Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/2295 E. 2020/3541 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/2295
KARAR NO: 2020/3541
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 03/10/2017
NUMARASI: 2014/727 Esas – 2017/930 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 17/09/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dilekçesinde özetle; 15/08/2011 tarihinde davalı … şirketine sigortalı davalı araç sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkiline çarpması ile gerçekleşen trafik kazası sonucu müvekkilinin yaralanarak beden gücü kaybına uğradığını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla iş göremezlik, bakıcı giderleri ve daimi maluliyet zararı nedeniyle; davalılardan kaza tarihinden itibaren 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesine göre belirlenecek maddi tazminat ile 10.000,00 TL manevi tazminatın avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 28/02/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile; yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde geçici iş göremezlik zararının 12.410,25 TL, sürekli iş göremezlik zararının 35.527,38 TL, bakıcı giderinin 2.612,60 TL olarak toplamda 50.550,23 TL olduğu tespit edildiğini, bu sebeple başvuru yapılırken 10.000,00 TL manevi tazminat ile 50.550,23 TL maddi tazminat ile toplamda 60.550,23 TL olarak ıslah ettiklerini belirtmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; 15/08/2011 tarihli kazada kusuru olmadığını, müşteki ve tanıkların ifadelerinde kendilerine yanan yeşil ışığı görmediklerini, kırmızı ışıkta davacı olmasına rağmen tazminat almaya çalıştığını, ayrıca davanın zamanaşımına uğradığını, iş bu davada sorumlu ve kusurlu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince ” maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 28.483,27 TL maddi tazminatın davalılar … ve … yönünden 15/08/2011 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş yönünden dava tarihi olan 14/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü 3.000 TL manevi tazminatın 15/08/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Hükmedilen maddi tazminatın eksik ve hatalı olduğunu, davacının dinlenen tanık beyanı ve TUİK kazanç bilgisi sorgulama ekranındaki bilgilere göre kazancının ek raporda hesaplanan miktar üzerinden karar verilmesi gerektiğini, Yerel Mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu ve taleplerin reddedilen kısmı için karşı taraf vekillerine ödeyeceği vekalet ücretinin lehe hükmedilen 3.000,00 TL miktarındaki manevi tazminattan fazla tuttuğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maluliyet tazminatı, bakıcı gideri ve manevi tazminat istemlerine dayanmaktadır. Mahkemece davacının geliri asgari ücret üzerinden kabul edilerek bu gelir üzerinden hesaplanan geçici ve kalıcı iş göremezlik ve bakıcı gideri zararına hükmedilmiştir. Davacının çalıştığı ve kazanın meydana geldiği tarihteki maaş bordrosu ya da başka bir belge dosyaya sunulmamış, İTO yazı cevabında ücretin bordroda yazılı miktar olabileceği belirtilmiş , davacı vekilinin beyanına göre davacının motorkurye olarak çalıştığı, davacının gelirine ve yaptığı işe ilişkin kendisinin ve tanıkların beyanları dışında objektif üçüncü kişileri bağlayıcı nitelikte herhangi bir resmi kayıt veya ispata yarar delilin olmadığı dosya kapsamından anlaşıldığına göre davacının asgari ücret üzerinden gelir elde ettiği değerlendirilerek yapılan hesaplamanın hükme esas alınmasında isabetsizlik görülmemiştir. Mahkemece davanın kabul ve red oranlarına göre maddi ve manevi tazminat yönünden ayrı ayrı ve davacı lehine hükmedilen miktarı geçmeyecek şekilde davalı tarafa vekalet ücreti takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.Davaya konu kazada mahkemece davalı sürücü %100 oranında kusurlu ve davacının ATK ile belirlenen maluliyet raporuna göre; %4,3 oranında kalıcı maluliyetinin bulunduğu, iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceğini belirten rapor, tarafların ekonomik sosyal durumları nazara alınarak kısmen manevi tazminata hükmedilmiştir. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir.Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacının yarlanmasının mahiyeti ve maluliyet oranı ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarının bir miktar düşük belirlendiği, aynı ilkelere göre yapılan değerlendirmeye göre 8.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca manevi tazminat miktarı düzeltilerek esas hakkında yeniden karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince, istinafa konu İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak ESAS HAKKINDA YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA, Buna göre; 1-Maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 28.483,27 TL maddi tazminatın davalılar … ve … yönünden 15/08/2011 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş yönünden dava tarihi olan 14/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,2- Manevi tazminat davasının kısmen kabulü 8.000,00 TL manevi tazminatın 15/08/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,3-Alınması gerekli 2.492,17 TL ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 170,80 TL ve 170,00 TL ıslah harcının toplamı olan 340,80 TL harcın mahsubu ile eksik bakiye 1.809,83 TL’nin 2.151,37 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-Maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 3.417,99 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 5-Maddi tazminat talebi yönünden davalılar … ve … Sigorta A.Ş. vekili için takdir olunan 2.648,01 TL’nin davacıdan alınarak davalılar … ve … Sigorta A.Ş.’ ye müşteren ve müteselsilen verilmesine, 6-Kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre hesap ve takdir olunan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 7-Reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre hesap ve takdir olunan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı …’a verilmesine, 8-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan başvurma ve peşin harcı ile 198,85 TL ve ıslah harcı olarak yatırılan 170,00 TL’nin toplamda 368,85 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 9-Davacı tarafından sarfedilen 1.708,15 TL posta giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan ve davalılardan tahsili gereken 1.029,20 TL’den, 803,51 TL’sinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen; 225,69 TL’sinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 10-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 130,85 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/09/2020