Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/2266 E. 2020/3539 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/2266
KARAR NO: 2020/3539
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 19/03/2018
NUMARASI: 2017/519 Esas – 2018/325 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/09/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14/08/2016 günü D-100 karayolu üzerinde seyreden ve …’a ait … plakalı aracın kaza tarihinde müvekkilinin malik olduğu … plakalı 2013 model … marka araca ve … plakalı başka bir araca çarparak hasara uğramasına sebebiyet verdiğini, söz konusu … plakalı aracın tehlikeli şekilde şerit değiştirerek iki aracın arasından geçmeye çalıştığını ve kaza meydana geldiğini, bu kaza sonrası maddi hasara uğrayan müvekkilinin aracın tamir edilmesine rağmen, aracın parçaları değiştiğinden aracın en az dava değeri kadar değer kaybettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla en az 3.000 TL değer kaybının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin yerleşim yeri itibariyle yetkisizlik itirazında bulunduğunu, … Mahkemelerinin yetkili olduğunu, huzurdaki davanın belirsiz dava olarak görülemeyeceğini, dava açılmadan önce müvekkiline herhangi bir başvuru yapılmadığından davanın özel dava şartı yokluğundan usulden reddini, davanın belirsiz alacak davası olarak görülemeyeceğinden davanın hukuki yarar yokluğundan reddini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince “Davanın kabulüne, tespit edilen 4.538,00 TL değer kaybının ıslah dilekçesi de dikkate alınarak davalı … yönünden haksız fiil tarihi olan 14/08/2016, Sigorta şirketi yönünden ise poliçedeki limit ile sınırlı olmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunulmadığını, Trafik Sigortası Genel Şartlarında belirtilen gerekli evrakların sunulmadığını, hak sahibinin banka hesap bilgilerini ibraz etmediğini belirterek, istinafa konu ilama dayalı yapılan icra takibinin istinaf incelemesi sonuna kadar teminat karşılığında durdurulmasını talep ederek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda:Dava, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan araç değer kaybı tazminatı istemine dayanmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde 6704 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle değişiklik yapılarak, zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabileceği veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceği belirtilmiştir. 6704 sayılı Kanun’un 26.04.2016 tarih, 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanması ile yayım tarihi olan 26.04.2016 tarihinden itibaren KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlüğe girmiştir. Yasal değişiklikle birlikte, artık mahkemede dava açılmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapılması zorunlu hale getirilmiştir. KTK’nın 97. maddesi ile getirilen bu başvuru koşulu HMK’nın “dava şartlarını” düzenleyen 114/2. maddesinde yer alan “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü kapsamında özel bir dava şartıdır. Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. KTK’nın 97. maddesi ile getirilen başvuru koşulu da tamamlanabilir bir dava şartı niteliğinde olduğundan mahkemece bu dava şartı yerine getirilmeksizin dava açıldığının tespiti halinde, Mahkemece davacı vekiline 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde öngörülen başvuruya ilişkin eksikliği gidermesi için kesin süre verilmeli, başvuru yapılması halinde başvurunun akıbeti beklenmeli, sigorta şirketince 15 gün içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın talebi karşılamaması halinde dava şartının yerine getirildiği kabul edilerek davanın esasına girip deliller toplanıp değerlendirilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmeli, kesin süre içinde başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmemesi halinde ise bu kez dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmelidir.Somut uyuşmazlıkta, dava tarihi olan 07/06/2017 itibariyle 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup davacı tarafça dava tarihinden önce davalı … şirketine başvurulmadığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Kaza tarihi ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olduğuna göre davacı tarafın KTK’nın 97.maddesi gereğince sigorta şirketine başvurması gerekir. Ancak davacı tarafça her ne kadar dava açılmadan evvel başvuru koşulu yerine getirilmemiş ise de İlk Derece Mahkemesine dava açtıktan sonra bu koşul yerine getirilebilir.Davacı vekili tarafından 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanunu’nun 5. maddesiyle değişik 97. maddesi gereğince davalı … şirketine başvuru yapıldığı, dava şartı noksanlığı yargılama sırasında giderildiğine göre davalı vekilinin istinaf itirazı yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2- Alınması gereken 310,00 TL karar harcından peşin alınan 98,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 211,90 TL harcın davalı …’den tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.17/09/2020