre gerekirse aktüer bilirkişiden de ek rapor alındıktan sonra karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden heyet kararının HMK’nın 353/1-a/6.maddesi gereğince kaldırılarak, eksiklikler giderildikten sonra yeniden hüküm kurulmak üzere Tahkim Komisyonu Başkanlığına gönderilmesi” yönünde karar verilmiştir. Dairemizin kararı üzerine Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyelerinden, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre alınan raporda, davacının çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının %100 olduğu, başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 18 aya kadar uzayabileceği belirlenmiş ve aktüer bilirkişiden alınan rapor üzerine İtiraz Hakem Heyetinin 30/04/2018 tarihli kararı ile itirazın reddine karar verilmiştir. Karara karşı istinaf başvurusunda bulunan davalı … vekili istinaf dilekçesi ile; Trafik Sigortası Genel Şartlar ve kanunda yapılan değişikler sonrasında, sakatlık tazminatının tüketilmesi sebebiyle artık bakıcı gideri bakımından ödenecek bir tazminatın kalmadığını, sakatlık tazminatının üst limiti olan 310.000,00 TL’nin 20/02/2016 tarihinde davacıya ödendiğini, bakıcı giderinin sakatlık teminatı kapsamında olduğunu, hükmedilen tazminatın hesabında da yaşam tablosunun TRH 2010, teknik faizin %1,8 olarak uygulanması gerektiğini, bilirkişi raporunda genel şartlardaki düzenlemelere uymadığını, ayrıca aleyhlerine hükmolunan vekalet ücretinin de 1/5 oranda olması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir. Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan bakım ve bakıcı giderine yönelik tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İHH tarafından verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 20.02.2016 tarihinde davalıya ZMMS sigortalı …’un sevk ve idaresindeki … plakalı araç sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı ve sürekli bakıcı gideri talebi ile Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurarak tazminat talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Yeni Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Somut olayda kaza tarihi 31.03.2016, davalı tarafından ZMSS ile sigortalanan araca ilişkin poliçenin tanzim tarihi ise 29.01.2016 olup, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren 14.05.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarından sonra olduğundan yeni genel şartlar uygulanacaktır. Genel Şartların C.10. maddesi ile 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni Genel Şartların C.11. maddesine göre; yeni genel şartlar, genel şartların yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Karayolları Trafik Kanunu’nun 93. maddesi gereği zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır. Böylece Hazine Müsteşarlığı kanundan aldığı yetki ile zorunlu sigorta genel şartlarını belirler. Bu nedenle zorunlu sigorta genel şartlarını Türk Borçlar Kanunu’nun 20. maddesinde düzenlenen genel işlem koşulu kapsamında değerlendirmek mümkün değildir. Bir sözleşmenin genel işlem koşulu kapsamında olması için sözleşme yapılırken taraflardan birinin önceden tek taraflı olarak sözleşme şartlarını hazırlayarak diğer tarafa sunması gerekir. Oysa Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Genel Şartları, sözleşmede taraf olmayan Hazine Müsteşarlığı tarafından kanundan aldığı yetkiye dayalı olarak belirlenir. Ayrıca Genel şartları, Türk Borçlar Kanunu 20. maddesinin son fıkrasında “Genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler, sundukları hizmetleri kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de, niteliklerine bakılmaksızın uygulanır.” düzenlemesi kapsamında düşünmekte mümkün değildir. Çünkü kanunda açıkça belirtildiği üzere kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmeler yürütmekte oldukları bir hizmet ile ilgili olmalıdır. Oysa Hazine Müsteşarlığı, zorunlu mali sorumluluk sigortası hizmeti veren bir kuruluş olmadığı gibi hizmeti alan taraf ile bir sözleşme ilişkisi içinde bulunmamaktadır. 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları, yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibarı ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası’nın kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Sigortacı, işletenin sorumluluğunu poliçe ve genel şartlar kapsamında üstlendiğine göre, sonradan bir değişiklikten bahsetmek de mümkün olmayacaktır. Kaldı ki; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1423. maddesine göre sigortacı, sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerinden oluşan aydınlatma yükümlülüğünü sigortalıya karşı yerine getirmese dahi sigortalı, sözleşmenin yapılmasına 14 gün içinde itiraz etmemiş ise sözleşme poliçede yazılı şartlar ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlar kapsamında yapılmış olur. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası teminatının kapsamı, poliçe ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlara göre belirlenir. Nitekim Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde yapılan değişiklikle zorunlu sigortacının kapsamındaki tazminatları belirlemede Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının göz önüne alınması esası getirilmiştir. 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5.b maddesinde” Sağlık Giderleri Teminatı: Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” şeklinde düzenlenmiştir. C maddesinde Sürekli Sakatlık Teminatı: Üçüncü kişinin sürekli sakatlığı dolayısıyla ileride ekonomik olarak uğrayacağı maddi zararları karşılamak üzere, bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisinin tamamlanması sonrasında yetkili bir hastaneden alınacak özürlü sağlık kurulu raporu ile sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan bakıcı giderleri bu teminat limitleri ile sınırlı olmak koşuluyla sürekli sakatlık teminatı kapsamındadır. Söz konusu tazminat miktarının tespitinde sakat kalan kişi esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. KTK’nın 98. maddesine göre ” Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde  Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır (Ek cümle: 04/04/2015-6645 S.K./60. Md )Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, bu kapsama girenler yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dâhil edilmez. Trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda; sigorta şirketlerince yazılan primlerin ve Güvence Hesabınca tahsil edilen katkı paylarının % 15’ini asmamak üzere, münhasıran bu teminatın karşılığı olarak Hazine müsteşarlığınca sigortacılık ilkeleri çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri ve 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14 üncü maddesinde düzenlenen durumlar için Güvence Hesabı tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılır. Söz konusu tutar, ilgili sigorta şirketleri için sigortacılık ilkelerine göre ayrı ayrı belirlenebilir. Aktarım ile sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının bu teminat kapsamındaki yükümlülükleri sona erer. Hazine müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu söz konusu tutarı %50’sine kadar artırmaya veya azaltmaya yetkilidir. Bu madde çerçevesinde sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı tarafından ödenecek meblağın süresinde ödenmemesi halinde 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. Sigorta şirketleri ve Güvence Hesabından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılacak meblağın belirlenmesi ve ödenmesi ile sağlık hizmetleri için teminat sağlanan sigortaların tespiti ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumunun görüsü alınarak Hazine Müsteşarlığınca belirlenir.Trafik kazası sebebiyle sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kurumlarınca gerçekleştirilen tedavi giderleri bakımından, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sağlık Bakanlığına yapılacak ödemeye ilişkin usul ve esaslar Sosyal Güvenlik Kurumu ve sağlık Bakanlığı tarafından ayrıca belirlenir. ” şeklinde düzenlenmiştir. Her ne kadar yeni Genel Şartların A.5.b maddesinde açıklanan sağlık giderleri teminatının Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiş ise de KTK 98. maddesinde SGK’nun sorumlu olduğu tedavi giderleri açıkça sayılmıştır. Bu giderler kapsamında bakıcı gideri bulunmadığı açıktır. Bu doğrultuda poliçenin ve genel şartların tarafı olmayan SGK’yı yasal düzenleme olmaksızın tüm sağlık gideri teminatı kapsamındaki tazminat kalemlerinden sorumlu tutmak mümkün olmayacaktır. Ayrıca sigorta şirketleri tarafından poliçe bazında KTK 98. maddesindeki sayılanlar kapsamında SGK’ya katkı payı aktarımı yapıldığı nazara alındığında, KTK 98.madde kapsamı dışında sağlık giderleri teminatı içinde kalan tazminat kalemlerine ilişkin sigortalıdan alınan prim ücretleri sigorta şirketlerinin uhdesinde kalmaktadır. Bu doğrultuda sigorta şirketlerinin KTK 98. madde dışında kalan sağlık gideri teminatı kapsamındaki geçici bakıcı gideri tazminatından poliçe limiti ile sorumluluğu devam edecektir. Mağdurun tedavisinin tamamlanması sonrasında yetkili bir hastaneden alınacak özürlü sağlık kurulu raporu ile sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan sürekli bakıcı bakıcı giderleri sürekli sakatlık teminatı kapsamında olacaktır. Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 10/10/2019 tarih, 2019/14 Esas ve 2019/9227 Karar sayılı ilamında” sürekli bakıcı giderine ilişkin talebin sürekli sakatlık teminat limiti” içerisinde sayılması gerektiği yönünde karar verilmiştir. Bu halde; Davacının sürekli bakıcı gideri tazminat talebinin Sürekli Sakatlık Teminatı kapsamında kalmasına, bu teminat kapsamında dosyada bulunan dekontta göre 16.06.2016 tarihinde “sakatlık ödemesi” açıklaması ile sürekli maluliyet tazminatı olarak 310.000 TL’nin davacıya ödenmiş olması nedeniyle tüm limitin tüketilmiş olmasına göre İtiraz Hakem Heyeti tarafından başvuru sahibinin sürekli bakıcı gideri tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde UHH tarafından tazminat talebinin kabulüne ilişkin karara itirazın reddine kararı verilmiş olması doğru olmamıştır. Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf incelemesine gelince ise Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 01/02/2018 tarih, 2015/6820 E. ve 2018/493 K. sayılı kararında açıklandığı üzere “19.01.2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazete’de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13. fıkrasında (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” hükmü eklenmiştir. Bu durumda Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13. maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılarak ESAS HAKKINDA YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA, Buna göre, 1-Davacının sürekli bakıcı gideri tazminat talebinin REDDİNE, 2-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, 3-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, 4-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan …Ü.T. Uyarınca red edilen tutar üzerinden belirlenen vekalet ücretinin 1/5 olan 6.030,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-Başvuru sahibi tarafından yapılan tahkim yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, B-İstinaf incelemesi yönünden; 1-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III-Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, 2-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine, 3-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafça yatırılan 176,60 TL istinaf başvuru harcı ile 72,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama giderinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açıldığından davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan …Ü.T. uyarınca belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-Artan gider avansının İlk Derece Mahkemesince istinaf talebinde bulunana iadesine, Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/01/2020