Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/2315 E. 2018/1640 K. 05.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/2315
KARAR NO : 2018/1640
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 04/05/2018
NUMARASI : 2018/3090 D.İş Esas – 2018/3123 D.İş Karar
(İtiraz Hakem Heyeti’nin 14/04/2018 tarih 2018/İHK-2791)
DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
KARAR TARİHİ: 05/12/2018
İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/3090 D.İş Esas ve 2018/3123 D.İş Karar sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti’nin 14/04/2018 tarih 2018/İHK-2791 Karar sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı, istinaf yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, başvuru dilekçesinde özetle; 11/08/2015 tarihinde, müteveffa …nın sevk ve idaresindeki …plakalı araç ile dava dışı … plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında, davacının oğlu …’nın vefat ettiğini, davacının bu vefat nedeniyle destekten yoksun kaldığını, davalının, … plakalı aracın ZMSS sigortacısı olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması koşuluyla, 20.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze giderinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Karayolları Trafik Kanunu’nun 97.maddesi uyarınca, sigorta şirketine başvurulmadan dava açıldığını, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, desteğin kusurunun destekten yoksun kalanlara yansıdığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01/11/2017 tarihli kararının bu doğrultuda olduğunu, avans faiz talep edilmesinin kabul edilemeyeceğini, davacı lehine verilecek vekalet ücretinin 1/5 oranında olması gerektiğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvurunun kabulüne, 84.015,00 TL’nin 19/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ve 9.631,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermiş, davalı tarafça bu karara itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyeti, davalı tarafın itirazının reddine karar vermiştir.
Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; meydana gelen kazada müteveffanın, asli ve tam kusurlu olduğunu, desteğin kusuru nedeniyle tazminat talep edilmesinin mümkün olmadığını, 19/01/2016 gün ve 29598 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişlik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6.maddesinin son fıkrasıyla, vekalet ücreti yönünden değişiklik yapıldığını, davacı lehine verilecek vekalet ücretinin 1/5 oranında olması gerektiğini, buna rağmen tam vekalet ücreti verildiğini, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir.
Davacı vekili, katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; avans faizin hükmedilmesi gerektiğini, yasal faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve cenaze gideri istemine dayanmaktadır.
Dosya kapsamından, davacının oğlu …’nın sürücüsü ve davalının, ZMSS sigortacısı olduğu, … Plakalı araç ile dava dışı … plakalı aracın 11/08/2015 tarihinde kaza yapması sonucu, davacının oğlu …’nın vefat ettiği, olayda müteveffa …’nın tam ve asli kusurlu olduğu, davacının bu vefat nedeniyle destekten yoksun kaldığı başvurunun destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze gideri için yapıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti ve dolayısıyla davalı tarafın itirazının reddine karar veren İtiraz Hakem Heyeti, başvurunun kabulüne, destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze gideri olmak üzere toplam 84.015,00 TL’nin kabulüne ve davacı lehine A.A.Ü.T gereğince tam vekalet ücretine hükmetmiştir.
Davalı tarafın istinaf başvurusu, desteğin tam ve asli kusurlu olması sebebiyle, davacının talebinin teminat dışında olduğu ve davacı lehine tam vekalet ücreti verilemeyeceği hususlarına dayanmaktadır.
Davacı tarafın istinaf başvurusu ise avans faize hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesinin hatalı olduğu hususuna dayanmaktadır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01/06/2015 tarihinde değiştirilerek Yeni Genel Şartlar kabul edilmiştir. KTK’da 6704 sayılı Kanun ile değişiklik yapılarak Yeni Genel Şartlara ilişkin yasal düzenleme 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Davaya konu kaza, 11/08/2015 tarihinde meydana gelmiştir. Yeni Genel Şartların C.10. maddesi ile, 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır.
Yeni Genel Şartlar’ın C.11. maddesi ile de Yeni Genel Şartlar’ın, Genel Şartlar’ın yürürlük tarihi olan 01/06/2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacağı öngörülmüştür.
Somut uyuşmazlıkta davacının oğlu (desteği) …’nın sürücüsü olduğu ve davalı tarafça ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunan … plakalı aracın ZMSS poliçesinin başlangıç tarihi 14/11/2014 olduğuna göre sigorta sözleşmesi tarihinde yürürlükte olan eski genel şartlar uygulanacaktır. Eski genel şartlarda destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri teminat kapsamı dışında bırakılmadığından Hakem Heyetince davacının tazminat talebinin kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30.maddesine 13/06/2012 tarihli 6327 sayılı Kanun’un 58.maddesi ile eklenen 17.fıkrasında, “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir. Bu maddede “talebi reddedilenler ” olarak belirtilenler, Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuran sigortalılar ve sigorta poliçesinden menfaat temin edenlerdir. Çünkü talep tektir. O da sigortalılar ve sigorta poliçesinden yararlananların Sigorta Tahkim Komisyonu’na yaptığı başvuru talebidir. Sigorta ve sigorta poliçesinden menfaat temin edenler lehine karar verilmesi halinde ise Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “Tahkim’de ve Sigorta Tahkim Komisyonu’nda Ücret” başlıklı 17.maddesine göre, tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir. Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti de, bu doğrultuda karar vermiştir. Dolayısıyla, başvuru sahibi lehine tam nispi vekalet ücreti verilmesinde usul ve yasa açısından herhangi bir aykırılık bulunmamaktadır. Başka bir deyişle, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf iddia ve itirazı da yerinde değildir.
Davacı taraf her ne kadar avans faizine hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia etmişse de Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararında yasal faize hükmedilmiş ve davacı tarafça bu karara karşı herhangi bir itirazda bulunulmamıştır. Bu husus da davalı yönünden usuli kazanılmış hak teşkil ettiğinden davacı tarafın istinaf başvurusu yerinde değildir.
Bu nedenlerle; HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 04/05/2018 tarih, 2018/3090 D.İş Esas – 2018/3123 D.İş Karar sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti’nin 14/04/2018 tarih 2018/İHK-2791 Karar sayılı kararına karşı, taraf vekillerince yapılan istinaf başvurularının ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
3-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,
4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere oy çokluğu ile karar verildi.05/12/2018.

KARŞI OY

Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 01/02/2018 tarih, 2015/6820 E. ve 2018/493 K. sayılı kararında açıklandığı üzere 19.01.2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazete’de yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13 üncü fıkrasına “(13) (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” hükmü eklenmiştir. Bu durumda Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16.13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 13. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığından bu yöne ilişkin davalı istinafının kabul edilmesi gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum ( Aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2018 tarih, 2018/1726 E. ve 2018/8853 K., 07/05/2018 tarih, 2016/10994 E. ve 2018/4624 K. sayılı kararları ile Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 26/04/2018 tarih, 2017/5281 E. ve 2018/3189 K. sayılı kararı).