Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/2296 E. 2020/3542 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/2296
KARAR NO: 2020/3542
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 27/03/2018
NUMARASI: 2015/624 Esas – 2018/279 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 17/09/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacılardan …’ün 03/01/2014 tarihinde 7 yaşındaki torununu okuluna bıraktıktan sonra eve dönüş yolunda … ve … plakalı araçların sebep olduğu trafik kazası sonucu ağır yaralandığını açıklayarak, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın ve 40.000 TL manevi tazminatın, adı geçenin kızı diğer davacı … için ise 20.000 TL manevi tazminatın sigorta şirketleri bakımından poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla, davalılardan kaza gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen ve müştereken tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, kabul anlamına gelmemekle birlikte dosyanın adli tıbba gönderilmesini, maddi tazminat tutarından indirime gidilmesi gereken hususların belirlenecek tazminat tutarından düşülmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince “Maddi tazminat yönünden açılan davanın konusuz kalmış olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talepleri yönünden; davanın kısmen kabulüne, davacı … yararına 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 03/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı … yararına 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 03/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, verilen ihtiyati tedbirin karar tarihi itibariyle kaldırılmasına, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili, davalı … vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kaza ile ilgisi olmayan …’ün kızı … adına 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği, takdir yetkisi kullanılmadan bilirkişi raporuna bağlı kalındığını, mahkemenin davacının kusuruna ve ekonomik gelirine değinmediğini, manevi tazminatın zenginleşmeye sebebiyet verdiğini, ceza dosyasındaki tespite göre yaya … isimli şahsın geçit ve kavşakta dikkat etmeyerek tali kusurlu olduğunu, tarafların kusuru eşit değilken tüm tazminattan sorumluluğun eşit tutulmaması gerektiğini, reddedilen kısım için vekalet ücreti bölünmeden ayrı ayrı vekalete hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kaza ile ilgisi olmayan …’ün kızı … adına 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği, takdir yetkisi kullanılmadan bilirkişi raporuna bağlı kalındığını, mahkemenin davacının kusuruna ve ekonomik gelirine değinmediğini, manevi tazminatın zenginleşmeye sebebiyet verdiğini, ceza dosyasındaki tespite göre yaya … isimli şahsın geçit ve kavşakta dikkat etmeyerek tali kusurlu olduğunu, tarafların kusuru eşit değilken tüm tazminattan sorumluluğun eşit tutulmaması gerektiğini, reddedilen kısım için vekalet ücreti bölünmeden ayrı ayrı vekalete hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı …’in tali kusurlu, davalı …’in asli kusurlu ve davacı …’ün kusursuz olduğunun Adli Tıp Kurumu … Trafik İhtisas Dairesi 15.09.2015 tarihli kusur raporunda belirtildiğini, müvekkilin fiziksel ve psikolojik anlamda zor durumda olduğunu, bu süreçte yanında olan kızı … adına 5.000,00 TL manevi tazminatın az olduğunu, mahkemenin, sulh protokollerine ve davalı … şirketlerinin beyanlarına rağmen davacı müvekkiller aleyhine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmettiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda:Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi – manevi tazminat istemine dayanmaktadır. Karayolları Trafik Kanunu’nun 88. maddesinde “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur” düzenlemesine yer verilmiş olup; motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu; ayrıca, birden fazla kişinin zararı tazmin ile yükümlü olması durumunda, zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtilmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir.Yine 6098 sayılı TBK’nun 61. maddesinde “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” demekle birden çok kişinin zarardan aynı sebeple ya da çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır (818 sayılı BK’nun 51. maddesinde de paralel düzenleme mevcuttur). Bu durum iki veya daha çok kişinin şahsında sorumluluğun ya da herhangi bir tazminat yükümlülüğü şartlarının gerçekleşmesi halinde söz konusu olur. İşte bu tür durumlarda sorumlular hakkında müteselsil sorumluluk hükümleri uygulanacaktır.Müteselsil sorumluluk, kanundan doğan bir sorumluluk türü olup müteselsil sorumluların birinden talepte bulunan hak sahibinin, tüm ilgililer bakımından müteselsil sorumluluğa dayandığını ifade etmesine de gerek yoktur. Müteselsil sorumluluk ilkesi gereği, yaya olan davacının kazanın oluşumunda kusurunun bulunmamasına göre, zararın tamamını, isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebilir.Somut olayda; Davacı vekili açıkça davalıların kusuru oranında sorumlu tutulmasını istemediğine, zararın tamamının tüm davalılardan müştereken müteselsilen tahsilini talep ettiğine göre, davalıların müteselsil sorumluluk gereğince zarardan sorumlu tutulması gerektiğinden davalılar vekilinin kusur oranına göre sorumluluğa ilişkin istinaf yerinde değildir. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta kaza nedeniyle ağır yaralanan davacı …’ün kızı olan diğer davacı yararına da T56/2.maddesi gereğince değerlendirme yapılarak manevi tazminata hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiş; Kaza tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacı …’ün yaralanması derecesi ve iyileşme süresi ve tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarlarının usul, yasa ve hakkaniyete uygun ve makul olduğu kanaatine varılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden hüküm talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. HMK’nın 357/1. maddesinde de Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Dosya kapsamından hükme esas alınan kusur raporunun istinaf talep eden davalılara HMK 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile tebliğ edildiği halde davalıların süresi içerisinde rapora itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde kusur oranları bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden kusura ilişkin istinaf itirazı değerlendirilmeye alınmamıştır. Mahkemenin gerekçeli kararında ve dosya kapsamında, Davalı … vekilinin 10/11/2017 tarihli dilekçesi, davalı … vekilinin 13/12/2017 tarihli dilekçesi ve davacılar vekilinin 05/12/2017 tarihli dilekçesi ile taraflar arasında yapılan sulh protokolü ibraz edilerek bu protokolde vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri olmadığı belirtilmesine ve İlk Derece Mahkemesince de maddi tazminat yönünden açılan davanın konusuz kalmış olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olmasına rağmen hüküm fıkrasının 7.bendinde maddi tazminat davası bakımından davacılar ve davalı … ve … Sig. A.Ş. lehine vekalet ücretine hükmedilmesi; İhtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin ayrı ayrı manevi tazminat talebinde bulunmuş olması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre ayrı ayrı, yine davalılar lehine de red edilen miktar için ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi gerektiği halde davacı …’nın red edilen manevi tazminat talebi üzerinden kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar … ve … lehine vekalet ücreti hükmedilmemiş olması doğru olmadığından bu yönlere değinen istinaf taleplerinin kabulüne ve hükmün belirtilen yönlerden düzeltilmesine karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davacı ve davalılar … ve … vekillerinin istinaf başvurusunun vekalet ücreti yönünden kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına ve davalılar vekili ile davacı vekilinin diğer istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacılar vekili ile davalılar … ve … vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının( vekalet ücreti yönünden) HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-) Maddi tazminat yönünden açılan davanın konusuz kalmış olması nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2 ) Manevi tazminat talepleri yönünden; DAVANIN KISMEN KABULÜNE, Davacı … yararına 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 03/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Davacı … yararına 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 03/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, Verilen ihtiyati tedbirin karar tarihi itibariyle KALDIRILMASINA, 3-Alınması gereken 3.073,95 TL harçtan peşin ve ıslah ile alınan 420,50 TL nin mahsubu ile eksik kalan 2.653,45 TL harcın davalılar …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA, 4-Davacılar tarafından dava açılırken yatırılan 453,30 TL ( 25,20 TL BH, 239,10 TL PH,181,40 IH, 7,60 TL VH ) harcın davalılar …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE, 5-Davacıların yaptığı bilirkişi ücreti 2.800,00 TL, tebligat gideri 584,10 TL,99,00 Talimat,186,00 TL müz., 282,00 diğer toplam 3.951,00 TL nin red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.963,25 TL nin davalılar …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE, 6-Manevi tazminat talebi bakımından: a) Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Asgari Avukatlık Ücret Tarifesi hükümleri gereğince kabul ve red oranına göre kabul edilen miktar üzerinden davacı … için hesaplanan 4.750,00 TL, davacı … yönünden hesaplanan 2.180,00 TL ücreti vekaletin davalılar …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE, b) Davacı …’in açtığı manevi tazminat davasında reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde Asgari Avukatlık Ücret Tarifesi’nin 10/2.maddesi gereğince belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar … ve …’e müteselsilen verilmesine, 7-Davalı … tarafından yapılan 186,00 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 46,50 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine, 8-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerin üzerinde bırakılmasına, yatırılan avantan bakiye kalan kısmın kararın kesinleşmesi sonrası davacılara iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ; 1-Davacı ve davalılar …, … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harçlarının istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından yatırana iadesine, 2-a- İstinaf aşamasında davalı … vekili tarafından yapılan 151,65 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacı …’den tahsili ile adı geçen davalıya verilmesine, b- İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan 34,30 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacı …’den tahsili ile adı geçen davalıya verilmesine, c- İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 84,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/09/2020