Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/2423 E. 2020/3613 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/2423
KARAR NO : 2020/3613
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 26/01/2018
NUMARASI : 2016/1090 Esas – 2018/40 Karar
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 30/09/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;…
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 5/05/2013 tarihinde Karamürsel İlçesi, Valide Köprü mevkiinde, davalı … sevk ve idaresindeki davalı … Ltd. Şti’nin maliki ve işleteni olduğu … plaka sayılı araç ile seyir halinde iken davalı … araç hakimiyetini kaybederek yoldan çıktığını ve yol kenarında bulunan beton direğe çarptığını, meydana gelen kazada müvekkilinin eşi ve diğer müvekkilinin babası olan … hayatını kaybettiğini, davalı Kerem’in alkollü olarak aşırı hızlı seyretmesi nedeniyle kazaya sebebiyet verdiğinin polis ekibinin tutanaklarında da tespit edildiğini, davalı hakkında Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/314 Esas sayılı dosyası ile bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya sebep olma suçundan dava açıldığını, davada davalının tam kusurlu bulunup mahkumiyetine karar verildiğini, diğer davalı firmanın ise aracın resmi olarak sahibi ve işleteni olması sebebiyle müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunduğunu, müteveffanın ölümü sebebiyle davacı müvekkili ve oğlunun çok derin manevi çöküntüye uğradıklarını v destekten yoksun kaldığını, Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1403 esas sayılı dosyası ile davalılar aleyhine dava açıldığını, alınan bilirkişi raporu sonrasında taleplerini ıslah ederek toplam 92.845,25 TL tazminatın davalılardan tahsilinin talep edildiğini, daha sonra mahkemece bilirkişiden alınan ek raporda müvekkillerinin zararının 116.149,70 TL olarak tespit edildiğini ancak ıslah hakkı bir kez kullanılabildiğinden mahkemece ıslah ile talep edilen miktar üzerinden 23.304,36 TL tutarda eksik olarak tazminata hükmedildiğinden bahisle eksik miktara yönelik olarak açtıkları ek dava ile 23.304,36 TL destekten yoksunluk maddi tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesiyle; müvekkili şirketi yönünden husumet itirazında bulunmuş, dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın … A.Ş. firması tarafından 36 ay süreyle kiralandığını, bu nedenle müvekkili şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, davanın …A.Ş.’ye ihbar edilmesini, ayrıca davacıların taleplerini kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme tarafından yapılan yargılamada; “davanın kabulü ile, Davacı … lehine 16.875,06 TL, Davacı … lehine 6.429,30 TL maddi tazminatın 11/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine,” karar verilmişt, bu karara karşı davalı … A.Ş. tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davalı ….A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacıların müvekkilinde taraf olduğu Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/160 Esas sayılı dosyasında maddi tazminat taleplerinin tamamının Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1403 E. sayılı dosyasından karşılandığı ve alındığı yönünde mahkeme içi ikrarı bulunduğunu, Yerel Mahkemenin dosyaya sunulan itirazları gerektiği gibi değerlendirmediğini, tazminatta indirim sırasının önemli olduğunu, hesaplanan tazminatta indirim yapılırken hatalı yapıldığını, aracın işleteni müvekkil şirket ise de araç işlerini halletmek ve sabah geri teslim edilmek üzere hatır ilişkisi içerisinde verildiğini, müvekkilin somut olayda zararın önlenmesi için kendi içerisinde aldığı tüm önlemlere ve denetimlere rağmen çalışanın çalışma saatleri dışında, işle ve müvekkil talimatlarıyla bir ilgisi bulunmayan eyleminden doğan zarardan mesul olamayacağı yasa gereği olduğunu, davacılar daha evvel açtıkları davalar ile tazmin haklarını da kullandıklarını ve herhangi bir maddi tazminat alacakları kalmadığını Mahkeme önünde ikrar ettiklerini belirterek Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 05/05/2013 tarihinde davalılardan müteveffa … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile seyir halindeyken direksiyon hakimiyetini kaybederek yol dışı kalıp beton direğe çarpması ile meydana gelen tek taraflı trafik kazasında araçta ön yolcu koltuğunda oturan … öldüğü, arka yolcu koltuğunda oturan … yaralandıkları anlaşılmaktadır.Davacılar tarafından aynı davalılar aleyhine Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1403 E sayılı dosyası ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla toplam 20.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı istemi ile açılan davada davacılar ıslah dilekçeleri ile ile taleplerini toplam 92.845,25 TL’ye yükseltilmişler ancak ıslah dilekçesinin sunulmasından sonra mahkemece alınan 13/06/2016 tarihli ek raporla davacıların toplam maddi zararlarının 116.149,70 TL olduğu tespit edilince birden fazla ıslah mümkün bulunmadığından aradaki fark olan 23.304,36 TL için bu dava açılmıştır.Kazaya sebebiyet veren …. plakalı araç, kaza tarihini kapsar şekilde davalı ….’ye ZMMS sigortası ile sigortalıdır. Araç trafik kaydında …. Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı olmakla birlikte 03/01/2012 tarihli uzun süreli araç kiralama sözleşmesi ile … A.Ş.’ ye 36 ay süre ile kiralanmıştır.KTK’nın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 85/1. maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. ” maddenin son fıkrasına göre ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” İşletenin bu sorumluluğu bir tehlike sorumluluğudur. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 28/02/2019 tarih, 2016/6712 E. ve 2019/2237 K. sayılı kararı).Davalı … A.Ş. kazaya karışan aracı uzun süreli kiralayan olduğuna göre, işleten olarak kaza anında bu aracı kullanan sürücünün kusurundan dolayı doğan zarardan davacılara karşı müteselsilen sorumludur. Aracın şirket çalışanı olan müteveffa … dışında bir başkası tarafından işletilmesi de bu sorumluluğu kaldırmayacaktır. Bu nedenle Mahkemece davalı … A.Ş. yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Mahkemece yeniden aktüer bilirkişiden rapor alınmaksızın Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1403 E sayılı dosyasından alınan rapor hükme esas alınarak karar verilmiştir. Aynı taraflar arasında görülen ve kesinleşen Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasından alınan raporlar istinafa konu olan eldeki dosya için de kuvvetli delil niteliğinde olduğundan bu raporlarda ki hesaplama yöntemine ilişkin davalı tarafın istinaf talepleri yerinde değildir. Ancak davalı …. vekili cevap dilekçesinde kesinleşen Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesince kabul edilen 92.845,25 TL tazminatın ödendiğini ve o davanın açılmasından önceki yapmış oldukları ödeme ile birlikte toplam 163.474,09 TL ödeme yapıldığını beyan etmiştir. İlk Derece Mahkemesince davalı … şirketinin daha önce ödediği bedel herhangi bir güncellemeye tabi tutulmadan kalan tazminat miktarına hükmedilmiştir. Oysa, davadan önce parayı alan ve bu dönem zarfında parayı kullanan davacı tarafın sebepsiz zenginleşmesinin önlenebilmesi için davadan önce yapılan ödemelerin hesaplanan tazminattan güncellenerek düşülmesi gerekir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 23.10.2017 tarih, 2016/ 9924 E. ve 2017/9413 K. sayılı kararı). O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken davalı tarafından yapılan ödeme ile parayı önceden kullanma imkanına kavuşan davacıların sebepsiz zenginleşmesinin önlenmesi ve tazminatın denkleştirilmesi ilkeleri de gözetilmek suretiyle, davalının davadan önce ödediği bedelin, ödemenin yapıldığı tarih ile zarar hesabının yapıldığı tarih arasında işleyen yasal faiz hesaplanarak sigorta ödemesinin güncellenmesi ve güncellenmiş miktarın, tazminat miktarından mahsup edilmesi suretiyle hesaplama yapılması konusunda ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesidir.Davacılar tarafından 19/03/2015 tarihinde Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/160 Esas sayılı dosyası ile açılan davada destekten yoksun kalma tazminatı talep edilmiş, mahkemece destekten yoksun kalma tazminatı talebi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/160 Esas sayılı dosyasından verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2017/242 Esas ve 304 Karar sayılı dosyası ile istinaf incelemesi yapıldığı anlaşıldığından dosya Uyap üzerinden incelendiğinde davacılar vekilinin 22/11/2016 tarihli 4. celse ve 22/12/2016 tarihli 5.celse duruşması sırasındaki beyanının “… müvekkillerle ilgili destekten yoksun kalma tazminatımız iş bu dosya içine celbedilen ticaret mahkemesi dosyasında karara bağlanmış ve karar kesinleşmiştir. İş bu dosyada ilgili aracın uzun süreli kıralayanı olarak davalıdan sorumluluğu nedeni ile her bir müvekkili için 75.000,00 er TL manevi tazminat istiyoruz talebimiz gibi karar verilsin.” şeklinde olup açıkça destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin tamamen karara bağlandığı ve başkaca da bir alacaklarının kalmadığı yönünde bir beyan bulunmadığından davacılar vekilinin Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/160 Esas sayılı dosyasında duruşma sırasındaki beyanları mahkeme içi ikrar olarak nitelemez. Bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı …A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, 7-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre davalı …A.Ş. tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, … A.Ş. / … Şubesinin 24/04/2018 tarih ve … numaralı 45.000,00 TL TL bedelli teminat mektubunun davalı …A.Ş.’ye iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/09/2020