Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/2209 E. 2019/208 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/2209
KARAR NO : 2019/208
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 30/03/2018
NUMARASI : 2018/2190D.İş Esas 2018/2190 D.İş Karar( İtiraz Hakem Heyeti 09/03/2018 tarih, 2018/İHK-1514)
DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
KARAR TARİHİ: 21/02/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda: 08.06.2017 tarihinde, davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortalı … plakalı aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası neticesinde araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin murisi … yaralandığını ve 22.06.2017 tarihinde vefat ettiğini, murisin vefatı nedeniyle müvekkillerinin, murisin desteğinden yoksun kaldıklarını, karşı taraf sigorta kuruluşuna yapılan başvuru sonrası toplam 90.646,00 TL tazminat ödendiğini, ancak yapılan ödemenin eksik olduğunu, eksik ödeme ile ilgili olarak yapılan başvuruya cevap verilmediğini belirterek, HMK 107.madde gereğince daha sonra artırılmak üzere şimdilik 6.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, olay tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 30/11/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile … yönünden 79.177,05 TL, … yönünden 19.696,74 TL, … yönünden 24.871,32 TL, … yönünden 28.058,35 TL ve … yönünden 44.612,63 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde: … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMM Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, başvuru üzerine hasar dosyası açıldığını, aktüerya raporunda belirlenen 90.646,00 TL tazminatın davacılara ödendiğini, ödeme ile müvekkili şirketin sorumluluğunu yerine getirdiğini, bu nedenle talep edilen tazminat, faiz ve her türlü aşkın talebin reddi gerektiğini, müteveffa araçta yolcu olduğundan ve emniyet kemeri takmadığından, müterafik kusur indirimi ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini belirtilerek, başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından başvurunun kabulüne; … için 81.177,05 TL, … için 20.696,74 TL, … için 25.871,32 TL, … için 29.058,35 TL ve … için 45.612,63 TL olmak üzere toplam 202.416,09 TL tazminatın 15.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … AŞ ‘den alınarak başvuru sahiplerine ödenmesine karar verilmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına davalı sigorta vekili tarafından itiraz edilmiş, İtiraz Hakem Heyeti tarafından yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; sigorta vekilinin itirazlarının reddine karar verilmiş, İtiraz Hakem Heyeti kararı davalı vekilince istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Bilirkişi tarafından erkek çocuklar için destek bitiş yaşının 22 olarak belirlenerek hesap yapıldığını, erkek çocukların destek bitiş tarihinin tespitinde 18 yaşın esas alınması gerektiğini, 18 yaş esas alınarak hesap yapılması halinde bilirkişinin belirlediği tazminat miktarından, yaklaşık 8.000,00 TL daha düşük tazminat ödenmesi gerektiğini, başvuru dilekçesinde talep sonucunun açık olmadığını, her bir müracaatçı için talep edilen tazminat miktarlarının ayrı ayrı gösterilmediğini, hakem heyetince talebin açıklattırılarak yargılamaya devam edilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar vermesinin hatalı olduğunu, ayrıca talep sonucunun açık bir şekilde belirtilmemesi nedeniyle başvurunun HMK’nın 119/ğ bendi uyarınca usulden reddi gerektiğini, davacılara 90.646,00 TL ödeme yapıldığını ve bu ödeme neticesinde ibraname-muvafakatname verildiğini, ödeme ile müvekkili şirketin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiş olduğundan davacı taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, müteveffanın araçta yolcu olarak bulunup emniyet kemeri takmadığını, ifadelerde sürücü ile müteveffa arasında arkadaşlık ilişkisi olduğunun belirtildiğini, arkadaşlık ilişkisinin mevcut olduğu hallerde herhangi bir karşılık ile taşımanın hayatın olağan akışına aykırı olması sebebiyle hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, emniyet kemerinin takılı olmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi uygulanması gerektiğini belirterek, İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılarak, yeniden yapılacak yargılama neticesinde talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: 08.06.2017 tarihinde, davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası neticesinde araçta yolcu olarak bulunan davacılar murisi …. yaralanarak 22.06.2017 tarihinde vefat ettiği, davacı Semra’nın murisin eşi, davacılar …, … ve… murisin çocukları, davacı … murisin annesi olduğu anlaşılmaktadır.5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrasında 5.000,00 TL’nin altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarının kesin olduğu, 5.000,00 TL ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebileceği, 40.000,00 TL’nin üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebileceği belirtilmiştir.Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığına göre, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kabul ettiği tazminat tutarları nazara alındığında davacılar …, …. ve …. yönünden verilen kararlar kesin nitelikte olduğundan, istinaf incelemesi, davacılar …. ve …. yönünden yapılmıştır. Davalı sigorta şirketi tarafından, davacılara Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru öncesi bir kısım ödeme yapılmış ise de bilirkişi raporu ile sigorta şirketi tarafından daha önce yapılan ödemeler güncellenip mahsup edilmek suretiyle talep edilebilecek tazminat miktarlarının belirlendiği, dolayısıyla davacı tarafça eksik ödenen bakiye tazminat miktarları yönünden başvuru yapılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı vekili tarafından, başvuru dilekçesinin talep sonucunun açık olmadığı, her bir müracaatçı için talep edilen tazminat miktarlarının ayrı ayrı gösterilmediği, hakem heyetince talebin açıklattırılarak yargılamaya devam edilmesi gerekirken yazılı şekilde karar vermesinin hatalı olduğu istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de; koordinatör hakem tarafından verilen 22/11/2017 tarihli ara karar uyarınca, davacılar vekilince ibraz edilen dilekçe ile 6.000,00 TL’lik talep tutarının 2.000,00 TL’sinin eş …, 1.000,00 TL’sinin kızı …, 1.000,00 TL’sinin …, 1.000,00 TL’sinin … , 1.000,00 TL’sinin … adına talep edildiğinin bildirildiği görülmektedir.Kaza tespit tutanağında, kaza sırasında murisin emniyet kemeri takıp takmadığı ile ilgili olarak bilgi bulunmadığı gibi dosya kapsamı ve tanık ifadelerinde de bu hususa ilişkin beyan ve delil yoktur. Bu hali ile davalı tarafça, kaza sırasında murisin emniyet kemeri takmadığı iddiası ispatlanmamış olup davacılar lehine belirlenen tazminattan emniyet kemeri takılmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılmaması yerindedir. 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesinde hakimin, tazminatın kapsamını, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiştir. Dosya içerisinde mevcut olan kolluk ifadelerine göre araçta yolcu olarak bulunan davacılar desteği ile araç sürücüsünün arkadaş oldukları, murisin eşi … kollukta alınan ifadesinde eşinin arabası bulunmadığını, aracı kullanan … eşinin cezaevinden arkadaşı olduğunu bildiğini ifade ettiği; desteğin annesinin de benzer içerikte beyanda bulunduğu anlaşılmakta ise de hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde sürücü ile taşınanın sadece arkadaş olmaları hatır taşımasının kabulü için yeterli olmayıp taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Somut olayda, ölen destek ile sürücünün arkadaş oldukları anlaşılmakta ise de dosya ve UYAP sisteminden dosyaya aktarılan ceza dosyası içeriğinden, taşımanın desteğin veya sürücünün çıkarına olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Taşımada sürücünün menfaatinin bulunmadığı iddiası davalı tarafça ispat edilememiştir. Bu halde, belirlenen tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmamasında yargısal uygulamalara, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen nedenlerle, davacılar …, … ve …. yönünden davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12.maddesi ve HMK’nın 352. maddesi uyarınca reddine; davacılar … ve … yönünden davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun da HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki karara varılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-a)Davacılar …ve … yönünden davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12.maddesi ve HMK’nın 352. maddesi uyarınca REDDİNE, b)Davacılar … ve … yönünden davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca REDDİNE,2-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,3-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,6- İstinaf başvurusu için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı .. yönünden HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtaya temyiz yolu açık; diğer davacılar … ve … yönünden HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.21/02/2019