Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/207 E. 2020/108 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/207
KARAR NO : 2020/108
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 06/07/2017
NUMARASI : 2014/1940 Esas – 2017/852 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 29/01/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin çocuğu olan … ‘ın 06/10/2014 günü Şanlıurfa ili … ilçesi … Köyü ile … Köyü yolu üzerinde davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS sigortalı bulunan … plakalı araç içerisinde yolcu olarak seyahat ederken meydana gelen kaza neticesinde vefat ettiğini, müteveffa … vefat etmesinden dolayı her iki müvekkili yönünden ayrı ayrı olmak üzere 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın öncelikle kusur durumunu ispat etmesi gerektiğini, ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, davacıların kaza nedeni ile gerçek zararının tespitinin gerektiğini, davacıların kaza nedeni ile elde ettiği gelirlerin mahsubu gerektiğini, KTK 96.maddesinin değerlendirilmesi gerektiğini, davadan önce müvekkili şirkete başvuru yapılmadığını, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “Davanın kabulü ile; Davacı … yönünden; 60.648,01 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine, Davacı … yönünden; 60.648,01 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı …. vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkeme kararına esas teşkil eden 13/07/2016 tarihli bilirkişi raporuna yapılan itirazların değerlendirilmediğini, kazayı yapan aracın ticari olarak yolcu taşımasında kullanılan araç olduğunu, yolcu taşımacılığı yaptığı sırada kazanın meydana geldiğini, yolcu taşımacılığının yapıldığı taşımalarda zarar zorunlu taşıyıcı mali mesuliyet sigortası teminatı kapsamında olduğunu, önceliğin bu sigortada olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğu olmadığını, bu durumun mahkemece hiç irdelenmediğini, hatır taşıması tespiti yapılmadığını, destek pay oranlarının yanlış olduğunu, davacıların diğer çocuklarının destek durumunun değerlendirilmediğini, davacıların murisin ölümü ile destekten yoksun kaldığını ispatlamaları gerektiğini ,kararın bozulması gerektiğini talep etmiştir. Dava, destekten yoksun kalma maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun “Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı bölümünde düzenlenmiş olup; kanunun 17. maddesinde “Şehirlerarası ve Uluslararası yolcu taşımacıları, duraklamalar dahil olmak üzere kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyanın zarara uğramasından dolayı sorumludurlar” düzenlemesi yapıldıktan sonra, 18. maddesinde “Taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanun’un 17. maddesinden doğan sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar” düzenlemesine yer verilmiştir.4925 sayılı yasa hükümleri ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarındaki tanımlara göre, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yaptırma zorunluluğu için, öncelikle şehirlerarası veya uluslararası bir taşımanın mevcut olmasının gerekli olduğu anlaşılmaktadır.Davaya konu kazayı yapan aracın, kaza tarihi itibariyle Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta poliçesinin bulunup bulunmadığı mahkemece araştırılıp değerlendirilmemesi doğru olmamış ise de somut olayda kazanın, Şanlıurfa il içi taşıma esnasında meydana geldiği anlaşıldığından, 4925 sayılı Yasa ve genel şartlar gereğince Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yaptırma mecburiyetinin bulunmamaktadır.Bir olayda hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıması ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Hakim, tazminattan mutlaka belli bir oranda indirim yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Mahkemece, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları göz önüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması, BK’nın 43. madde hükmüne göre tazminattan indirim yapılıp yapılmayacağı karar yerinde tartışılması, sonucuna göre hüküm tesisi gerekmektedir.Somut olayda, davalıya trafik sigortalı araçta bulunan destek … pamuk toplamak için çalışmaya gittikleri ve kazanın da bu yolculuk sırasında meydana geldiği anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan bu nedenlerle, mahkemece belirlenen tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmamasında yargısal uygulamalara, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.Yerleşik Yargıtay içtihatları ve süregelen yargısal uygulamalarda trafik kazası sonucu ölen küçük çocuk ölmeseydi 18 yaşına gelmesi ile birlikte gelir elde edeceği ve ana ve babaya bakması muhtemeldir. Desteğin ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek, desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babaya %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki eşe iki anne ve babaya birer pay vererek yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16’şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe iki pay eşe bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14’er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya 12,5’er pay verilmesi gerektiği, daha sonra anne ve babadan yaşam tablosuna göre hangisi destekten çıkacaksa kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekmektedir. Dosya kapsamında hükme esas alınan bilirkişi raporuna davalı vekilinin itirazının mahkemece değerlendirilmemesi doğru olmamış ise de bilirkişi raporundaki destek pay hesabının da Yargıtay içtihatları doğrultusunda yapıldığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu bende ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 8.285,73 TL karar harcından peşin alınan 2.072,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.213,73 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf talep edenin istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.29/01/2020