Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/2439 E. 2020/3597 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/2439
KARAR NO: 2020/3597
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 30/03/2018
NUMARASI: 2016/977 Esas – 2018/427 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/09/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait … plakalı aracın 04/03/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu pert olması nedeniyle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davalı kasko sigortacısından araç tazminat bedeli ile tespit davası ve noter masraflarının tazminini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle, kasko poliçesi ile müvekkiline sigortalı davaya konu … plakalar aracın sicilinde dain mürtehin sıfatıyla … bağlarbaşı Şubesinin kaydı bulunduğunu, dolayısıyla öncelikle davanın husumetten reddi gerektiğini, hasarlı aracın trafikten çekildiğine dair tescil belgesinin kendilerine ibraz edilmediğini, temerrüde düşürülmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkeme tarafından yapılan yargılamada; “Aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine,” karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirket davalı Sigorta Şirketinin de bağlı bulunduğu … Bankasından kredi çekip … plakalı aracı aldığını, araçta dava sürecinin başında böylesi bir ipotek kaydı bulunsa da 09.06.2017 tarihinde müvekkil şirketçe tüm borçların kapatıldığını, davalı vekilinin de bu konuda beyanda bulunmadığını, dava dışı … Bağlarbaşı şubesince verilen 08.05.2018 tarihli yazı ile müvekkili şirketin 09.06.2017 tarihinde borcunun bittiğini ve yine araç üzerindeki rehnin kaldırıldığına dair yazı verdiğini, bu yazı uyarınca yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın da haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. TTK’nun 1456/1. maddesine göre sınırlı ayni hak ile takyit edilmiş bir mal üzerindeki, malike ait menfaat sigortalandığı takdirde, kanunda aksi öngörülmemişse, sınırlı ayni hak sahibinin hakkı sigorta tazminatı üzerinde de devam eder. Aynı Yasanın 1456/2. maddesine göre ise “Sigortacıya, mal üzerinde sınırlı ayni hak bulunduğu bildirildiği takdirde, ayni hak sahiplerinin izni bulunmadıkça, sigortacı sigorta tazminatını sigortalıya ödeyemez. Ayni hakkın sicille alenileştiği veya sigortacının bunu bildiği durumlarda bildirime gerek yoktur. Sigortalı menfaate konu malın tamiri veya eski hâline getirilmesi amacıyla ve teminat gösterilmesi şartıyla, tazminat sigortalıya ödenebilir. Ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun 879. maddesi gereğince de sigorta tazminatının öncelikle rehin hakkı sahibine verilmesi veya açık muvafakatinin alınması gerekmektedir. Bu durumda dava açma hakkı da öncelikle rehin hakkı sahibinde olduğundan bir dava şartı olarak aktif dava ehliyeti olan davacı sıfatının da rehin hakkı sahibinde olduğu, buna karşın dain mürtehinin muvafakati halinde bu şartın yerine getirilmiş sayılacağı Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları ile benimsenmiştir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 02/10/2018 tarih, 2018/ 2896 E. ve 2018/8468 K. sayılı kararı, 16/04/2018 tarih, 2015/5883 E. ve 2018/4113 K. sayılı kararı). Somut uyuşmazlıkta davacıya ait 34 BD 4896 plaka sayılı aracın davalı şirket nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı olduğu, dava dışı … Bağlarbaşı Şubesi’nin dain ve mürtehin olarak poliçede gösterildiği anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince dain mürtehin olan Banka tarafından tazminatın davacıya ödenmesine onay verilmediğinden davacının dava açma hakkı ve aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Ancak, davacı vekilinin istinaf dilekçesi ekinde sunulan belgeye göre, davacı kredi borcunu dava dışı bankaya ödediği anlaşılmıştır. Uyap sisteminden yapılan kontrolde aracın trafik kaydındaki rehnin kaldırıldığı görülmüştür. Bu durumda dava açıldığında ve sonrasında bulunmayan aktif dava ehliyeti – dava şartı noksanlığı karar tarihinden sonra giderilmiştir. Emsal Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 27/09/2010 tarih, 2010/2992 E. ve 2010/ 7301 K. sayılı kararı ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28/09/2012 tarih, 2012/17-394 E. ve 2012/643 K. sayılı kararında “Somut olayda, dain mürtehin sıfatı bulunan ve menfaati olan dava dışı bankanın, dava açmaya ve tazminatın davacıya ödenmesine açık muvafakati olmadığından davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir. Ancak, davacı vekilinin temyiz dilekçesi ekinde sunulan belgeye göre, davacı kredi borcunu dava dışı bankaya ödediği anlaşılmıştır. Bu durumda davacının aktif dava ehliyeti bulunmaktadır. Öte yandan, husumet yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecek hususlardan olup, mahkemece husumete ilişkin bu yeni durumu değerlendirmek üzere, hükmün bozulması” gerektiği yönünde karar verilmiştir. Bu açıklamalar çerçevesinde; her ne kadar İlk Derece Mahkemesince dain mürtehin olan Banka tarafından muvafakat verilmediğinden davanın aktif husumet bulunmadığından usulden reddine kararı verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamakta ise de davacı tarafından karar tarihinden sonra rehin bedeli ödenerek rehin kaldırıldığından aktif dava ehliyeti noksanlığına ilişkin dava şartı noksanlığını giderilmiştir. Bu nedenle oluşan bu yeni durumun değerlendirilmesi bakımından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 3-Davacı vekili tarafından peşin yatırılan istinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 5-Duruşma yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf talep eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/09/2020.