Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/2427 E. 2020/3596 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/2427
KARAR NO: 2020/3596
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 28/03/2018
NUMARASI: 2015/561 Esas – 2018/294 Karar
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 30/09/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Çayırova ilçesi … Cad. … Fabrikası önünde … yönetimindeki … Ltd. Şti. ne ait … plakalı kamyon yük taşıma paletleri kasaya sabitlenmeden aşırı hızla ilerlerken yola saçılması üzerine karşı yönde seyir halinde bulunan müvekkili … Ltd. Şti. ne ait … plakalı araç şoförü …’ın yola düşen malzemelere çarpıp yoldan çıkarak takla atması sonrası … Ltd. Şti. çalışanları olan davacılar …, … ve …’ın ağır yaralandıklarını, müvekkili … Ltd, Şti. … fabrikasının montaj işini yapmakta olduğunu, trafik kazasının oluşumu nedeniyle fabrikanın montaj işini yapamadığını, işlerin aksadığını, müvekkili şirketin yıllar sonra almış olduğu büyük işi kaybetmiş ve itibar kaybına uğradığını, müvekkili şirketin … plakalı aracının hurdaya çıktığını, trafik kazası nedeniyle müvekkili şirketin büyük maddi kayba uğradığını belirterek davacı … için 1.000 TL tedavi gideri, işgücü kaybı ve maluliyet nedeniyle 1.000 TL olmak üzere 2.000 TL, davacı … için 1.000 TL tedavi ve bakım gideri, 1.000 TL işgücü kaybı ve maluliyet tazminatı olmak üzere 2.000 TL maddi tazminatın, davacı … için 1.000 TL tedavi gideri, 1.000,TL işgücü kaybı ve maluliyet nedeniyle olmak üzere 2.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren en yüksek mevduat faiziyle davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline, davacı Hayati için 70.000 TL, davacı … için 50.000 TL ve davacı … için 40.000 TL manevi tazminatın trafik kaza tarihinden itibaren en yüksek mevduat faiziyle birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar … Ltd. Şti. ile … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … Ltd. Şti. bünyesinde şoför olarak çalışan …’ün 15/082013 günü … plakalı kamyona yük taşıma paletlerini (ahşap palet) yüklediğini ve spanzet (gergi kayışı) ile sabitledikten sonra yükün üzerini branda ile kapattığını, Karayolları Trafik Kanunu ve Yönetmeliğine uygun bir vaziyette yükledikten sonra hareket ettiğini ancak Gebze … Cad. … istikametinde hız sınırları içinde seyir halindeyken kamyondan yükün yola düştüğünü, şoförün aracı durdurup düşen paleti yoldan almak istediğini, tam bu sırada ters istikametten gelen başka bir aracın yola düşen yüke çarpmamak için manevra yapıp yanından geçtiğini ancak ondan sonra gelen aracın aşırı hızlı olması nedeniyle yüke çarpmamak için direksiyon kırdığından yoldan çıkıp trafik kazası yaptığını, trafik kazasına aşırı hızlı olan … plakalı kamyonet şoförü …’ın kusurunun neden olduğunu, müvekkillerinin kusuru bulunmadığını, davacıların talep ettiği manevi tazminat miktarını fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketine 23/03/2013-25/03/2014 tarihleri arasında … no.lu poliçe ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirket bünyesinde var olan poliçeden sorumluğun sigortalının kusuru oranında olmak üzere bedeni zararlarda kişi başı 250.000,TL ile sınırlı olduğunu, manevi tazminatın poliçe kapsamında bulunmadığını, maddi tazminat talepleri arasında yer alan tedavi giderlerinin 6111 sayılı Yasa kapsamında SGK ‘dan talep edilmesi gerektiğini, ayrıca yaralının tıbbi tedavi süresince ona yapılan refakat ve bakım giderlerine itirazları bulunduğunu, bakım hizmetinin maluliyetten farkı olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatının da tedavi giderleri içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, Yargıtay HGK’nun 13/10/2010 tarih ve 2010/10-500-490 sayılı içtihadında 6111 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden geçici iş göremezlik tazminatının açıkça tedavi giderleri arasında değerlendirilmesi gerektiğini belirttiğini, bu nedenle tedavi giderleri kapsamında olan bakım giderleri yönünden husumetin SGK’na yöneltilmesi gerektiğini, maluliyet oranı tespiti ve aktüer sıfatına sahip bilirkişiden sakatlıktan kaynaklanan sürekli iş göremezlik nedeniyle oluşan tazminat miktarını hesaplanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme tarafından yapılan yargılamada; ” Davacılardan …’ın maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile ; 140.000,00 TL maddi tazminatın davalılar … ve … Ltd.Şti. yönünden kaza tarihi olan 15/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … Sigorta yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile (sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’a verilmesine,fazlaya ilişkin istemin reddine, davacılardan …’ın maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 53.357,58 TL maddi tazminatın davalılar … ve … Ltd.Şti. yönünden kaza tarihi olan 15/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … Sigorta yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile (sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere ) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’a verilmesine,fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı …, … ve …’ın tedavi,bakıcı vs. giderlerine ilişkin maddi tazminat taleplerinin reddine, davacı … Ltd.Şti.’nin kar yoksunluğu, zarar, araç kira bedeli taleplerine ilişkin davasının sübut bulmadığından reddine, davacı … Ltd.Şti.’nin araçtaki değer kaybına ilişkin tazminat talebinin kabulü ile; 4.800,00 TL değer kaybı tazminatının davalılar … ve … Ltd.Şti. yönünden kaza tarihi olan 15/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … Sigorta yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile (sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere ) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, davacı …’ın iş gücü kaybı ve maluliyete ilişkin açmış olduğu tazminat davasının reddine, davacılardan …’ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 40.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … Ltd.Şti.’nden kaza tarihi olan 15/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacılardan …’ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … Ltd.Şti.’nden kaza tarihi olan 15/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’a verilmesine,fazlaya ilişkin istemin reddine, davacılardan …’ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 1.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … Ltd.Şti.’nden kaza tarihi olan 15/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili, davalılar … Ltd Şti ile davalı … vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusursuz olan müvekkilleri için %20 oranında kusur tayin edildiğini, müvekkiller için hükmedilen maddi tazminatın düşük ücret üzerinden hesaplandığını ve manevi tazminat miktarının son derece düşük olduğunu, müvekkilleri için özel bakım, beslenme, eşya, bakıcı ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerine hükmedilmediğini ve müvekkillerden … için hiçbir maddi tazminata hükmedilmediğini, dava tarihinin gerekçeli kararda hatalı yazıldığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalılar … Ltd Şti ile davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusursuz olan müvekkilleri için %80 oranında kusur tayin edilmesinin hatılı olduğunu, davacı araç sürücüsünün aşırı hızlı olduğunu ve davacıların emniyet kemerinin takılı olmadığını, Sgk’dan ve sigortadan ödeme yapılıp yapılmadığı hususun hesaba katılmadığını, müvekkilleri aleyhine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, verilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tazminat hesabına esas alınan ücret veya gelirin bilinen ya da belirlenebilir olması gerektiğini, davacılar … ve … için bilinen ya da belirlenebilir gelir bulunmadığı halde … ve … için sendika ve ticaret odası kayıtları doğrultusunda hüküm kurulmasının kabul edilemeyeceğini, dava konusu kazanın bir trafik iş kazası olduğu bu nedenle SGK tarafından davacılara ödeme yapılıp yapılmadığı tespit edilmesi gerektiğini, davacılara SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödeme veya gelir bağlama işleminin yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece alınan 06/05/2014 tarihli kusur raporunda ve 01/09/2014 tarihli ATK Trafik İhtisas Dairesi raporunda meydana gelen kazada … plakalı kamyon sürücüsü davalı …’ün %80, … plakalı araç sürücüsü davacı …’ın %20 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Bu kapsamda dosya kapsamında alınan iki bilirkişi raporunun dosyadaki bilgi ve belgelere uygun, gerekçeli ve denetlenebilir olduğu kanaatine varıldığından, bu rapora itibar edilerek karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacılar ve davalı vekilinin kusura yönelik iddia ve itirazı yerinde değildir. Davacıların emniyet kemeri takmadığı, sürücünün aşırı hızlı olduğu bu sebeple zararı artmasına neden olduğuna ilişkin kaza tespit tutanağında herhangi bir belirtme yapılmadığı, dosya kapsamında da bu yönde bir delil bulunmadığına göre belirlenen tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmayışında bir isabetsizlik yoktur. Dosya kapsamına göre davaya konu trafik kazasının davalar yönünden trafik iş kazası olup olmadığı, SGK tarafından iş kazası nedeni ile ödeme yapılıp yapılmadığı yapıldı ise ilk peşin sermaye değerinin rücuya tabi olup olmadığının yargılama sırasında araştırıldığı ve davacılara herhangi bir ödeme yapılmadığının belirtildiği görüldüğünden bu yöndeki davalı istinafı da yerinde değildir. Çalışma gücü kaybı zararının hesabında yaralanan veya malul olanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Zarar görenin kaza tarihi itibariyle mesleği ve geliri tespit edilmelidir. Kişinin herhangi bir işi yoksa, zarar görenin geliri asgari ücret kabul edilerek, raporun hazırlandığı tarihteki net asgari ücret üzerinden hesaplama yapılacaktır. Eğer gelirin asgari ücret üzerinde olduğu, bir başka anlatımla herhangi bir işyerinde çalıştığı ya da bir meslek icra ettiği ve asgari ücret üzerinde bir gelir elde edildiği iddia ediliyorsa bunun ispat edilmesi gerekir. Ancak mahkeme bedensel zararların tazmini davalarında zarar görenin zararını resen belirlemek durumundadır. Bu nedenle mahkeme, zarar gören asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiğini iddia etmiş ise SGK’dan trafik kazasının olduğu tarihteki zarar görenin ücret ve tüm gelirlerini gösterir ücretlerini getirtmelidir. Kişi belirli bir iş yerine bağlı olmaksızın, örneğin duvar ustası, sıvacı gibi belirli bir meslek icra eden kişilerden ise ekonomik ve sosyal durumu ile ilgili zabıta araştırması yanında o meslek odasından o mesleği icra edenlerin kaza tarihi itibarı ile ortalama ücretleri sorulmalıdır. Davacılar vekili tarafından davacılar …, … ve …’ın diğer davacı … Ltd. Şti. bünyesinde havalandırma ve izolasyon imalat ve montaj ustası olarak çalıştıkları davacı …’in aylık gelirinin ortalama 3.000 TL, davacı …’un aylık gelirinin ortalama 2.500 TL, davacı …’in aylık gelirinin ortalama 2.500 TL olduğu iddia edilmektedir. Mahkemece, 30/03/2017 tarihli hesap raporu ile 06/10/2017 tarihli ek raporu alınmıştır. İlk alınan hesap raporunda, davacılar … ve … yönünden dava dilekçesinde beyan edilen miktarla ile sendika cevabı esas alınarak davacı … yönünden sendika cevabına göre aylık ücretinin 2.812,63 TL, davacı … yönünden beyan edilen ücretin sendika cevabı altında olduğunu nedenle beyan edilen 2.500 TL üzerinden edilmiştir. 06/10/2017 tarihli ek raporda ise sendika ortalamasına göre bulunan ücret üzerinden hesaplama yapılmış ve İlk Derece Mahkemesince bu ek rapor hükme esas alınmıştır. Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre, davacıların kaza tarihindeki gelir durumunun davacı tarafça kanıtlanması gerekir. Bunun kanıtlanmaması halinde ise maddi destek tazminatının hesabında asgari ücretin esas alınacağı kabul edilmektedir. Dava dilekçesinde davacı gerçek kişilerin, davacı şirkette çalıştığı belirtilmiş olmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince gerçek gelirinin araştırılması için davacılara ait SGK kayıtları ve işyeri sicil dosyaları getirtilmeden ve ekonomik sosyal durum araştırma sonuçları da değerlendirilip tartışılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/5922 Esas – 2020/4453 Karar, 2019/6278 Esas – 2020/4027 Karar, 2017/3052 Esas – 2019/9891 Karar sayılı kararları). Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekir. Bu belirlemenin yapılabilmesi için Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden maluliyet raporu alınmalıdır. Somut olayda, davacılar yönünden istenen bakıcı gideri talebinin sürekli mi geçici mi olduğu konusunda dava dilekçesinde bir açıklık bulunmadığı halde mahkemece bu hususta davacılar vekiline mehil verilmeden ve sonucuna göre gerekirse maluliyet raporu alınmaksızın karar verilmesi; Davacılar … ve … yönünden mahkemece hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 26/08/2015 günlü maluliyet raporunun Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlediği ancak davacıların bakıcı ihtiyacı bulunup bulunmadığına ilişkin tespit bulunmadığının gözden kaçırılması; Davacılar vekilinin 22/03/2016 tarihli celsedeki imzalı beyanında davacı …’ın maluliyeti olmadığı mevcut hali ile tazminat hesabı yapılmasını beyan ettiği ancak davacı … yönünden maddi tazminat talebinden feragat yada vazgeçme beyanı olmadığı nazara alındığında iyileşme süresine ilişkin maluliyet raporu alınmamış olması; Davacılar tarafından talep edilen ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerine ilişkin deliller toplanıp doktor bilirkişiden rapor alınmamış olması eksik araştırma ve incelemeye dayalı olup doğru olmamıştır. Manevi tazminata ilişkin istinaf itirazları bakımından değerlendirme yapıldığında; Dava dilekçesinde belirtilen trafik kazası sonucu davacılarda oluştuğu iddia edilen yaralanma nedeniyle yukarıda açıklandığı üzere yeniden maluliyet raporu alınması ve ücret tespiti de gerektiğinden alınacak maluliyet raporlarında davacılarda geçici ya da kalıcı maluliyet oluşup oluşmadığı, iyileşme süresi, kalıcı maluliyet oluşmuş ise maluliyet oranı, tarafların mali ve sosyal durumları ile manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin ilkeler birlikte değerlendirilerek somut olaya uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinden bu yöndeki istinaf itirazınında kabulüne karar verilmiştir. Dava tarihinin gerekçeli kararda hatalı yazılması yerinde kararın tashihi ya da tavzihi suretiyle düzeltilebileceğinden eleştiri konusu yapılmakla yetinilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, yukarıda açıklandığı şekilde değerlendirme yapılarak karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacılar vekili ile davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 3-Davacı ve davalıların peşin yatırdıkları istinaf karar harçlarının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 5-Duruşma yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/09/2020