Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/206 E. 2020/158 K. 31.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/206
KARAR NO: 2020/158
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/10/2017
NUMARASI: 2014/514 Esas – 2017/852 Karar
DAVA: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 31/01/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 18/03/2014 günü sürücü … yönetimindeki … plakalı araçla … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpıştığını, çarpmanın etkisiyle savrulan … plakalı aracın trafik ışık direğinin dibinde karşıdan karşıya geçmek için bekleyen müvekkiline çarptığını, 2 araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, davalı … Sigorta AŞ nin trafik poliçesiyle … plakalı aracın, davalı … Sigorta AŞ’nin ise ZMMS poliçesi ile … plakalı aracın 3.kişilere verdiği zararları teminat altına aldığını, tedavi giderleri açısından 6111 sayılı Yasa ile sigorta şirketlerinin sorumluluklarının sona ererek bu sorumluluğun SGK’ya geçtiğini, kaza sonucu bacağının kırıldığını, trafik kazasından ötürü 85 gün çalışamayacağını, hastaneye taksiyle gelip gittiğini, tedavi gideri kapsamında 703,50 TL tedavi masrafı olduğunu, hastanede kaldığı süre içerisinde yatak ücreti olarak toplam 4.140 TL ödediğini, yüksek yoğunluklu plastik yürüyüş pofu satın aldığını belirterek şimdilik yaralanma nedeniyle geçici iş göremezlik nedeniyle ve SGK’nın karşılamadığı tedavi gideri kapsamında 10.000,00 TL maddi tazminatı davalılardan … ve …’den kaza tarihi, sigorta şirketleri açısından dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini, şimdilik 100 TL tedavi giderinin SGK’dan yasal faizi ile tahsiline ayrıca 70.000 TL manevi tazminatın … ve …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; trafik kazasının gerçekleşmesinde kusurunun bulunmadığını belirterek hakkında açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; Görevli mahkemenin iş mahkemeleri olduğunu, 6111 sayılı Kanun ile 2918 sayılı Kanun’un yeniden düzenlenen 98.maddesi ile yönetmelik ve genelge hükümleri çerçevesinde trafik kazası nedeniyle sunulan tedavi hizmet bedellerinin (tedavi , tıbbi malzeme, ilaç, refakatçi ve yol giderleri) SUT kapsamında kurumlarınca karşılandığını, geçici iş göremezlik, maddi-manevi ve bakıcı giderleri gibi talepler yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğunun devam ettiğini, ayrıca davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin ispata muhtaç olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın 12/02/2014-2015 tarihleri arasında trafik poliçesiyle sigortalandığını, sigortalananın kusur oranında olmak üzere bedeni zararlarda azami 268.000 TL ile teminat verdiklerini, davacının tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik talebinin 6111 Sayılı Yasa ile yapılan değişiklik nedeniyle sorumlusunun SGK olduğunu, ticari faiz istenemeyeceğini, davacının iddiasını ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kusur oranının bilirkişi vasıtasıyla tespitinin gerektiğini, maddi ve manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince, “davacının SGK dışındaki diğer davalılar hakkında açtığı maddi tazminat davasının kabulü ile; 19.530,34 TL si geçici iş göremezlik, 99.520,79 TL si sürekli iş göremezlik, 306 TL si belgelenemeyen tedavi gideri olmak üzere toplam 119.357,13 TL nin SGK dışındaki diğer davalılardan, sigorta şirketleri açısından dava tarihinden, … ve … yönünden ise kaza tarihi olan 19/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile bilrlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının SGK hakkında açtığı davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı … vekili, davalı …, davalı … Sigorta A.Ş, davalı … Sigorta A.Ş ve davalı … tarafından istinaf yasa yoluna başvurmuşlardır. Davacı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın oluşumunda her iki araç sürücüsü olan davalıların kusurlu olduğunu, mahkemece yapılan ekonomik sosyal durum araştırmasında kaza nedeniyle çalışamadığını, bakmak yükümlü çocuğunun olduğu, kazadan beri geçimini sağlayamadığı da dikkate alındığında, manevi tazminatın talepten de fazla olması gerekirken %50 indirim yapılarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca zararı bilirkişinin eksik hesapladığını, müvekkilinin sakatlığının devam ettiğini, gün geçtikçe ilerlediğini, yeni durum karşısında ATK’dan rapor alınarak hesaplama yapılması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, müvekkil aleyhine hükmedilen sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatının hukuka açıkça aykırılık teşkil ettiğini, davacı her ne kadar kaza sonucunda iş göremez hale geldiğini ve maluliyetinin devam ettiğini beyan etse de kısa sürede sağlığına kavuştuğunu ve dosyadaki bilirkişi raporunda belirtildiği gibi 18 aylık iyileşme/ göremezlik durumu yaşanmadığını, hal böyleyken sadece 4 ay istirahatli olan davacıya 18 ay üzerinden iş göremezlik tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, yerel mahkeme tarafından hükmedilen sürekli iş göremezlik tazminatının ise neye dayanarak hükmedildiğinin belirtilmediğini zira davacının söz konusu kaza sonucu vücudunda kalıcı bir hasar oluşmadığı gibi herhangi bir organ kaybı da yaşamadığını, dolayısıyla neye dayandığı belli olmayan, davacıda kalıcı bir hasar veya aksaklık/eksiklik oluşturmayan iş bu kaza neticesinde müvekkili aleyhine 99.520,79 TL sürekli iş göremezlik tazminatına hükmedilmesi yasa ve usule aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde talep edilmeyen “sürekli iş göremezlik” zararına ilişkin hüküm kurulmuş olması, talep aşımı niteliğinde olup, taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğunu, davacı her ne kadar ıslahla taleplerini 114.450,00 TL artırmış ise de ıslah dilekçesinde yine “sürekli iş göremezlik” zararı talep edilmediğini, kaldı ki dava konusu olmayan “sürekli iş göremezlik” tazminatına ilişkin taleplerin ıslah yoluyla davaya dâhil edilmesinin mümkün olmadığını, kusur bakımından kaza tutanağı ile bilirkişi raporu arasında çelişki bulunmasına rağmen, bu çelişki giderilmeden eksik inceleme neticesinde ve sigortalı sürücünün kusurlu olduğu varsayılarak hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatı bakımından SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile kurulan hükmün kaldırılması gerektiğini, kabul anlamı içermemek kaydıyla, her durumda müvekkile sigortalı aracın kusuru oranında sorumluluğuna hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin kararında dava konusu olmayan “sürekli” iş göremezlik zararı tutarı olan 99.520,79 TL’ye hükmedilmesinin karar HMK’nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğundan hükmün bu yönüyle kaldırılması gerektiğini, davacı yan her ne kadar ıslahla taleplerini 114.450,00 TL artırmış ise de, ıslah dilekçesinde yine “sürekli iş göremezlik” zararı talep edildiğini, dava konusu olmayan “sürekli iş göremezlik” tazminatına ilişkin taleplerin ıslah yoluyla davaya dahil edilmesi mümkün olmadığını, dosya kapsamında alınan kusura yönelik bilirkişi raporunda müvekkil şirketçe sigortalı araç sürücüsüne çok yüksek oranlı olarak kusur izafe edildiğini, KTK’nın 47/d ve 52/a maddelerinde düzenlenen kuralları ihlal ettiği göz önünde bulundurulduğunda kazanın meydana gelmesinde belirlenen orandan daha yüksek oranda kusurlu olduğu, bu kapsamda konuya ilişkin eksik bilirkişi raporu dayanak alınarak kurulan yerel mahkeme kararının usul ve yasaya açıkça aykırı olduğu geçici iş göremezlik tazminatı bakımından SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile kurulan hükmün kaldırılması gerektiğini, trafik sigortasında sigortacının tazminat yükümlülüğü meydana gelen gerçek zarar, sigortalısının kusur oranı ve poliçe limitleriyle sınırlı olduğunu, ZMSS sigortacısının üçüncü kişinin maruz kaldığı gerçek zarar miktarından sorumlu bulunduğunu, davacıya geçici iş göremezliğe ilişkin herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının Sosyal Güvenlik Kurumundan sorulması, gelecek yazı cevabına göre ek rapor alınması gerekirken, eksik incelemeyle kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, müvekkilinin bir kusuru olmadığını, 05.04.2017 tarihli bilirkişi raporunda bilirkişin müvekkili için tali kusurlu olduğu yönünde görüş belirttiğini, somut delilleri ile kusurluluk veya kusursuzluk tespit edilmeliyken böyle yapılmayıp somut delillere dayanmayan ve hukuki gerekçelerden uzak bir şekilde, soyut ve tahmini ifadelerle görüş beyan edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı müvekkili asli kusurlu … ile müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduğunu, 05.04.2017 tarihli bilirkişi raporunda davalı müvekkilinin tali kusurlu (%25 kusurlu) diğer davalı … ise asli kusurlu (%75 kusurlu) olarak belirtildiğini, mahkemenin bilirkişi raporunda verilen kusurluluk oranlarına göre ayrı ayrı tazminat kalemlerine hükmedilmesi gerekirken müteselsilen ve müştereken sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 18/03/2014 tarihinde davalı sürücü …’ın yönetimindeki … plakalı aracın orta şeritten sola doğru dönüş yapacağı sırada diğer davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucu karşıdan karşıya geçmek için ışık direğinin dibinde bekleyen yaya konumundaki davacıya çarpması sonucu oluşan çift taraflı trafik kazasında davacının yaralanması nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatı ile SGK’nın karşılamadığı tedavi giderleri ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Davaya konu kaza, çift taraflı trafik kazası olup, davalılar kazaya karışan araç sürücüleri ve bağlı oldukları ZMSS poliçesi ile sigortalı sigorta şirketleridir. KTK’nın 85 ve 91. maddelerindeki düzenlemeler gereğince trafik kazası sonucu oluşan maddi zararlardan işleten, sürücü ve trafik sigortacısı zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Zarar gören davacı, TBK’nın 162 ve 163. maddesi gereğince müteselsil sorumluların hepsine karşı dava açabileceği gibi bunlardan sadece birine karşıda tazminat davası açabilir. Davalı … zarara sebebiyet veren aracın işleteni olduğuna göre aleyhine dava açılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu yöndeki istinaf itirazının reddine karar verilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan aktüer hesabında, davacının iyileşme süresinin 18 ay olduğunu belirten ATK raporuna göre ve davacı kusursuz olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmasına, iyileşme süresinin davacının 4 ay olan istirahat süresine göre değil ATK raporu ile belirlenen 18 ay olarak alınmasının gerekmesine, Sosyal Güvenlik Kurumu kalıcı sakatlık halinde ödeme yaptığından geçici iş göremezlik için ödeme yapılıp yapılmadığının sorulmamış olmasının sonuca etkili olmamasına göre davalıların geçici iş görmezlik tazminatına yönelik istinaf itirazları yerinde değildir. Davalıların kusura ilişkin istinaf itirazlarına gelince, kaza tespit tutanağında davalı sürücü …’ın kusurlu olduğu belirtilmiş, diğer davalıya bir kusur verilmemiştir. Olayla ilgili açılan ceza dosyasında keşif sonucu alınan kusur raporunda davalı sürücü … asli kusurlu, diğer davalı sürücü … tali kusurlu olduğu, davacının kusursuz olduğu tespit edilmiştir. Mahkemece aldırılan kusur raporunda ise davalı …’ın %75 oranında, davalı … ise %25 oranında kusurlu, davacının kusursuz olduğu belirlenmiştir. Bu durumda Mahkemece aldırılan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında davalıların kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. ” TBK’nın 56/1. maddesi gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacının yaralanması, maluliyet oranı ve iyileşme süresi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/1.maddesi kapsamında davacı lehine verilen manevi tazminat miktarı, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygundur. Bu nedenle davacı vekili ile davalı … vekilinin bu yöndeki istinaf iddia ve itirazı da yerinde değildir. Davacı vekili dava dilekçesinde, geçici iş göremezlik ve SGK’nın karşılamadığı tedavi giderlerini talep ettiği halde aktüer bilirkişi raporunda sürekli iş göremezlik tazminatı da hesaplanmış ve davacı tarafça ıslah, bilirkişi raporda belirlenen miktara göre yapılmıştır. Mahkemece sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı ile belgelenemeyen tedavi gideri olmak üzere toplam 119.357,13 TL tazminatın SGK dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Oysa dava dilekçesinde bulunmayan talebin ıslah yoluyla eklenmesi olanağı yoktur. Yine, HMK’nın 26.maddesi gereği, hakim taleple bağlı olup talepten fazlasına karar veremez. Sürekli maluliyet bakımından usulünce açılmış bir dava bulunmadığı halde, Mahkemece, sürekli maluliyete ilişkin talep konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde kabul kararı vermesi doğru olmamıştır. Davalıların bu yöne değinen istinaf talebinin kabulüne; Davacı vekilinin iş göremezlik tazminatının eksik hesaplandığına ilişen istinafının reddine karar verilmiştir. Davacı asilin verdiği ek istinaf dilekçesi süresinde olmadığından değerlendirmeye alınmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalılar …, …, … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta A.Ş. vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nun 353/1-b/2 maddesi gereğince kaldırılarak sürekli işgörmezlik hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde düzeltilmesine, ıslah ile talep edilen sürekli iş görmezlik tazminat talebi hakkında usulüne göre açılmış bir dava olmadığından bu talep yönünden davalılar lehine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığına, adı geçen davalıların diğer istinaf itirazlarının reddine, davacı vekilinin istinaf itirazlarının ise HMK’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-1- Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- Davalılar …, …, … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kısmen KABULÜNE, istinafa konu kararın kararının KALDIRILMASINA ve düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm oluşturulmasına, adı geçen davalıların diğer istinaf itirazlarının reddine, Buna göre; 1-Davacının SGK dışındaki diğer davalılar hakkında açtığı maddi tazminat davasının kabulü ile; 19.530,34 TL’si geçici iş göremezlik, 306,00 TL’si belgelenemeyen tedavi gideri olmak üzere toplam 19.836,34 TL’nin SGK dışındaki diğer davalılardan, sigorta şirketleri açısından dava tarihinden, … ve … yönünden ise kaza tarihi olan 19/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 2-Davacının SGK hakkında açtığı davanın reddine, 3- Sürekli maluliyete ilişkin talep konusunda karar verilmesine yer olmadığına, 4-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 35.000,00 TL’nin davalılar … ve …’den kaza tarihi olan 19/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, 4-Maddi tazminat talebi bakımından : a-Maddi tazminat yönünden alınması gereken 1.355,00 TL ilam harcından peşin alınan (25,20 TL peşin harç + 390,90 TL ıslah harcı =) 416,10 TL’nin mahsubu ile bakiye 938,90 TL harcın davalı SGK dışında kalan tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irad kaydına, b-Maddi tazminat yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan davacı yararına takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin SGK dışında kalan tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, c- Maddi tazminat talebi için peşin ödenen 25,20 TL başvurma harcı, 3,80 TL vekalet harcı, ile 25,20 TL peşin harç ve 390,90 TL ıslah harcı toplamı 445,10 TL’nin SGK dışında kalan tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, d-Davalı SGK kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, e-Yargılama sırasında davacı tarafından yapılan 794,25 TL posta gideri, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 612,90 TL adli tıp fatura gideri olmak üzere toplam 3.207,15 TL yargılama giderinin tamamından SGK dışında kalan davalılar sorumlu ise de davacının yargılama giderine ilişkin istinafı bulunmadığından davalılar yararına oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek İlk Derece Mahkemesi kararında gösterildiği biçimde “2.957,00 TL yargılama giderinin SGK dışındaki davalılardan (davalılar … Sigorta A.Ş., … Sigorta A.Ş. yönünden 2.250 TL ik yargılama giderinden sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına”, g-Davalı SGK tarafından yapılan 49,90 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 5-Manevi tazminat talebi bakımından : a-Kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden alınması gereken 2.390,85 TL ilam harcından manevi tazminat için peşin alınan 43,20 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.347,65 TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına, b-Manevi tazminat davasında, davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden 4.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, c-Manevi tazminat davasında reddedilen kısım yönünden davalılar … ve … vekil ile temsil edildiğinden 4.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine, d-Yargılama sırasında manevi tazminat talebi bakımından ayrıca masraf yapılmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına, 6-Davacı ve davalı taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın ilgilisine iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ; 1-Davalılar …, … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta A.Ş. tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf aşamasında davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 28,50 TL tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile adı geçen davalıya verilmesine, 4-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf başvurunun davacıdan tahsili ile adı geçen davalıya verilmesine, 5-İstinaf aşamasında davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 50,40 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile adı geçen davalıya verilmesine, 6-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan 12,50 TL tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile adı geçen davalıya verilmesine, 7-Duruşma yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 8-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 31/01/2020